Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- 12 Gün Savaşı’nın nasıl ve hangi koşullarda başladığına ilişkin yeni ayrıntılar, sürecin askeri olduğu kadar siyasi bir planlamanın ürünü olduğunu ortaya koydu. Konuya dair bilgi veren yetkili, savaşın başlamasından bir gün önce, 12 Haziran Perşembe günü Oslo’da yoğun diplomatik görüşmeler yürütüldüğünü hatırlattı.
Yetkiliye göre görüşmeler, yalnızca genel temaslarla sınırlı kalmadı; bir anlaşmaya varılması için farklı senaryolar masaya yatırıldı. Hatta ABD’li temsilci Steve Witkoff’un anlaşmayı imzalamak üzere Oslo’ya mı yoksa Maskat’a mı gelmesi gerektiği dahi tartışıldı. Bu görüşmelerin sonucunda tarafların, pazar günü Maskat’ta bir araya gelmesi konusunda mutabakata vardığı ifade edildi.
Ancak bu diplomatik takvimin hayata geçmesine fırsat tanınmadan, gece saatlerinde saldırı başladı. Yetkili, bu durumun “diplomasinin başarısızlığı” şeklinde yorumlanamayacağını vurgulayarak, İran’da ve bölgedeki birçok çevrede, Amerikalıların müzakere sürecini bilinçli biçimde bir oyalama ve aldatma operasyonu olarak kullandığına dair güçlü bir kanaatin oluştuğunu aktardı.
Açıklamada, Witkoff ve ABD’li yetkililerin eş zamanlı olarak müzakere yürütürken saldırı hazırlıklarından haberdar olduğuna dair şüphelerin ciddi biçimde tartışıldığı belirtildi. Bu yaklaşımın, diplomasinin bir çözüm aracı olmaktan çıkarılıp, askeri hamleler için zaman kazanma yöntemi olarak kullanıldığı eleştirilerini güçlendirdiği ifade ediliyor.
Bölgesel gözlemciler ise yaşananların, direniş cephesinde ABD’nin müzakere söylemlerine duyulan güvensizliği daha da derinleştirdiğini ve bundan sonraki süreçte siyasi temaslara bakışın köklü biçimde değişebileceğini dile getiriyor. 12 Gün Savaşı’nın perde arkasında ortaya çıkan bu tablo, sahadaki çatışmalar kadar masadaki hesapların da belirleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
yorumunuz