Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: İsrail, 1973’te Afrika ülkelerinin diplomatik ambargosuyla kapattığı Zambiya büyükelçiliğini, dışişleri bakanı Gedeon Sa’ar’ın geçtiğimiz haftaki ziyaretiyle yeniden açtı. Bu hamle, iki ülke arasındaki uzun süreli ilişkiler ve İsrail’in Afrika’ya yönelik diplomatik varlığını güçlendirme hedefinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.
İsrail ile Zambiya arasındaki ilişkiler 1966 yılına dayanıyor. Zambiya, anayasa girişinde kendisini Hristiyan bir millet olarak tanımlıyor ve orada yaygın olan Hristiyan Siyonizmi, İsrail’in varlığı ve eylemlerini kutsal kitaplardaki kehanetler bağlamında destekliyor. 1973 yılında kapatılan büyükelçilik, 1991’de diplomatik ilişkilerin tekrar kurulmasıyla yerini daha sınırlı temasa bırakmış, 2015 yılında Zambiya da Tel Aviv’de büyükelçiliğini açmıştı. Tarih boyunca Zambiya, 19. yüzyılda Avrupa’dan kaçan yüzlerce Yahudiyi ağırlamış olsa da günümüzde ülkede sadece 11 Yahudi yaşamaktadır.
Gedeon Sa’ar’ın Zambiya ziyaretinde, Zambiya yetkilileri İsrail ile ilişkileri daha da derinleştirme kararlılıklarını dile getirdi. Ayrıca, Zambiya Cumhurbaşkanı Hakainde Hichilema’nın New York’taki Yahudi-Amerikan Komitesi toplantılarına katılımı, Afrika–İsrail–Amerika üçlü ittifakının güçlendirilmesi yönünde önemli bir adım olarak gösterildi. Zambiya’nın ayrıca bu komitenin ikinci tarım teknolojileri zirvesine ev sahipliği yapması planlanıyor.
Sa’ar, Afrika’da büyükelçilik açma planlarının ilk durağının Zambiya olduğunu belirterek, “Bu ülke, inananlar milletleri arasında güçlü bağları olan bir ortak.” dedi. İsrail’in 1950’lerden bu yana Afrika ile özellikle tarım, sağlık ve Zambiyalı öğrencilerin eğitimi alanlarında iş birliğini artırmayı hedeflediğini belirtti. Şu anda, Negev Çölü’nde çok sayıda Zambiyalı tarım öğrencisine eğitimi veriliyor; su kaynaklarının yönetimi, gıda güvenliği ve tarımsal inovasyon gibi alanlarda kurslar düzenleniyor.
Yahudi-Amerikan Komitesi, 25 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, İsrail-Zambiya ilişkilerinin Afrika’daki İsrail varlığının genişlediğine işaret ettiğini belirtti. Bu stratejinin Ruanda, Nijerya, Etiyopya, Çad ve Sudan’la da ilerletildiği vurgulandı. Diplomatik yaklaşım, dini temellerde üçlü iş birliği modeline dayanıyor ve aşırı İsrail hükümetinin Afrika’daki Hristiyan Siyonizmi’ne verdiği önemle uyumlu bulunuyor. Sa’ar, Lusaka’da yaptığı konuşmada İsrail-Zambiya ilişkilerini “İnananlar arasındaki bağlar” olarak tanımladı.
Daha geniş perspektifte ise bu diplomasi, başta Amerika ve Avrupa olmak üzere Batı ülkelerinin Zambiya’nın ekonomik ve siyasi gelişimini kontrol altına alma çabalarının bir parçası olarak görülüyor. “Lobito Koridoru” projesi, Angola, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Zambiya’dan çıkarılan madenlerin Atlantik Okyanusu’na ulaştırılmasını hedefliyor ve 4 milyar dolarlık finansman vaatleriyle destekleniyor.
Zambiya Ulusal Elektrik Şirketi ise Sa’ar’ın ziyaretinden saatler sonra, İngiltere hükümetine bağlı Gridworks şirketi ve Amerikan yatırımcılarının desteğiyle 2030’a kadar iki milyon kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak 300 milyon dolarlık “Enzana” enerji projesini açıkladı. Bu yatırım, ABD-Çin rekabetinde bölgesel güçlerin, özellikle Hindistan ve İsrail’in, Afrika’daki rolünü artırıyor.
Zambiya’nın konumu, zengin maden kaynakları ve Hristiyan Siyonizminin yaygınlığı, burayı Trump yanlısı akımların yönlendirdiği ideolojik çatışmalarda önemli bir merkez haline getiriyor.
Öte yandan, Zambiya Cumhurbaşkanı Hakainde Hichilema’nın İsrail ile yakınlaşıyor olması, ABD destekli kampanyasında 2026’daki seçimlerde başarısını artırıyor. Hichilema, akaryakıt fiyatlarını düşürmeyi başardı ve ülkenin yakıt ihtiyacının yüzde 80’ini karşılayan Tanzanya’dan gelen Tazama petrol boru hattını işler tuttu. Toprak kamulaştırmaları gibi eleştirilere rağmen, IMF programının Ekim 2026’ya kadar uzatılmasını garantiledi ve ABD’de etkin Yahudi gruplardan benzersiz bir destek aldı. Hichilema, 2025 yılında Yahudi-Amerikan Komitesi toplantısında Zambiya’nın Afrika–İsrail–ABD üçlü ittifakının merkezinde olduğunu, bunun ülkesinin ortak değerler, demokratik ilkeler, yenilik ve stratejik fırsatlara odaklanmasının sonucu olduğunu ifade etti.
yorumunuz