18 Ağustos 2025 - 11:00
Türkiye'nin "Trump Yolu" Projesinden Dışlanması: Stratejik Hamle mi, Diplomatik Uzaklaşma mı?

Ermenistan-Azerbaycan arasında ABD'nin arabuluculuğunda imzalanan "Trump Yolu" anlaşmasında Türkiye'nin dışlanması, bölgesel güç dengeleri ve ABD-Türkiye ilişkilerindeki karmaşık dinamikleri gözler önüne seriyor. Bu dışlanmanın ardında yatan jeopolitik ve diplomatik sebepler, Türkiye'nin bölgesel liderlik hedefleriyle çelişen birçok faktörle açıklanıyor.

Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Güney Kafkasya’da Ermenistan ve Azerbaycan arasında ABD arabuluculuğunda imzalanan "Trump Yolu ile Uluslararası Barış ve Refah" anlaşması, Türkiye'nin bölgedeki beklenmedik dışlanmasıyla kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Türkiye, Azerbaycan ile köklü ortaklık ve tarihi bağlarına rağmen, bu kritik geçiş koridoru projesine dahil edilmedi. Bu durum, sadece bir diplomatik ihmal değil, uluslararası güç dengelerinde belirgin bir stratejik hamle olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’nin dışlanmasının temel nedenlerinden biri, Washington ile Ankara arasındaki son dönemde artan güven bunalımı ve karmaşık diplomatik ilişkiler olarak görülüyor. Özellikle Türkiye’nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alımı, ABD ile yaşanan ciddi gerilimlerin başında geliyor. ABD'nin bölgesel politikalarında önceliği güvenlik ortaklarından ziyade kendi çıkarlarına yoğunlaştırması, Türkiye'nin rolünü kırılganlaştırdı.

Buna ek olarak, "Trump Yolu" projesi ABD’nin İran’a karşı artan stratejik baskı arayışının bir parçası olarak algılanıyor. Koridor, Türkiye’nin bölgesel politikaları ve İran ile dengeli ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, ABD için Türkiye’yi sürecin dışına itmenin jeopolitik bir gereklilik olduğu değerlendiriliyor. ABD, bölgedeki güç bloklarını daha sıkı kontrol altına alma hedefiyle, Türkiye’den bağımsız bir politika oluşturmak istiyor.

Ayrıca bölgesel aktörler arasındaki rekabet Ankara'nın Ermenistan ile olan ilişkilerinin zayıf olması ve Azerbaycan üzerindeki etkisinin sınırlı kalmasıyla birleştiğinde, Türkiye'nin bu proje dışı bırakılmasının sebebi olarak ortaya çıkıyor. ABD, Türkiye’yi geçiş koridorunda doğrudan rol almaktan alıkoyarak, projenin kontrolünü başka alanlara kaydırmayı tercih etti.

Türkiye açısından bu dışlanma, bölgedeki liderlik hedefleri ve ekonomik projeler bakımından bir uyarı niteliğinde. Uzmanlar, Türkiye’nin bu durumdan çıkmak için çok boyutlu bir diplomasi ve geniş bölgesel stratejik adımlar atması gerektiğini belirtiyor. Türkiye’nin güçlü ekonomik ilişkiler ve güvenlik iş birliği kurmadığı ülkelerle sınır komşusu alanlarında daha az etkili kalabileceği vurgulanıyor.

Sonuç olarak, eriyen ittifaklar ve değişen dış politika öncelikleri, Türkiye'nin kritik projelerden uzaklaştırılmasına yol açtı. Ancak Türkiye, bölgesel dinamizmini koruyarak diplomatik kanalları genişletmeli ve aldığı derslerle geleceğe daha güçlü hazırlanmalıdır. Bu süreç, Ankara’nın hem ABD hem de bölgesel aktörlerle ilişkilerini yeniden şekillendirmesi için önemli bir dönemeçtir.

Türkiye'nin dışlanmasının sonuçları, yalnızca bölgesel jeopolitik dengelerle sınırlı kalmayacak; aynı zamanda Türkiye’nin küresel güçlerle olan ilişkilerinde yeni bir dönem başlatacaktır. Bu yüzden gelecek yıllarda Türkiye’nin izlediği politika ve stratejiler bölgesel ve küresel güvenlik ortamında belirleyici olacak.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha