Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: ABD’nin uzun yıllardır “terör listesinde” bulunan Heyet Tahrir’uş Şam (HTŞ) lideri Ahmed el-Şerh (Ebu Muhammed el-Colani), beklenmedik bir şekilde bu listeden çıkarılarak Washington’a davet edildi. Colani’nin Donald Trump ile Beyaz Saray’da görüşmesi, sadece Suriye’deki dengeleri değil, doğrudan Türkiye’nin bölgesel konumunu da sarsacak nitelikte bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Bu ziyaret, görünürde “yeni Suriye yönetimiyle diyalog” adımı gibi lanse edilse de, perde arkasında Siyonist-emperyalist güçlerin Ortadoğu’da yeni bir jeopolitik düzen inşasına dair açık bir sinyal olarak okunuyor. ABD’nin Şam’da yeni bir askeri üs kurma planının bu görüşme öncesinde gündeme gelmesi de tesadüf değil; bilakis planlı bir kuşatmanın parçasıdır.
Türkiye İçin Üçlü Baskı: Washington, Tel Aviv ve İdlib Gerçeği
Colani’nin Washington’da ağırlanması, Türkiye’nin Suriye’deki nüfuz alanlarını doğrudan tehdit ediyor. Ankara yönetimi yıllardır İdlib’de HTŞ üzerinden fiilî bir “vekâlet kontrolü” yürütüyordu. Ancak ABD’nin Colani’yi meşrulaştırması, Türkiye’nin bu alandaki rolünü devre dışı bırakma anlamına geliyor.
Washington’un bu hamlesiyle birlikte, İdlib’deki dengeler Türkiye’nin aleyhine dönmekte; Ankara artık hem ABD’nin hem İsrail’in hem de Rusya’nın arasında sıkışan bir pozisyonda kalmaktadır. Erdoğan hükümetinin “denge politikası” adı altında yürüttüğü bu zikzaklı dış siyaset, Türkiye’yi bölgedeki direniş hattından tamamen koparmış durumda.
Direniş Ekseni Güçlenirken, Ankara İzolasyona Sürükleniyor
Direniş ekseni (İran, Suriye, Hizbullah, Irak’taki direniş güçleri ve Yemen) bu gelişmeyi ABD’nin Suriye’deki varlığını yeniden tesis etme çabası olarak yorumluyor. Bu eksen, Colani’nin Beyaz Saray’a davet edilmesini, “tekfirci grupların emperyalizmin açık ortakları haline gelmesinin” yeni bir göstergesi olarak değerlendiriyor.
Türkiye ise bu süreçte ciddi bir ikilemle karşı karşıya: Bir yanda NATO ve ABD ile ilişkilerini koruma baskısı, diğer yanda komşu ülkelerle (özellikle Suriye ve İran’la) bozulan ilişkilerin yarattığı güvenlik açığı. Ankara’nın uzun yıllar boyunca bu gruplara göz yumması, bugün ABD’nin onları meşrulaştırmasına zemin hazırlamıştır.
Ankara’nın Yanlış Hesabı
Erdoğan hükümeti, Suriye savaşının başından bu yana “rejim değişikliği” politikasıyla hareket etti. Fakat gelinen noktada, ABD Colani’yi “yeni lider” olarak pazarlarken, Türkiye’nin bütün stratejik yatırımı çökmüş durumda. İdlib’deki Türk askeri varlığı hem Washington hem Moskova tarafından artık “geçici” görülüyor.
Bu bağlamda, Colani’nin ABD’deki varlığı sadece Suriye’nin geleceğini değil, Türkiye’nin bölgedeki hareket alanını da daraltıyor. Direniş hattına karşı ABD’nin yeni “ılımlı radikal” projesi devreye girerken, Ankara bu projenin dışında bırakılmıştır.
Sonuç: Türkiye İçin Uyarı Niteliğinde Bir Ziyaret
Ahmed el-Şerh’in ABD ziyareti, direniş karşıtı cephenin yeniden yapılandığını gösteriyor. Bu süreçte Türkiye, kendi geçmiş politikalarının faturasını ödemeye hazırlanıyor. Ankara’nın, ABD’nin ve İsrail’in planlarına alet olmak yerine, bölgesel direniş güçleriyle yeniden diyalog kurması tarihî bir zorunluluk haline gelmiştir.
Eğer Türkiye, Washington’un çizdiği bu yeni terör mimarisine sessiz kalırsa, Suriye’nin kuzeyinde kurulan bu “meşrulaştırılmış terör düzeni”, yarın Ankara’nın güney sınırlarında kalıcı bir cepheye dönüşecektir.
yorumunuz