Ehlibeyt (as) Haber Ajansı ABNA - Ayetullah Safi Gulpeygani yaptığı bir konuşmada Cennetü'l Baki ve bu mukaddes beldenin yıkımı şöyle ifade etti:
Baki Mezarlığı Medine-i Münevvere'nin en değerli parçalarından birisidir. İslam tarihinin başlarından bu yana sahip olduğu en değerli eserler orada bulunmaktadır. Baki, İslam tarihini ve Hz. Muhammed'in (s.a.a) peygamberlik tarihini anlatan en önemli mekânlardan birisidir.
Bunun gibi mekanları korumak aslında Allah’a ve Kuran'a olan daveti korumak demektir. Mekke ve Medine'deki (Kâbe ve Peygamber Efendimizin mezarıyla birlikte Baki'deki türbeler) diğer tarihi eserler ve değerler her zaman bütün Müslümanların saygı duyduğu ve saygıyla ziyaret ettiği mekânlar olagelmiş ve günümüzde de aynı saygınlıkla ziyaret edilmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.a) yaşantısını, mücadelesini, savaşlarını, Ehl-i Beytini ve Ashabını oralarda müşahede etmek mümkündür. Kuşkusuz bu mekanlar en yüce değerlere sahiptir.
İki Kutsal Mekânda İslam Tarihi
Bu iki kutsal mekânın (Mekke ve Medine) her bir köşesi iman ve maneviyat doludur. Peygamber’in (s.a.a) değerli sahabelerinin, Ehl-i Beytinin, eşlerinin, amcası Ebu Talib’in ve onun eşinin, amcası Hamza’nın ve diğer ulu şahsiyetlerin oradaki varlıkları İslam tarihinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Uhud Savaşı'nın yapıldığı alan, Hz. Nebi’nin (s.a.a) dünyaya geldiği mekan, Miraç için hareket ettiği nokta, vahyin geldiği mağara ve diğer onlarca mukaddes mekanlar bu Hanif dini anlatmaktadır.
İki kutsal mekânda (Mescidi Nebevi ve Kabe) bulunan anıtların, değerli eser ve mekanların çoğu Peygamber’e (s.a.a) aittir. Bu değerli eser ve mekanların da korunması gerekmektedir. Nasıl ki İbrahim Peygamber’in (a.s) ismi tevhitle anılıyor ise, peygamberliği tevhit üzere olan Hz. Muhammed'in de (s.a.a) şanı, mukaddes eserleri ve mekânları da öyle anılmalıdır. İbrahim Makamı diye adlandırılan mekanın tahrip edilmesi ve orada ibadetin engellenmesinin caiz olmadığı gibi Hz. Muhammed’in de (s.a.a) makamları ve ona mensup olan mekan ve tarihi yerlerin tahrip edilip, ibadet ve ziyarete kapatılması da caiz değildir.
Baki Mezarlığının Tahrip Edilmesinin Asıl Hedefi
Maalesef bu yüce değerlere sahip olan mukaddes mekânların tahrip edilmesiyle İslam tarihine ve maneviyatına telafi edilmeyecek derecede büyük zararlar verilmektedir. İslam düşmanlarının bu kutsal mekânları tahrip edilmelerinden gaye; gözle görülen ve dış etken olarak İslam’ı destekleyen bu tarihi desteği yok etmektir. İslami değerler olarak bilinen kutsal mekân ve tarihi eserler dünya var oldukça korunması gerekir. Ama İslami açıdan değer ve önem taşıyan bu mukaddes mekanları koruma hususundaki uyarıları göz ardı etmekteler.
Farklı devletler ve farklı insanlar kendi tarihi miraslarını koruma hususunda özen gösterdiği halde İslam devletleri olarak adlandırılan ülkeler amansızca kendi tarihi miraslarını yok etmeye çalışıyorlar. Hiç bir ümmet ve hiç bir akıl sahibi kendi tarihini böyle tahrip edemez. Yazılı olarak ellerinde bulunan hiç bir tarihi eser gözle görülür, müşahede edilir tarihi eserlerin yerini dolduramaz. Farklı ümmetlerin ve insanların en önde gelen siyasetlerinden birisi de kendi tarihlerini korumasıdır.
8 Şevval'i Anmanın Önemi
Şevval Ayı'nın sekizinci günü Baki Mezarlığı'nın ve Ehl-i Beyt'in (a.s) pak olan mezarlarının tahrip edilmeye başlandığı gündür. Bugün Şia ve Ehl-i Sünnet hiç fark etmez, bütün Müslümanlar yapılan bu çirkin eylemi kınamalıdır ve hep birlikte Vahabiler'in tahrip ettikleri o mukaddes mekanları yeniden onarmalarını talep etmelidirler. Bugünü bütün Müslümanlar yas ve musibet günü olarak anmalıdırlar. Çok geçmeden Mekke’de Hz. Peygamber'in (s.a.a) doğduğu evi, amcasının, dedesinin, fedakâr hanımının mezarları ve Ben-i Haşim Mahallesinin tekrardan onarılıp tadilattan geçirilmesi gerekmektedir.
Medine’de Uhud, Hz. Hamza (a.s) ve diğer şehitlerin mezar ve şahadete ulaştıkları mekânlar ve özellikle de Cennetü'l Baki’de bulunan mazlum Ehl-i Beyt İmamlarından Hz. Peygamberin (s.a.a) torunları İmam Hasan (a.s), İmam Zeynelabidin (a.s), İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) türbe ve mezarları yeniden ihya ve inşa edilmelidir. Ehl-i Beyt dostları olarak bizler bu günü Ehl-i Beyt'in hüzünlendiği gün ve onların mezarlarına yapılan bu saygısızlığı İhanet Günü olarak görmekteyiz.