Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- ABD’de seçim atmosferi sertleşirken, Donald Trump’ın son miting konuşmasında kullandığı hakaretamiz ifadeler ulusal siyasetin merkezine oturdu. Minnesota eyaletini hedef alan Trump, konuşması sırasında hem Somali kökenli göçmenleri hem de Kongre üyesi Ilhan Omar’ı küçültücü sözlerle hedef aldı. Eski Başkan’ın, Somali kökenli topluluğa yönelik “çöp”, “cehennemden geldiler” ve “kokuyorlar” ifadelerini kullanması, salonda kısa süreli alkış alsa da ülke genelinde geniş bir kınama dalgası yarattı.
Ilhan Omar, Trump’ın sözlerini “açık bir nefret söylemi” olarak nitelendirerek, bu dilin milyonlarca Amerikalıyı hedef gösterdiğini söyledi. Demokrat Parti’den birçok isim de açıklamalar yaparak Trump’ın sözlerinin “tehlikeli, ayrıştırıcı ve demokratik siyasete zarar verici” olduğunu vurguladı. Cumhuriyetçi Parti’den bazı isimler ise sessiz kalmayı tercih ederken, bir kısmı Trump’ın açıklamalarını “ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gereken siyasi eleştiri” olarak savundu.
Minnesota’daki Somali diasporası, ülkedeki en örgütlü göçmen topluluklarından biri. Yerel toplum liderleri, Trump’ın ifadelerinin yalnızca siyasi bir polemik olmadığını, yıllardır karşılaştıkları ayrımcılık ve dışlanmayı körüklediğini belirtiyor. Topluluk temsilcileri, “Bu tür bir dilin sokakta, okulda ve iş hayatında göçmenlere yönelik nefret davranışlarına kapı araladığını” söyleyerek endişelerini dile getirdi.
Uzmanlara göre Trump’ın saldırgan söylemi, seçim stratejisinin merkezinde yer alan kültürel kutuplaşma siyasetinin yeni bir yansıması. ABD’nin göçmen kimliğinin tarihsel önemine dikkat çeken akademisyenler, nefret içeren siyasi dilin ülkenin sosyal dokusunu zayıflattığı görüşünde. Bu tartışmaların seçim yılı boyunca daha da büyümesi bekleniyor.
Washington’da tansiyon yükselmeye devam ederken, hem Demokrat Parti hem de çeşitli sivil toplum örgütleri, Trump’ın söylemlerinin “normalleştirilmesine” karşı ortak bir kampanya yürütmeyi değerlendiriyor. Tartışmanın yalnızca iç politikayı değil, ABD’nin uluslararası insan hakları imajını da etkilediği belirtiliyor.
yorumunuz