AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ابنا
Pazar

14 Ocak 2024

13:05:38
1429303

İlim ve Hikmet Kapısı İmam Ali'den İnciler 26

Kumeyl b. Ziyâd en-Nehaî şöyle naklediyor: Emir-ül Mü’minin Ali aleyhi’s-selâm elimden tutarak beni Kufe'nin kenarında yer alan mezarlığa doğru götürdüler. Şehrin dışarısına varınca bir âh çekerek şu sözleri buyurdular:

       Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: KUMEYL B. ZİYAD’A ÖĞÜTLERİ 2
       Uyku kalbe musallat olursa, abdestin yenilenmesi gerekir. Eğer namazda iken uykudan gözlerin açılmazsa, namazı boz ve uyu. Çünkü sen (artık ne söylediğini) bilmiyorsun; kendi zararına dua da edebilirsin. Kim, kalbiyle bizi sever, diliyle bize yardımda bulunur ve eliyle bizim yanımızda savaşırsa, cennette bizimle aynı derecede olur. Kim, bizi kalbiyle sever, ama diliyle bize yardım etmez ve eliyle bizim yanımızda savaşmazsa, o bir derece aşağıda olur. Kim, bizi kalbiyle sever, ama eli ve diliyle yardımda bulunmazsa, cennette bizimle beraber olur.1

   Kim, kalbinde bize düşmanlık besler, dili ve eliyle de aleyhimizde olursa, cehennem ateşinin en aşağı tabakasında olur. Kim, kalbinde bize karşı düşmanlık besler, diliyle muhalefet eder ama eliyle aleyhimizde bulunmazsa önceki tabakadan bir derece yüksekte olur. Kim, kalbinde bize düşmanlık besler, ama dili ve eliyle aleyhimizde olmazsa, o da ateşte olur. Cennet ehli, insanın gökte yıldızları seyrettiği gibi, cennette şiâmızın bulundukları makamları seyrederler.

Tesbih (Yusebbihu veya Sebbehe) ile başlayan sureleri okuduğunuzda "Subhane Rabbiyel a'la"(2) deyiniz. "İnnellahe ve me-laiketehu yusellûne alen nebiy"(3) ayetini okuduğunuzda Pey-gamber'e çok salavat gönderin; (ister) namazda olsun, ister namazın dışında.

Bedende gözden daha az şükreden bir uzuv yoktur; öyleyse isteklerini kabul etmeyin; zira sizi Allah'ın zikrinden alıkor.

   Tin suresini okuduğunuzda, sonunda "Ve nahnu ala zalike min'eş şahidin"(4) deyiniz. "Kûlû amenna billah"(5) ayetini okuduğunuzda "Amenna billah" (Allah'a iman ettik) deyin ve "Ve nahnu lehu muslimûn" ayetine kadar okuyun. İnsan farz namazın son teşehhüdünde "Eşhedu en la ilahe illallah vahdehu la şerike leh ve enne Muhammed'en abduhu ve rasûluhu ve enne's saate atiyetun la reybe fiha ve ennellahe yeb'asu men fil kubûr"(6) okuduktan sonra kendisinden abdesti batıl edecek bir şey çıkarsa, namazı tamamdır; yenilemesi gerekmez.(7)

Allah'a, namaz için (camiye) yaya gitmek kadar daha ağır bir ibadet yapılmamıştır.(8)

