14 Kasım 2012 - 08:58

Bildiriden başlıklar: Başka bir yerden bu ülkeye gelen Halife ailesi zorla halkın sırtına binerek Bahreyn’in öz evlatlarını ata ve ecdat topraklarından atarak mahrum bırakabilirler mi? Ayetullah Şeyh İsa Kasım, büyük bir otorite, manevi ve ruhsal bir karakter ve ilahi ahlakla ahlaklanmış biri olarak sadece Bahreyn’in Şii ve Sünni halkları tarafından değil, bilakis bu ülke toprakları dışında da Müslümanlar tarafından ihtiram gösterilen, saygı duyulan, güvenilir ve İslam’ın mütefekkir ve ulema erkanındandır. Dolayısıyla Bahreyn ve Suudi Arabistan devletlerine ciddi bir uyarıyla birlikte duyuruyoruz ki bu büyük alime karşı girişilecek her türlü kötülük durumunda, bunun sorumluluğu doğrudan kral, başbakan ve Bahreyn yönetimi ve ayrıca Suudi devletine ait olacaktır.

Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- 31 Bahreynlinin vatandaşlıktan çıkarılma kararı ve “Ayetullah Şeyh İsa Kasım’a” yönelik yeni tehditlerle birlikte El Halife rejiminin Bahreyn halkına karşı uyguladığı zulümlerin devam etmesinden dolayı Dünya Ehlibeyt Kurultayı, önemli bir bildiri yayınladı.

Bu bildiride son iki yılda savunmasız Bahreyn halkına karşı uygulanan öldürme, darp, saldırı ve zindana atma politikaları ve ülke yöneticilerinin kanunsuz ve gayri şer’i olan son iki girişiminden dolayı duyulan üzüntü ve rahatsızlıklar dile getirildi.

Bildirinin bir yerinde şu cümleler yer aldı: “Bahreyn’in din adamları ülkede yaşanan keramet devriminin başından beri devamlı şefkat ve sakinleştirici bir rol oynamış ve halkın haklı taleplerini ilan etmede gençleri itirazlarında barışçıl olmaya davet etmiştir. Bu meyanda Ayetullah Şeyh İsa Kasım’ın etkili liderliği sayesinde halk devriminin şiddete dönüşmediği inkar edilemez bir gerçektir. Ancak El Halife rejimi, Şeyh İsa Kasım’a minnettar kalacağı yerde ve halkın taleplerini yerine getireceğine devamlı halkı –hatta ulemayı- tehdit ederek zorbalık diliyle konuşmaktadır.”

Bildiride Ayetullah Şeyh İsa Kasım, büyük bir otorite, manevi ve ruhsal bir karakter ve ilahi ahlakla ahlaklanmış biri olarak tanıtılarak şöyle denildi: “Bu büyük alime karşı girişilecek her türlü kötülük durumunda, bunun sorumluluğu doğrudan kral, başbakan ve Bahreyn yönetimi ve ayrıca Suudi devletine ait olacaktır.”   

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı, aynı şekilde El Halife rejimi tarafından bazı Bahreyn vatandaşlarının vatandaşlıktan atılma kararının şaşırtıcı, din ve geleneklere aykırı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Hiçbir ülkenin devlet adamları, o topraklardaki halkın boyunduruluk sahibi değillerdir ki bu vatandaşlığı onlardan alsınlar ve onları kendi ülkelerinden atsınlar. Dolayısıyla bu (vatandaşlıktan atma) girişimi ve bunun yanında yüzlerce yabancıya vatandaşlık hakkı vermek, Bahreyn halkına karşı açık bir düşmanlık ve yurttaşların haklarını görmezlikten gelmektir.”

Bildirinin sonunda tüm dünya özgür insanlarından ve Müslümanlardan –özellikle Ehlibeyt (a.s) takipçisi ulema ve karakterlerden- konum ve pozisyonlarını belirtmeleri, etkinlik ve toplantılar düzenleyerek Bahreyn yurttaşlarının doğal haklarını savunmaları istendi.

Bildirinin tam metni şu şekildedir:

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

ولا تحسبن الله غافلاً عما یعمل الظالمون

“Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! (İbrahim, 42)

El Halife rejiminin zalim ve cellatları tarafından Bahreyn’in savunmasız ve mazlum halkına karşı sürdürülen cinayet, tahrip, darp, saldırı ve zindana atma uygulamaları iki yıla yakındır sürüyor. Suudi hanedanının himayesi ve uluslar arası toplum ve devletlerin öldürücü sessizliği ve Bahreyn halkının eşsiz ve övgüye değer direnişiyle bu rezilce cinayetler devam etmektedir.

