Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Lübnan, ülke güvenliği ve siyaseti açısından kritik bir dönemeçte. Hükümet, uzun süredir süregelen iç siyasi kırılganlıklar ve dış müdahalelerin gölgesinde, Hizbullah'ın silahsızlandırılması meselesini masaya yatırdı. Başbakan Nevaf Selam liderliğindeki kabine, ordudan yıl sonuna kadar sadece devletin silah sahibi olacağı bir plan hazırlamasını istedi. Bu plan, ABD'nin yoğun diplomatik baskıları sonucu gündeme geldi ve devletin silah bulundurma tekelini sağlamayı amaçlıyor. Ancak Hizbullah liderleri, İsrail saldırıları devam ettiği sürece silahsızlandırmanın kabul edilemez olduğunu belirtti.
Hizbullah 2006'daki 33 Gün Savaşı'nda İsrail'e karşı önemli bir askeri direniş sergileyerek Lübnan'ın jeopolitik güvenliğinde kritik bir rol oynadı. Lübnan ordusunun mevcut zayıflığı ve mezhepsel parçalanmışlığı nedeniyle, Hizbullah silahsızlandırılması ordunun meşruiyet ve etkinliğini zayıflatabilir. Ayrıca İsrail’in Hizbullah’a yönelik hedefli saldırıları ve bölgedeki gerilim, silahsızlandırmanın Güney Lübnan'ın yeniden işgaline zemin açabileceği endişelerini artırıyor.
ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler, Hizbullah’ın silahlarını devlete devretmesini ekonomik destek ve siyasi teşviklerle bağlarken, bu yardımların koşullara bağlı ve sürdürülebilir olmadığına dair yaygın şüpheler bulunmakta. Lübnan’ın çok boyutlu krizleri göz önüne alındığında, uzmanlar direniş ile devlet güçlerinin birlikte hareket etmesi, yapısal reformlar ve ekonomik bağımsızlık tesisinin silahsızlandırmadan daha gerçekçi bir çözüm olduğunu vurguluyor.
Sonuçta, Lübnan’ın güvenlik ve ekonomik istikrarını sağlamak için silahların teslim edilmesi tek başına yeterli olmayacak; bölgesel dengeler, iç siyasi uzlaşı ve somut reformlar da zorunlu görülüyor.
yorumunuz