    Hayrı, su yolunda gidip gelen develerin boynunda ve tırnaklarında arayın.(9) Nebiz'e (acılığını gidermek için içerisine hurma veya kuru üzüm dökülen su) nebiz-i sikaye (hacılara verilen su) denilmesinin sebebi şudur: Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'e Taif'ten kuru üzüm getirdiklerinde Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih zemzem suyunun acılığını gidermek için o üzümün, zemzem suyuna dökülmesini emretti.(10) Eğer bir müddet kalırsa onu içmeyin. Kişi çıplak olduğunda şeytan ona bakıp tamah eder; öyleyse kendinizi örtün. Kişinin elbisesini dizlerinden yukarıya toplayarak halkın önünde oturması doğru değildir. Kim kokusu diğerlerine eziyet eden bir şey yerse camiye yaklaşmamalıdır. İnsan namazın secdesinde sırtını yüksek tutmalıdır. Sizden birisi, gusül etmek istediğinde önce ellerini dirseğe kadar yıkasın. Yalnız olarak namaz kıldığında, kıraat, tekbir ve tesbihin sesini kendine işittir. Namaz kılıp bitirdiğinde yüzünü sağ tarafa çevir. Dünyadan takva azığı toplayın. Çünkü takva, dünyadan topladığınız en iyi azıktır. Kim, üç gün hastalığını halktan gizleyip Allah'a (o acıdan dolayı) yakarırsa Allah’ın, ona şifa vermesini hakeder. Kulun, Allah'tan en uzak olduğu hal, bütün kaygısının karnı ve tenasül organı olduğu zamanki halidir. İnsan, dininin tehlikeye düşeceğinden korktuğu bir yolculuğa çıkmamalıdır. Duada dört şeye dikkat et: Peygamber'e ve Ehl-i Beyt'ine salavat getirmeye, cenneti Allah'tan istemeye, cehennemden O'na sığınmaya, hur-ul ayn’ı O’ndan dilemeye.

    Kişi namazını kılıp bitirdikten sonra, Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih'e salavat getirmeli; cenneti Allah'tan dilemeli; ateşten O'na sığınmalı, hur-ul ayn’la (cennet kızıyla) evlenmeyi O'ndan istemelidir. Çünkü kim Peygamber'e salavat getirmezse, duası geri döner. Kim cenneti Allah'tan dilerse, cennet onu duyup şöyle der: Allah'ım, kulunun dilediği şeyi ona bağışla. Kim cehennemden Allah'a sığınırsa, cehennem şöyle der: Allah'ım, kulunun senden güvence istediği şeyde, ona güvence ver. Kim hur-ul ayn’ı Allah'tan dilerse, hur-ul ayn onu duyup şöyle der: Allah'ım kuluna istediği şeyi ver. Tağanni (şarkı), şeytanın cennete olan ağıtıdır. Sizden biri, uyumak istediğinde sağ elini, sağ yanağının altına koyup şöyle desin: "Bismillahi veza’tu cenbî lillahi ala milleti İbrahim’e ve dîni Muhammed'in ve vilayeti men-ifterazallahu tâa-tehu, ma şâellahu kane ve ma lem yeşe’ lem yekun."(11) Kim, uyuduğu vakit bu duayı okursa, yağmacı hırsızdan ve enkaz altında kalmaktan korunur ve melekler uykudan kalkana dek ona mağfiret dilerler. Kim yatağa girdiğinde "İhlas" suresini okursa, Allah-u Teâla elli bin meleği, gece onu korumak için görevlendirir.

    Sizden yatmak isteyen bir şahıs şu duayı okumadan yatağa uzanmasın: "Uizu nefsî ve ehlî ve dinî ve malî ve vuldî ve havatîme amelî ve (ma) havvelenî Rabbî ve razekanî bi izze-tillahi ve azametillahi ve ceberûtillahi ve sultanillahi ve rah-metillahi ve râ’fetillahi ve gufranillahi ve kuvvetillahi ve kud-retillahi vela ilahe illellahu ve erkanillahi ve sun'illahi ve cem'-illahi ve bi rasulillahi salla'llâhu aleyhi ve alih ve bi kudretihi ala ma yeşau min şerri-s sâmmeti vel hâmmeti ve min şerril cinni vel insi ve min şerri ma zeraa fil erzi vema yahrucu minha ve min şerri ma yenzilu mines semâi vema ya'rucu fîha ve min şerri kulli dabbetin ente ahizun bi nasiyetiha. İnne Rabbî ala siratin mustakîm ve huve ala kulli şey'in kadir vela havle vela kuvvete illa billah."(12)

Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih Hasan ve Hüseyn'in korunması için bu duayı okurdu ve bize de bu duayı okumayı emretti.

Biz, Allah'ın dininin hazinedarları ve ilim kandilleriyiz. Bizden bir kandil söndüğünde, diğer kandil yanar. Bize uyan sapmaz. Bizi inkâr eden, doğru yolu bulmaz. Bize karşı düşmanımıza yardımda bulunan da kurtuluşa eremez.

