Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Güney cephesinde haftalardır süren saldırılar, artık yalnızca askeri bir gerilim olmaktan çıkıp psikolojik bir sınav haline geldi. Direniş güçleri, işgal ordusunun sivil altyapıya yönelik artan saldırılarına rağmen geniş çaplı bir karşılık vermekten kaçınarak yeni bir stratejik denge kurmaya çalışıyor. Ancak bu tutumun ne kadar sürdürülebileceği tartışma konusu.
Bölge kaynaklarına göre, son günlerde sınır köylerinde hedef alınan enerji hatları, tarım tesisleri ve gıda depoları, kuşatmanın artık yalnızca askeri değil ekonomik bir boyuta taşındığını gösteriyor. Buna rağmen direniş saflarında hâkim olan sessizlik, kimi analistlere göre “fırtına öncesi sükûnet” anlamına geliyor.
Bir direniş kaynağı, “Bizim sessizliğimiz teslimiyet değil, planlı bir bekleyiştir. Her şeyin bir vakti var” diyerek, mevcut tutumun stratejik sabır politikasının parçası olduğunu vurguladı. Aynı zamanda bu sessizlik, işgal güçlerinin tedirginliğini artıran bir belirsizlik unsuru olarak da değerlendiriliyor.
Siyasi gözlemciler, bölgedeki gelişmeleri “yeni bir denklem” olarak yorumluyor: Artık mesele yalnızca ateşin ne zaman patlak vereceği değil, kimin sabrının önce tükeneceği. Direnişin sessizliği, eğer kapsamlı bir kuşatmanın zırhı haline geliyorsa, bu durumun hem sahada hem masada yeni sonuçlar doğuracağı kesin.
yorumunuz