Ancak tam bir üzüntü ve şaşkınlıkla son günlerde Bahreyn’e hakim güçlerin utanç verici cinayetlerinin yanı sıra kanunsuz ve gayri şer’i son iki uygulamasına da tanık olduk.

1) Başta Ayetullah Şeyh İsa Kasım olmak üzere Bahreynli ulema, aydın, doktor ve öğretmenlere karşı yeni bir tehdit dalgasının başlatılması.

2) Bu ülkenin özgür yurttaşlarından bir grubun vatandaşlıklarının iptal edilmesi hiç bir uluslar arası standart ve yasa tarafından meşruiyeti ve kabul edilebilir bir yanı yoktur.   

Bu tehlikeli iki girişime tepki olarak, dünyadaki milyonlarca Müslüman’ın fikri ve kültürel otorite sahibi ve uluslar arası bir sivil toplum kuruluşu unvanıyla Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı, dünya kamuoyunun dikkatlerini aşağıdaki noktalara çekmektedir:

1. Defalarca duyurulduğu gibi, Bahreyn’in din adamları ülkede yaşanan keramet devriminin başından (14 Şubat 2011) beri devamlı şefkat ve sakinleştirici bir rol oynamış ve halkın haklı taleplerini ilan etmede gençleri itirazlarında barışçıl olmaya davet etmiştir. Bu meyanda Ayetullah Şeyh İsa Kasım’ın etkili liderliği sayesinde halk devriminin şiddete dönüşmediği inkar edilemez bir gerçektir. Ancak El Halife rejimi, Şeyh İsa Kasım’a minnettar olacağı yerde ve halkın taleplerini yerine getireceğine devamlı halkı –hatta ulemayı- tehdit ederek zorbalık diliyle konuşmaktadır.

2. Ayetullah Şeyh İsa Kasım, büyük bir otorite, manevi ve ruhsal bir karakter ve ilahi ahlakla ahlaklanmış biri olarak sadece Bahreyn’in Şii ve Sünni halkları tarafından değil, bilakis bu ülke toprakları dışında da Müslümanlar tarafından ihtiram gösterilen, saygı duyulan, güvenilir ve İslam’ın mütefekkir ve ulema erkanındandır. Dolayısıyla Bahreyn ve Suudi Arabistan devletlerine ciddi bir uyarıyla birlikte duyuruyoruz ki bu büyük alime karşı girişilecek her türlü kötülük durumunda, bunun sorumluluğu doğrudan kral, başbakan ve Bahreyn yönetimi ve ayrıca Suudi devletine ait olacaktır.

3. El Halife rejimi tarafından Bahreyn vatandaşlarının vatandaşlıktan çıkarılma kararı şaşırtıcı bir girişim ve aynı zamanda din ve geleneklere aykırıdır. Hiçbir ülkenin devlet adamları, o topraklardaki halkın boyunduruluk sahibi değillerdir ki bu vatandaşlığı onlardan alsınlar ve onları kendi ülkelerinden atsınlar. Dolayısıyla bu (vatandaşlıktan atma) girişimi ve bunun yanında yüzlerce yabancıya vatandaşlık hakkı vermek, Bahreyn halkına karşı açık bir düşmanlık ve yurttaşların haklarını görmezlikten gelmektir.   

4. Uluslar arası yasalar ve teamül hukuku dışında, devlet ve her ülkenin hakimiyeti bir aile babası hükmündedir. Acaba aile babası, çocuklarını evden atar mı? Başka bir yerden bu ülkeye gelen Halife ailesi zorla halkın sırtına binerek Bahreyn’in öz evlatlarını ata ve ecdat topraklarından atarak mahrum bırakabilirler mi?

5. Özgürlük ve insan hakları iddiasında bulunan ülkeler ve uluslar arası kuruluşlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Dünya mahkumları destekleme kuruluşları ve bu gibi kurumlar neden Bahreyn yetkililerinin ortaçağdan kalma zulüm, kanunsuzluk ve zorbalıkları karşısında sessiz kalmaktadırlar? Acaba dünya kamuoyunun şimdi mümkün olan tüm yollardan yararlanıp, Bahreyn devletinin ahlaksız eylemlerini engelleyerek mazlum halkın yanında durma sorumluluğunun vakti gelmedi mi?

6. Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı, daha öncede defalarca ilan ettiği gibi dünya halklarının –her ne renk, ırk, din ve mezhepten olursa olsun- barış, sevgi, adalet ve barışça bir arada yaşamın hamisi olduğunu ilan etmektedir. Dolayısıyla bir kez daha Bahreyn’e hakim hanedanı adalet, insaf ve bu ülke halkının haklı taleplerini icra etmeye çağırmaktadır. Kurultay ayrıca Ayetullah Şeyh İsa Kasım’ı, ulema, doktor, öğretmen, mahkumlar ve Bahreyn’in mazlum halklarını – özellikle işten atılan memurları ve vatandaşlıktan çıkarılanları – sıkıca himaye edeceğini ilan etmektedir.     