Bizi yalnız bırakana yardım edilmez. Zevale uğrayacak olan dünya metaı (malı) tamahıyla, bizi bırakmayın. Kim, dünyayı bize tercih ederse, yarın üzüntüsü çok olur. İşte Allah-u Teâla'nın: “(Farkına varmadığınız bir sırada size ansızın azap gelmeden) ve nefsin: "Allah hakkında kusur edişimden dolayı vah bana. Hakikaten ben alay edenlerdendim" demesinden önce (Rab-binizden size indirilenin en güzeline uyun).”(13) buyruğunun anlamı budur.

Çocuklarınızı yıkayarak tenin kötü kokusunu temizleyin. Çünkü şeytan ondaki kötü kokusunu alırken çocuk uykuda korkar; ameli yazan iki kâtip de ondan eziyet görürler.

    Kadınlara ilk bakış (farkında olmadan gözün çarpması), serbesttir. Ama o bakışı sürdürmeyin ve fitneden kaçının. Şaraba alışkın bir kimse, puta tapıyormuş gibi Allah azze ve celle’yi (ölüm vakti) mülakat eder. Hicr ibn-i Adiy: “Ya Emir-el Mü'-minin şaraba alışkın kimdir?” dediğinde, "Bulduğu vakit onu içen kimsedir." buyurdu. Kim, sarhoş edici bir şey içerse, kırk gece namazı kabul olmaz.  Kim, bir Müslüman’a haysiyetini zedelemek kastıyla bir söz söylerse, dediği sözden kendisini kurtaracak bir delil (bir mazeret) gösterene dek Allah-u Teâla onu, cehennem ehlinin bedenlerinden çıkan irininin içerisinde hapseder. İki erkek veya iki kadın bir örtünün altında uyumamalıdırlar; uyurlarsa onlara tazir (hakimin uygun gördüğü şer'i ceza) uygulanmalıdır.

Kabak yiyin; çünkü kabak insanın akıl gücünü çoğaltır; Peygamber salla'llâhu aleyhi ve alih de ondan hoşlanıyordu. Yemekten önce ve sonra turunç yiyin. Zira Âl-i Muhammed salla'llâhu aleyhi ve alih onu yiyorlardı.

Armut kalbi aydınlatır ve Allah'ın izniyle onun ağrılarını durdurur.

İnsan, namaza kalktığında, şeytan Allah'ın rahmetinin onu sardığını gördüğünden dolayı hasetle ona bakar.

İşlerin en kötüsü, yeni çıkan bid’atlardır. İşlerin en hayırlısı Allah rızası için olanlardır. Dünyaya tapanın ve onu ahirete tercih edenin akıbeti vahim olur.

Eğer namaz kılan insan, (baştan aşağıya) kendisini kuşatmış olan Allah'ın rahmetinden haberdar olsaydı, namazı bitirmez ve başını secdeden kaldırmak istemezdi.

Hayır ameli ertelemekten sakının; mümkün olduğu kadar onu yapmakta acele edin. Mukadder olan rızk, güçsüz de olsanız, size ulaşacaktır. Mukadder olan ziyanı, tedbir almakla da geri çeviremezsiniz. İyiliği emredin, kötülükten sakındırın.

İnsan ayağını üzengiye koyduğunda şu ayeti okumalıdır: "Subhanellezi sehhara lena haza vema kunna lehu mukrinin ve inna ila rabbina le munkalibûn."(14)

Yolculuğa çıkmak istediğinizde şöyle deyin: “Allahumme ente’s sahibu fis sefer vel hamilu ala’z zahri vel halifetu fil ehli vel mali vel veled.”(15)

Konakladığınızda şöyle deyin: “Allahumme enzilna munzelen mubareken ve ente hayr-ul munzilîn.”(16)

Bir iş için pazara gittiğinizde de şöyle deyin: “Eşhedu enla ilahe illellah, vahdehu la şerîke leh ve enne Muhammeden abduhu ve rasûluh salla'llâhu aleyhi ve alih. Allahumme innî eûzu bike min safkatin hâsiretin ve yemînin fâciretin ve eûzu bike min bevâr-il eyyim.”(17)

İkindi namazını kıldıktan sonra (camide oturup) akşam namazının vaktini bekleyen kimse Allah'ın ziyaretçisidir; Allah ise ziyaretçisine ikramda bulunur ve istediği şeyi ona bağışlar.

