AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : Parstoday
Çarşamba

24 Mayıs 2023

08:54:12
1368326

Çin'in G7'nin müdahaleci bildirisine tepkisi

Çin dışişleri bakanlığı G7 grubu ülkelerinin Hiroşima'daki zirvesine katılan ülkelerin temsilcilerinin açıklamalarına tepki olarak, bu grubun Çin'in içişlerine yönelik hasmane ve müdahaleci bir tavır takındığını belirtti.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Japonya'da düzenlenen Hiroşima toplantısında Yediler Grubu liderlerinin Çin karşıtı açıklamalarını protesto ettiğini duyurdu. Bu açıklamada Yediler Grubu'nun, Çin'in ciddi kaygılarına aldırmadan, Çin'in itibarını zedelemek ve ona saldırmak, ülkenin iç işlerine düşmanca müdahale etmek için bu ülkeyle ilgili meseleleri manipüle etmekte ısrar ettiği vurgulanmaktadır. Almanya, Fransa, İtalya, Japonya, İngiltere, ABD ve Kanada G7 üyesi ülkelerdir.

ABD'nin G7 zirvesini kendi amaçları için kullanmayı planladığı hedef ve programlardan birinin Çin'e karşı Tayvan adası meselesi ile ilgili olduğu zaten öngörülebilirdi. Amerika'nın çeşitli siyasi, ekonomik ve hatta güvenlik alanlarında Çin'in karşısına çıkamaması ona bizzat engel olamaması, Amerika'nın Çin'e karşı bir koalisyon oluşturma yönünde hareket etmesine yol açmıştır. Bu nedenle Hiroşima'daki G7 zirvesinin ABD'ye fırsat sağladığı söylenebilir. Amerika ise Çin'e baskı yapmak için her fırsatı kullanmak istediğini açıkça göstermiştir. Başkan Joe Biden ise, Çin'e karşı müttefiklerinin sözde fikir birliğini göstermelerini de istemiştir. 

Siyasi ve uluslararası meseleler uzmanı Li Kan, bu konuda şunları söylüyor: "Amerika, G7 Zirvesi gibi uluslararası toplantıları Çin'e baskı yapmak için kullanmaya çalışsa da, Çin çok iyi biliyor ki, Avrupa ülkeleri Çin'e baskı yaparak, Amerika ile ortak bir pozisyona sahip değiller ve sanayileşmiş ülkelerin başkanları Çin'e karşı açıklamalarda bulunsalar da bu, Washington'ın Çin'e karşı tutumu ile tamamen aynı fikirde oldukları anlamına gelmiyor çünkü Avrupa'nın Çin pazarlarına ihtiyacı var. Ancak Çin, G7 liderlerinin ve G7 toplantısına ev sahipliği yapan Japonya'ya ve diğer tarafların Çin'e yönelik özellikle Tayvan'a yönelik müdahaleci açıklamalarına yönelik memnuniyetsizliğini ve güçlü muhalefetini dile getird." 

Çin açısından bakıldığında Yediler Grubu'nun barış ve istikrar konusundaki açıklamaları, bu gruba üye ülkelerin dünya arenasında yaptıklarıyla örtüşmemektedir. Uluslararası barışın önünde engel teşkil eden, bölgenin istikrarına zarar veren ve diğer ülkelerin kalkınmasına zarar veren tavırlar Batı tarafından sergilenmektedir.  ABD'nin barış ve birlik gibi kelime ve deyimleri kullandığını ve eylemlerini kullandığı ancak pratikte farklı davrandığını açıkça ortadadır.  Amerika'nın politikalarına uygun hareket eden Washington ve müttefiklerinin davranışları ve tavırları barış ve uyum sağlamakla hiç de uyuşmuyor, aynı zamanda küresel durumu istikrarsızlığa ve krize sürüklemektedir ki bunların arasında Amerika'nın Ukrayna savaşındaki kışkırtıcılığını da sayabiliriz. Dünya ciddi bir istikrarsızlık ve güvensizlikle karşı karşıya kalmış durumdadır. 

Uluslararası ilişkiler uzmanı Kato bu konuda şunları söylüyor: "Amerika'nın Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atarak işlediği suç, ABD'nin dünya barışını ve güvenliğini tesis etmedeki sözde samimiyetini açıkça göstermektedir. Bu saldırıda, Amerika Birleşik Devletleri yüzbinlerce insanı öldürmüş ve sakat bırakmıştır ki aradan birkaç nesil geçmesine rağmen etkileri Hiroşima ve Nagazaki halkının peşini bırakmamaktadır.

Bu nedenle dünya, Amerika'nın barıştan söz etmesinin yalandan başka bir şey olmadığını çok iyi biliyor. " Her halükarda, Pekin hükümeti ABD ve müttefiklerinin Çin'in iç işlerine müdahalesi konusunda defalarca uyarıda bulundu. Tayvan konusunda, Amerika ve müttefikleri adanın bağımsızlık aktivistlerini destekleyerek Pekin hükümetine baskı uygulamak için bir manivela olarak Tayvan'ı kullanmaya çalıştı.  Bu arada aralarında Henry Kissinger'ın da bulunduğu Amerikalı uzmanlar da Çin'in Amerika'nın Pekin'in kırmızı çizgisini aşması konusunda çok ciddi olduğunu ve Washington'ın Çin'in Tayvan hakkındaki çekincelerini ve uyarılarını ciddiye alması gerektiğini kabul ediyor. Aksi takdirde dünya, kontrol edilmesi kolay olmayacak çok zor koşullarla karşı karşıya kalabilir.

342/