Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: El Kaide kökenli terör örgütü Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) lideri Muhammed el-golani, son dönemde dikkat çeken diplomatik ve askeri temaslar içinde.govlani’nin Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) ziyaret ettiği, ayrıca İsrailli yetkililerle gizli görüşmeler yaptığı öğrenildi.
Bu temasların merkezinde, İsrail’in “Ateşten Kemer” adını verdiği yeni bir strateji yer alıyor. Strateji, Hizbullah’ı kuzey Lübnan'dan kuşatarak zamanla siyasi ve askeri baskıyla silahsız bırakmayı hedefliyor. golani bu projenin sahadaki yürütücüsü olarak görülüyor. Türkiye, BAE ve bazı Suriyeli aktörlerin dolaylı destek verdiği bu plan, İsrail’in yıllardır kurmaya çalıştığı bir kuşatma zincirinin güncellenmiş versiyonu.
golani’ye bağlı unsurlar, son haftalarda Arsal ve Akkar gibi kuzey Lübnan bölgelerinde faaliyetlerini artırdı. Bu bölgeler, Suriye sınırına yakın ve Hizbullah’ın geleneksel olarak zayıf olduğu alanlar. Planın ilk aşamasında bu bölgelerden İsrail’e yakın gruplar üzerinden Hizbullah’a psikolojik ve lojistik baskı kurulması hedefleniyor.
Öte yandan, HTŞ’ye bağlı bazı savaşçılar Fırat’ın doğusuna ve Irak sınırına kaydırıldı. Bu da planın sadece Lübnan’la sınırlı olmadığını, Suriye-Irak hattını da kapsadığını gösteriyor. golani’nin Azerbaycan’la kurduğu temaslar ise, İran’ın kuzeybatı sınırlarının da bu kuşatma zincirinin bir parçası haline getirilmeye çalışıldığını işaret ediyor.
Askerî ve Güvenlik Analizi:
İsrail’in bu “Ateşten Kemer” planı, klasik savaş yöntemlerinin yerini alan çok boyutlu bir hibrit savaş stratejisi örneğidir. Bu stratejinin dört temel ayağı şöyle özetlenebilir:
-
Lübnan’ın kuzeyinden Hizbullah’a baskı kurmak:
Cevlani’nin güçleri, Hizbullah’ın etkisinin zayıf olduğu kuzeyde konuşlandırılıyor. Böylece örgüt içerden çevrelenmek isteniyor. -
Suriye-Irak-Fırat hattını kontrol altına almak:
Bu hat, İran’ın Irak üzerinden Suriye ve Lübnan’a kurduğu “kara koridorunun” kalbidir. Cevlani’nin birliklerinin bu bölgeye kaydırılması, bu hattın kesilmesini hedefliyor. -
İran’ın kuzey sınırlarına baskı:
Azerbaycan’la yapılan görüşmeler, İran’ın kuzeybatı sınırında yeni bir gerilim hattı oluşturma çabasına işaret ediyor. Bu da Tahran’ı hem kuzeyden hem güneyden kuşatma stratejisinin parçası olabilir. -
Lübnan içindeki siyasi bölünmeleri derinleştirme:
Lübnan’daki bazı siyasi gruplar, İsrail tehditlerini görmezden gelip Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını savunuyor. Bu söylem, Cevlani’nin faaliyetlerini meşrulaştırmak için kullanılıyor.
Bu strateji başarılı olursa, sadece Hizbullah değil, İran’ın bütün direniş ekseni zayıflayabilir. İsrail açısından bu, Gazze'deki çatışmanın ötesine geçip bölgesel düzeyde bir zafer anlamına gelir. Ancak bu aynı zamanda İran, Hizbullah ve bölgedeki diğer direniş aktörleri için varoluşsal bir tehdit haline gelir.
Tehlikeli Bir Kırılma Noktası
Ortadoğu yeni bir kırılmanın eşiğinde. İsrail’in uzun vadeli hedefi olan "Nil'den Fırat’a" söylemi, Cevlani gibi vekil güçler üzerinden sahada adım adım uygulanıyor. Bu plan, Lübnan’ı içerden çökertmeyi, Suriye’yi bölmeyi ve İran’ı sınırlarına hapsederek etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor.
Bu senaryoya karşı koymak için sadece askeri refleksler değil, bölgesel koordinasyon ve stratejik zeka da gerekiyor. Aksi halde "ateşten kemer", sadece Hizbullah'ı değil, bölgedeki bütün direniş yapısını içine alabilir.
yorumunuz