Hac veya Umre için Allah'ın evinin ziyaretine giden, Allah'ın misafiridir; Allah kendi misafirine ikramda bulunur ve mağfiretiyle ona ihsan eder.

Kim iyiden kötüyü ayırt edemeyen bir çocuğa sarhoş edici bir şey içirirse, Allah-u Teâla onu, yaptığı işten kurtaracak bir mazeret getirene dek cehennem ehlinin bedenlerinden çıkan irin içerisinde hapseder.

Sadaka, büyük bir siperdir; mü'min için cehennem ateşinden koruyan bir engel, kâfir için ise malının zayi olmasını önleyecek bir koruyucudur. Onun bedeli hemencecik kâfire verildiği gibi bedeni hastalıkları da giderilir, ama ahirette onun için hiç bir pay yoktur.

Cehennem ehlini yüz üstü cehenneme düşüren dil olduğu gibi, kabir ehlini nura layık kılan da yine dildir. Öyleyse dilinizi koruyun ve onu Allah'ın zikriyle meşgul edin.

Heykel yapan, kıyamet günü yaptığı işten sorumludur. Bir kimse çerçöp ve dikeni sizden uzaklaştırırsa (bulunduğunuz yeri temizlerse) şöyle deyin: "Allah-u Teâla sevmediğin şeyi senden uzaklaştırsın."

Bir adam, hamamdan çıktığında (Müslüman) kardeşi ona: "Sıhhatler olsun" demelidir; onun da cevabında: "Allah sana huzur versin" demesi gerekir.

Eğer bir kimse birine: "Allah'ın selamı sana olsun" derse, o da cevabında: "Sana da Allah'ın selamı olsun ve yerin cennet olsun" demelidir.

Önce meth, sonra rica (olunur). İlk önce Allah'a hamd-u senâ edin; sonra ihtiyaçlarınızı isteyin. Talep etmeden önce meth-u senâda bulunun.

Ey dua eden (şahıs), olmayacak ve haram olan bir şeyi (Allah'tan) isteme.

Bir kimseye, yeni doğan erkek çocuğundan dolayı tebrikte bulunmak istediğinizde şöyle deyin: "Allah-u Teâla bu bağışı mübarek etsin. Onu kemale eriştirsin ve hayrını sana nasip etsin.”

Sizden biri, Mekke'den geldiğinde gözlerinden ve Resu-lullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in öpmüş olduğu Hacer-ül Esved taşını öptüğü ağzından, secde yerlerinden ve alnından öpün. Hacdan geleni tebrik ettiğinizde şöyle deyin: "Allah-u Teâla ibadetlerini kabul etsin; sa'yına (çabalarına) karşılık versin; yaptığın masrafın yerini doldursun; bunu en son haccın kılmasın."

Alçak kimselerden korkun. Çünkü onlar Allah'tan korkmazlar.

    Allah-u Teâla (yeryüzüne) bakıp bizi seçti, bizim için de şiamızı seçti; onlar bize yardım ederler; sevincimizle sevinirler; üzüntümüzle üzülürler; mal ve canlarını bizim yolumuzda feda ederler; onlar bizdendir; dönüşleri de bizedir. Şiamızdan birisi yasakladığımız bir işi yaptığı takdirde kesinlikle ölmeden önce, günahlarının temizlenmesi ve günahsız olarak Allah'ın huzuruna çıkması için malında, evladında veya canında bir belaya duçar olur. Eğer günahlarından bir miktar kalırsa, ölüm anında ölüm ona zorlaştırılır ve böylece günahı tamamıyla temizlenmiş olur. Taraftarlarımızdan ölen (kendi eceliyle de ölse) sıddık ve şehittir. Çünkü o, Allah ve Resulüne iman etmiş olduğu halde Allah'ın rızası için, velayetimize inanmış, bizim için sevip bizim için nefret etmiştir.

Her kim sırlarımızı ifşa ederse, Allah-u Teâla ona demirin şiddetli azabını tattırır (yani kılıçla katledilir).

Yeni doğan çocuklarınızı yedinci günü sünnet edin; soğuk ve sıcak sizi bu işten alıkoymasın. Çünkü bu amel bedenin temizliğine sebep olur. Şüphesiz yeryüzü sünnet edilmemiş kimsenin idrarından Allah'a feryat eder.

