Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- Bölgesel dengelerin kırılganlaştığı Batı Asya’da, Irak’ın güneyindeki Basra vilayeti etrafında dolaşıma sokulan “bölge kurulması” tartışmaları, ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik tehditleri yeniden görünür kıldı. Uzun süredir siyasi, ekonomik ve güvenlik baskılarıyla karşı karşıya bırakılan Irak’ta, bu tür söylemlerin yeniden ısıtılması, geçmişte yaşanan bölünme projelerini hatırlattı.
Petrol ve doğal gaz rezervleriyle Irak ekonomisinin bel kemiğini oluşturan Basra’nın statüsüne dair ortaya atılan iddialar, yalnızca idari bir düzenleme tartışması olarak görülmüyor. Aksine, birçok siyasi çevre ve gözlemci, bu girişimleri merkezi yapıyı zayıflatmayı ve ülkeyi etnik ya da bölgesel temelde parçalamayı hedefleyen daha geniş bir planın parçası olarak değerlendiriyor.
Basra’da yaşayan halkın yıllardır altyapı eksiklikleri, çevre kirliliği ve kamu hizmetlerindeki yetersizlikler nedeniyle ciddi sorunlar yaşadığı biliniyor. Ancak bu meşru taleplerin, dış aktörlerin ve bazı yerel işbirlikçilerin elinde siyasi bir kaldıraç haline getirilmesi, Irak’ın egemenliği açısından büyük bir risk olarak görülüyor.
Iraklı siyasi aktörler ve direniş eksenine yakın çevreler, Basra üzerinden yürütülen bu tartışmaların, ülkeyi içeriden zayıflatmayı amaçlayan senaryolarla bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Bu çevrelere göre, Irak’ın parçalanması yönündeki her adım, yalnızca ülke halkını değil, tüm Batı Asya’nın istikrarını hedef alan daha büyük bir projenin parçası.
Basra merkezli “bölge” söylemlerinin önümüzdeki dönemde nasıl bir siyasi karşılık bulacağı belirsizliğini korurken, Irak kamuoyunda hâkim olan görüş, ülkenin birliğinin ve egemenliğinin kırmızı çizgi olduğu yönünde. Birçok kesim, yaşanan sorunların çözümünün bölünmede değil, güçlü bir merkezi yapı ve adil kaynak paylaşımında yattığını vurguluyor.
yorumunuz