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı, bildirinin sonunda tüm dünya özgür insanlarından ve Müslümanlardan – özellikle Ehlibeyt (a.s) takipçisi ulema ve karakterlerden- konum ve pozisyonlarını belirtmelerini ve etkinlik ve toplantılar düzenleyerek, Bahreyn vatandaşlarının doğal haklarını destekleyerek, Bahreyn ulemalarına karşı yürütülen aşağılama ve kısıtlamalar karşısında nefretlerini ilan ederek, bu ülkedeki yasadığı ve gayri şer’i girişimler karşısında tarihi görevlerini yerine getirmelerini talep etmektedir.  

 Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı

23 Aban 1391 – 13 Kasım 2012

Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Bahreyn’in başkenti Manama’da şüpheli patlama haberlerinden birkaç gün önce ve bir gün sonra El Halife rejimi yetkilileri devrimci 31 Bahreynlinin vatandaşlığını iptal etmişti.

Bahreyn içişleri bakanlığının genelgesine göre vatandaşlıkları iptal edilenler – ki hepsi Bahreyn Şialarından olup, aralarında üç Şia din adamı ve Bahreyn rejiminin zulümlerini protesto etme gerekçesiyle istifasını vermiş üç milletvekili de bulunmaktadır – ülke emniyetine darbe vurma suçlamasıyla ülke içişleri bakanlığı tarafından vatandaşlıktan çıkarılmaları için gerekli olan işlemlerin yapılacağı açıklandı.   

Dolayısıyla bu 31 Bahreyn vatandaşı bundan sonra ülke dışına çıkma, pasaport alma, oy kullanma ve hiçbir vatandaşlık haklarına sahip olmayacaklar.

Bahreyn içişleri bakanlığının yayınladığı genelgeye göre 31 Bahreyn vatandaşının isimleri şunlardan oluşmakta:

1. Halit Hamit Mansur (Şeyh Muhammed Sened)

2. Hüseyin Mirza Abdul Baki (Şeyh Hüseyin En Necati)

3. Sait Abdunnebi Muhammed Eş Şahabi.

4. Ali Hasan Hüseyin Müşeyme.

5. Abdurrauf Abdullah Ahmet Eş Şaib.

6. Musa Abduali Ali Muhammed.

7. Abbas Abdulaziz Nasır İmran.

8. Muhammed Mahmut Cafer El Hazar.

9. Kasım Bedir Muhammed Haşim.

10. Hasan Emir Ekber Sadık.

11. Seyyid Muhammed Ali Abdurrıza El Musevi.

12. Abdulhadi Abdurresul Ahmet Halef.

13. Alevi Sait Seyyid Ali Şeref.

14. Hüseyin Abduşşehit Abbas Cubeyl.

15. İbrahim Galum Hüseyin Kerimi.

16. Cafer Ahmet Casim El Hesabi.

17. Kemal Ahmet Ali Kemal.

18. Gulam Hayrullah Muhammed Muhammedi.

19. Muhammed İbrahim Hüseyin Ali Fethi.

20. Seyyid Abdunnebi Abdurrıza İbrahim el Musevi.

21. Timur Abdullah Cuma Kerimi.

22. Muhammed Rıza Murtaza Ali Abit.

23. Habip Derviş Musa Galum.

24. İbrahim Galum Abdulvahhab Abbas.

25. Meryem Seyyid İbrahim Hüseyin Rıza.

26. Abdulemir Abdurrıza İbrahim el Musevi.

27. İbrahim Halil Derviş Galum.

28. İsmail Halil Derviş Galum.

29. Adnan Ahmet Ali Kemal.

30. Cevad Firuz Galum Firuz.

31. Celal Firuz Galum Firuz.

Bahreyn’in başkentinde yaşanan şüpheli patlamalarda 2 Asyalı vatandaş ölmüş ve bir kişide yaralanmıştı. Bahreynli gözlemcilere göre, bu patlamalar “El İkar” bölgesinde bir polisin öldürülmesi olayından ve bu bölge halkının tam bir muhasara altına alınmasından sonra Bahreyn’deki güvenlik önlemlerinin en üst seviyeye çıkarılması ve itiraz eden halkın sindirilmesi için başka bir bahanedir.

Bahreyn İnsan Hakları Merkezi de El Halife rejiminin bazı Bahreynlilerin vatandaşlıktan çıkarılma kararını kınayarak, devletin bu kararının sebebinin akitivistlerin barışçı bir şekilde devam eden muhalefetinden kaynaklandığını öne sürdü.