Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Vadedilen kurtarıcının zuhuru tüm dinlerde genel bir inançtır. Semavi kitaplar, ister bir bölümü veya tamamı mevcut olan kitaplar ister başka kitaplarda bir şeyler nakledilenler, hepsi dünyanın zulüm ve kıyıcılık altında kalmayacağını müjdelemiştir. Nihayetinde salihler topluluğu “vadedilen rehber” önderliğinde dünyaya adalet ve hakkaniyeti hakim kılacaklardır.
Mehdi ve kurtarıcıya olan inancın köklü olması, değişik asırlardaki insanların onu kabul ve ona tabiiyet için hazırlıklı olmuşlardır ve oluyorlar. Bu yüzden bu mefhum, tarih boyunca yalan iddialarla suiistimalci hilecilerin ve aldatıcıların kirli niyetlerine ulaşmak için halkın temiz inançlarından yararlanarak kendilerinin mehdi veya onun yaranından olduklarını iddia etmelerine neden olmuştur. Bu arada yalancı mehdilerin birçoğu da planlarında başarılı olmuşlar ve hedeflerine ulaşmışlardır. İster mali hedefleri olan küçük müddeiler ve ister büyük müddeiler ki bu iddialarıyla uzun müddet hükümet eden geniş devletlere sahip oldular veya kendileri için geniş çaplı ve kalıcı batıl mezhepler kurdular.
Aynı şekilde İslam ve insanlık düşmanları ki her zaman adaletin ve kâmil insanın hâkimiyetinin korkusunda yaşamışlardır, bir taraftan soru ve şüpheler uydurarak kurtarıcının zuhuruna olan inancı insanların kalbinde zayıflatmaya çalışmışlardır ve diğer taraftan medyanın ahmaklaştırıcı gücünü kullanarak ve sinema filmleri yaparak o ilahi şahsiyeti korkunç bir simada tasvir etmeye çalışmışlardır ve bu bugünde böyledir.
Aşağıdaki makale “Güneşin Batıdan Doğuşu Sembol müdür Yoksa Gerçek mi?” başlığıyla Mehdeviyet araştırmacılarından olan Merziye Veremziyar ve Mustafa Veremziyar tarafından Mehdevi Araştırmalar ilmi dergisinin 16. Sayısında yayımlanmıştır. Yazar bu makalede hadis kaynaklarını tahlil yöntemiyle güneşin batıdan doğuşunun zuhurun mu alametlerinden yoksa kıyametin mi alametlerinden olduğunu ve gerçek mi yoksa sembolik mi olduğunu araştırmaktadır. Acaba böyle bir hadise gerçekleşecek midir yoksa bu zahirin arkasında başka bir mana mı yatmaktadır?
Giriş
Güneşin batıdan doğuşu zuhurun alametlerinden biri veya kıyametin göstergelerinden biri unvanıyla Şii ve Ehlisünnet kaynaklarında beyan edilmiştir. Ehlisünnet kaynaklarında kıyametin nişaneleri unvanıyla güneşin doğuşunun niteliği ve doğuştan sonra halkın durumu has özellikler ile beyan edilmiştir. Ehlisünnet kaynaklarında güneşin doğuşundan sonra imanın ve tövbenin kabul edilmeyeceğini gösteren birçok rivayet bulunmaktadır. Şii kaynaklarında da bu manalar göze çarpmaktadır; şu farkla ki güneşin doğuşunu İmam Mehdi’nin zuhuruyla ilişkilendirmişlerdir. (Müfid: c.2, s.368; Meclisi: c.52, s.219; Tabersi: 70; Cezayiri: c.2 s. 79)
Güneşin batıdan doğuşu hakkında iki önemli görüş vardır: Birinci görüş şudur ki bu olay gerçek bir hadisedir ve her zaman doğudan doğan ve batıda batan güneş normalin aksine battığı yerden doğacaktır. İkinci görüş şudur ki böyle bir hadise gerçekleşmeyecektir; güneşin batıdan doğuşu vadedilen zuhur için sembolik bir tabirdir.