Sarhoşluk dört çeşittir: Gençlik sarhoşluğu, servet sarhoşluğu, uyku sarhoşluğu, saltanat sarhoşluğu.

Mü'minin, on beş günde bir defa hamam otu kullanmasını severim.

Balık yemeyi azaltın (az balık yeyin). Çünkü çok balık yemek bedeni eritir; balgamı çoğaltır; kanı katılaştırır. Süt aşı, ölüm hariç, her derdin devasıdır.

Narı, içerisindeki perdesiyle yeyin. Zira mideyi sepiler; kalbi diriltir ve şeytanın vesvesesini giderir.

Hindiba otu yiyin. Zira her sabah vakti cennet suyundan bir damla su onun yaprağının üzerinde toplanır.

Yağmur suyu için. Çünkü yağmur suyu bedeni temizlediği gibi dertleri de giderir. Nitekim Allah-u Teâla şöyle buyurmuştur: "Sizi arıtmak, sizden şeytanın pisliğini gidermek için gökten bir yağmur yağdırdı."(18)

Çörek otu, ölümden başka her derdin dermanıdır. Sığırın eti derttir; sütü, yağı ise şifadır.

Hamile kadın için taze hurma yemeden daha iyi bir şey yoktur. Zira Allah-u Teâla (Hz. Meryem'e) şöyle vahyetti: "hurma ağacını silk, sana teru-taze hurmalar dökülecek."(19)

Yeni doğan çocuğun damağına hurma sürün. Zira Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih Hasan ve Hüseyn’e böyle yaptı.

Biriniz hanımıyla cinsi münasebette bulunduğunda acele etmesin, zira kadının da erkek gibi isteği vardır. Bir kadına gözü çarpıp ondan hoşlanan kimse, kendi hanımıyla cima etsin.... Şeytana kendi kalbine musallat olacak bir yol bırakmasın. Gözünü namahremden çevirsin. Hanımı olmadığı takdirde, iki rekat namaz kılıp Allah'a çok hamd etsin.(20)

Cima yaptığınız vakit az konuşun. O esnada konuşmak çocuğun dilsiz olmasına sebep olur. Hanımın fercinin içerisine bakmaktan sakının. Çünkü bu iş (çocuğun) abras olmasına sebep olur. Cima vakti şöyle deyin: “Allahumme innî istahleltu ferceha biemrike ve kabiltuha biemanike, fein kazeyte minha veleden fec'elhu zekeren seviyyen ve la tec'el lişşeytani fîhi şirken ve nasiba.”(21)

Tenkiye, Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in tavsiye ettiği dört şeyden biridir. Tenkiye, kendinizi tedavi ettiğiniz şeylerin en iyisidir; karnı genişletir; batındaki dertleri giderir; bedeni de kuvvetlendirir.

    Menekşe çiçeğinden enfiye yapın. Zira Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih buyurmuştur ki: "Eğer insanlar menekşede olan özelliği tanısaydı (onun suyunu) yudum yudum içerlerdi.” Ayın evvellerinde ve yarısında cima etmekten sakının. Çünkü şeytan bu iki vakitte çocuk ister (nütfede ortak olur). Çarşamba ve cuma günleri hacamat yapmaktan sakının. Zira çarşamba daima uğursuz bir gündür ve bu günde cehennem yaratılmıştır. Cuma gününde de öyle bir vakit vardır ki, o vakitte hacamat yapan bir kimse ölümle karşılaşır.

Dipnotlar.
--------------------------------------------------

(1)- İkinci ve üçüncü kısım: Mevaiz-ül Adediyye kitabında şöyle nakledilmiştir: "Kim bizi kalbiyle sever, diliyle de yardımda bulunur, ama savaşta bizimle beraber düşmana karşı savaşmazsa, bir derece aşağıda olur. Kim bizi kalbiyle sever, ama eli ve diliyle yardımcı olmazsa, iki derece aşağıda olur." Bu rivayet daha doğrudur. Büyük bir ihtimalle yukarıdaki metinde bir yanlışlık vardır.

(2)- Yüce Rabbim pâk ve münezzehtir.

(3)- Ahzab/56.

(4)- Biz de buna şehadet edenlerdeniz.

