Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- Bölgede gerilim tırmanırken, Tahran’dan gelen son açıklamalar yeni bir savunma paradigmasına işaret ediyor. İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, ABD Başkanı Donald Trump’ın askeri müdahale tehdidini yeniden gündeme getirmesinin ardından yaptığı değerlendirmede, İran’ın olası bir saldırıya karşı geçmişten farklı bir stratejik çerçeveyle karşılık verebileceğini vurguladı.
Galibaf’ın sözleri, yalnızca askeri hazırlığa değil, çok katmanlı bir caydırıcılık mimarisine işaret ediyor. Direniş eksenine yakın kaynaklara göre İran, savunma kapasitesini tek bir cepheyle sınırlamayan; deniz, hava, füze ve siber alanları kapsayan esnek bir doktrin üzerinde duruyor. Bu yaklaşımın, ABD–İsrail hattının bölgesel baskı ve tehdit politikasını maliyetli hâle getirmeyi amaçladığı değerlendiriliyor.
Öte yandan Washington’dan yükselen tehdit diliyle Tel Aviv’in saldırgan tutumunun eş zamanlı ilerlemesi dikkat çekiyor. Analistlere göre Galibaf’ın açıklaması, bu iki aktörün koordineli hamlelerine karşı “öngörülemezlik” unsurunu öne çıkaran bir uyarı niteliği taşıyor. Tahran’ın mesajı net: Olası bir askeri macera, kontrol edilebilir bir çatışma olmaktan çıkabilir.
Bölgesel dengeler açısından bakıldığında İran’ın, müttefikleriyle kurduğu siyasi ve askeri ağ sayesinde caydırıcılık alanını genişlettiği vurgulanıyor. Bu durum, ABD ve İsrail’in hesaplarını yalnızca İran coğrafyasıyla sınırlı tutamayacağı anlamına geliyor. Direniş çevreleri, Galibaf’ın sözlerini “sahadaki gerçekliklere dayalı stratejik bir ikaz” olarak yorumluyor.
Sonuç olarak Tahran’dan verilen bu mesaj, tehdit siyasetinin tek taraflı işlemeyeceğini ve bölgeyi yeni bir belirsizliğe sürüklemenin ağır sonuçlar doğurabileceğini ortaya koyuyor. İran cephesi, savunmanın artık yalnızca karşılık vermek değil, caydırmak üzerine kurulduğunu güçlü bir dille ilan etmiş görünüyor.
yorumunuz