Birinci görüşü kabul etmek kendisiyle birlikte bazı soruları getirecektir: Acaba bu hadise İmam Mehdi’nin zuhurundan önce mi gerçekleşecektir ve onun zuhurunun alameti mi olacaktır veya kıyamete yakın bir zamanda mı gerçekleşecektir ve ondan sonra yaşam sona erecektir? Veyahut iki defa mı gerçekleşecektir; biri vadedilen zuhur zamanında ve diğeri kıyametten önce? Bu kapsamda üç görüş söz konusu edilmiştir.
Bu araştırma güneşin batıdan doğuşunun gerçek veya sembolik olduğunu öne süren iki asli görüşü açıklamaya çalışacaktır. Ama güneşin batıdan doğuşunun zuhurun alameti oluşu konusu ayrı bir araştırma istemektedir ki bu makalede böyle bir araştırmaya yer yoktur ve yazarın hedefi de değildir.
Simge ve Sembol
Simge bir şeyin nişane ve alameti manasındadır. Arapça karşılığı rumuz ve alamettir. Fransızca ve İngilizcede sembol ile eşanlamlıdır. (Enveri: c.8, s.7962; Aryanpur: s.1464)
Kavramların Sembolik Olmasının Kıstası
Zuhur alametlerinin veya ahır zaman normal hadiselerinin normal olarak gerçekleşme imkânlarının olmayışı onların sembolik olmaları için en önemli kıstaslardandır. Güneşin batıdan doğuşu normal olarak mümkün olmadığı için veya bazılarına göre varlık sisteminin altüst olacağı için onun sembolik olma görüşü ortaya atılmaktadır.
Sembolik Tabirlerden Hedef
a) Muhatabın kavrama gücü miktarınca konuşmak
Bazen zaruret gereği masum muhatapla konuşurken onun idrak ve anlama gücünü göz önüne almalıdır ve ona manayı ulaştırmak için en iyi yöntemi seçmelidir. Masumun vakıf olduğu ve muhatabın bilmediği beşeriyetin geleceğiyle alakalı hakikatlerin anlatılmasında bu iş kaçınılmazdır. Gelecekteki hadiselerle alakalı olan rivayetlerde bazen masum imam (a.s) muhatabın idraki ile uyumlu olabilmek için sembolik tabirleri kullanmaktan başka çaresi yoktur. Misal olarak, eğer Deccal’den maksat uydu kanalları veya bugünkü emperyalist güçler ise ve masum ilmiyle buna vakıf ise ve bu manayı muhatabının zihninde canlandırmak istiyorsa sembolik tabirleri kullanmaktan başka bir çaresi yoktur.
b) Takiye ve gizlilik ile tehlikenden korunmak
Bazı zamanlar bir döneme hâkim özel şartlardan dolayı, takiye konumunda olmak veya diğer meseleler gibi, masum (a.s) bir kavramı sadece belli bir muhatap anlasın diye şifreli tabirlerle beyan etmektedir; Sasaa’nın rivayeti gibi. Sasaa bu rivayette Emirilmüminin Ali’nin (a.s) güneşin batıdan doğuşu simgesel tabirini İmam Mehdi’nin zuhuru anlamıştır ve soru soran kişinin cevabında onu açıklamıştır. (Saduk: 525-528; Meclisi: c.52, s.194)
c) Kavramların beyanında sanatsal edebi özellikleri kullanmak
Sanat, dini kavramları beyan etmek için inanılmaz bir kapasiteye sahiptir. Bazen sanatsal anahtar bir kelimeyi kullanmak birçok mana yükünü kapsamaktadır. Misal olarak, gemi veya kurtuluş gemisi (Tusi: 45) tabirini Ehlibeyt hakkında kullanmak, adaleti sağlama, kurtuluş ve emniyet manalarını kapsamaktadır veya sağlam mağara (aynı: 393) tabirini onlar hakkında kullanmak, sığınak, emniyet ve rahatlık manalarını kapsamaktadır. Peygamber hakkında güneş (Kuleyni: c.8, s.50) ve imam tabiri (Kuleyni: c.1, s.200; Saduk: 677) hidayet edicilik, umumi fayda manalarını ve İmam Mehdi’nin zuhuru hakkında güneşin doğuşu tabiri (Numani: 152-153; Taberi Şii: 468; Hilii: 18; Meclisi: c.5, s.65) nurun karanlığa galebesi, zuhurun tüm âlemi kapsaması ve ondan umumi faydalanma gibi birçok manayı kapsamaktadır.
Devamı çok yakında...
Abna24.com