(5)- Bakara/131.

(6)- Şehadet ediyorum ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir, ortağı yoktur. Gerçekten Muhammed O'nun kulu ve elçisidir ve şüphesiz kıyamet gelmektedir, onda şüphe yoktur. Gerçekten Allah kabirlerde olanları diriltecektir.

(7)- Bu hadise, fıkıh ve fetva açısından amel edilmez. Zira diğer hadisleri de nazara alan müçtehidlerin görüşüne göre, selamdan önce çıkan hades namazı batıl eder.

(8)- Bu hadis Mevaiz ve Hisal kitablarında şöyle nakledilmiştir: "Allah'a, O’nun evine yaya gitmek kadar daha meşakkatli bir ibadet yapılmamıştır.”

(9)- İnsanları deve beslemeye teşvik etmek için söylenmiştir. Çünkü o zamanlar deve, diğer hayvanlardan daha yararlı idi, insanlar onun etinden, sütünden, tüyünden, taşıma gücünden faydalanırlardı.

(10)- Zemzem suyu hacılara verildiği için ona nebiz-i sikaye denmiştir. Daha sonra acılığı bu şekilde giderilen her suya nebiz-i sikaye denildi. İçine üzüm konan bu tür su, çok kaldığında bir çeşit şaraba dönüşüp sarhoş edici olurdu. Bazı kimseler bunun önceki ve sonraki halini göz önünde bulundurmadan nebiz içmek helaldir, diyorlardı. Nitekim bu yanlışlık, Ehl-i sünnet fıkhının bazı kollarına sirayet etmiştir ve günümüzde de bunun helal olduğunu sanmaktadırlar.

(11)- Allah’ın adıyla. Hz. İbrahim’in ve Hz. Muhammed’in dini ve Allah’ın itaatını farz kıldığı kimsenin velayetiyle Allah için sağ yanım üzerine yatıyorum. Allah’ın dilediği her şey olur, dilemediği hiçbir şey de olmaz.

(12)- Ben, kendimi, ailemi, dinimi, malımı, çocuklarımı, amelimin akıbetini, Rabbimin bana lütufta bulunduğu ve beni kendisiyle rızıklandırdığı şeyleri; zehiri öldürücü olan ve olmayan haşarelerin, cin ve insanların, Allah’ın yeryüzünde üretip-bitirdiği, gökten inen ve göğe çıkan ve Allah’ın, perçeminden yakalayıp - denetlediği her canlı varlığın şerrinden koruması için; O’nun izzetine, azamatine, ceberutuna, saltanatına, rahmetine, ra’fetine, bağışına, kuvvetine, gücüne birlik ve tekliğine, erkânına, (kıyamet günü insanları bir araya) toplamasına, Resu-lullah’a ve dilediği her şeye olan gücüne havale ediyorum.

(13)- Zümer/56.

(14)- Bunu bizim için boyun eğdiren (Allah) ne yücedir, yoksa biz bunu (kendi hizmetimize) yanaştıramazdık. Ve biz elbette, Rabbimize döneceğiz. (Zuhruf/12-14).

(15)- Allah’ım, yolculukta bizimle birlikte olan, bineğin sırtında bizi taşıyan, aile, mal ve evladımıza vekil olan sensin.

(16)- Allah’ım, bizi mübarek bir yerde yerleştir. Sen en hayırlı yer verensin.

(17)- Şehadet ediyorum ki Allah’tan başka bir ilah yoktur, tektir, ortağı yoktur. Ve şüphesiz Muhammed O’nun kulu ve elçisidir. Allah’ım, zararlı alış-verişten, yalan yere and içmekten ve günahın azabından sana sığınırım.

(18)- Enfal/11.

(19)- Meryem/25.

(20)- Mevaiz kitabında da şöyle geçiyor: “Peygember'e çok salavat getirin, sonra Allah'ın fazl ve ihsanından talep edin; elbette ki Allah kendi lütfundan ihtiyacınızı giderir.”

(21) - Allah’ım, bu kadını senin emrinle kendime helal bildim ve senin emanetin olarak kabullendim. Bu kadından bana bir evlat verilmesini takdir etmişsen, onu noksansız bir erkek çocuğu kıl ve şeytanı o çocukta ortak ve pay sahibi kılma.