14 Mart 2013 - 08:33

Araştırmacı yazar Kenan Çamurcu, Türk polislerinin ÖSO ile birlikte Suriye'nin Lazkiye kentinde yapmış olduğu operasyonu Twitter hesabından değerlendirdi. Yazar Kenan Çamurcu'nun değerlendirmesi şu şekilde: Hürriyet'in manşeti bize ne anlatıyor? Lazkiye'ye baskın düzenleyen güçlerin MİT'e değil, Özel Harekat'a mensup olduğunu mu? Bu ilginç.

Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Hürriyet'in manşetinde polisin Lazkiye baskınına dair manşeti ile Zaman'ın manşetindeki koordinasyon, imalatın odağını ele veriyor.

Soru şudur: Başbakan Erdoğan, Özel Harekat polisleri marifetiyle Lazkiye'de baskın düzenlemesiyle alenileşen durumdan haberdar mı, mutlu mu?

Bütün dünya Türkiye'nin Özel Harekat polislerinin egemen bir ülkenin içinde operasyon yaptığını kayda geçti. Bunun hukuki sonucu nedir?

Bülent Arınç'ın "filmlere konu olacak bir operasyon" diye taltif ettiği Lazkiye baskınına neden Erdoğan bir cümleyle olsun değinmedi?

Milat'ın vahhabi yazarına "MİT üç şebbihayı paketledi" bilgisini veren kim? Yeni Şafak'ın Lazkiye baskınına "paketleme" demesi tesadüf mü?

Lazkiye baskınında TSK veya MİT unsurlarının değil, polisin Özel Harekat güçlerinin görev aldığının duyurulmasının manasını çok konuşacağız.

Yeni Şafak'a göre "Nusra'ya eşgal gönderildi" İktidarın terör örgütü kabul ettiği Nusra'ya eşgal gönderen kim?

Maliye Bakanı M. Şimşek, bütçe görüşmelerinde Nusra'yı terör örgütü saydıklarını açıkça söylemişti. Nusra ile bilgi alışverişi yapan kim?

Türkiye polisi, hangi yetkiyle egemen bir ülke sınırları içinde baskın düzenledi? Nusra terör örgütüyle kimin emriyle temas kurdu?

İçişleri Bakanı Güler, Lazkiye baskınının sorumluluğunu üstleniyor mu? Gazetelerde yazan haberler doğru mu? Nusra ile teması o mu kurdu?

Türkiye polisi, uluslararası toplumun ve hükümetin terör örgütü saydığı Nusra ile eşgal ve istihbarat alışverişini hangi yolla yaptı?

Muammer Güler, Cilvegözü patlamasının görüntülerini neden ham haliyle göstermiyor? Neden TBMM'den bile gizliyor?

ABD'nin eski BM temsilcisi Bolton Obama'yı Suriye stratejisi bulunmamakla eleştirmiş, "el-Kaide'ye karşı muhalifleri desteklemeliyiz" demiş.

Sorulara devam:

Özel Harekat polisleri Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'na tabi ise Lazkiye baskını hangi yasaya göre yapıldı?

Suriye ile "sınır ötesi takip" anlaşması bulunmadığına göre Ankara, hangi ikili anlaşmaya göre Lazkiye'den zanlı gözaltına alma işlemi yaptı?

Erdoğan, uluslararası hukuka göre Türk Emniyetine bağlı polis timinin Lazkiye'de ev basıp adam kaçırma eylemi yaptığının farkında mı?

İçişleri Bakanı Güler, uluslararası yasa ve sözleşmelere aykırı olarak egemen bir ülkeye polis timi göndermekle suç işlediğini biliyor mu?

Sorduğum sorular belki sorulmuştur ama tekrar olmasında mahzur yok. Sonuçta ülkemizin selameti ve maslahatı için açık gedikleri gösteriyoruz.

Kendimi siyasi hacker olarak gördüğümü söyleyebilirim. Eleştiri ve sorularım, ülkenin güvenlik sistemindeki ciddi açıkları ikaz ediyor. (Kenan Çamurcu)

Operasyonla ilgili Türk medyasında çıkan haberler ise şöyle:

Cilvegözü operasyonunda kuşkular artıyor

Cilvegözü patlamasının ardından tutuklanan zanlıların kim oldukları ve nasıl yakalandıklarına yönelik açıklama ve haberlerdeki tutarsızlık dikkat çekici boyutlara ulaştı.

Önceki gün yapılan açıklamada Cilvegözü patlamasını gerçekleştirenlerin yakalandıkları belirtilmiş, hatta Bülent Arınç bu operasyon için “Filmlere konu olabilecek türden” ifadesini kullanmıştı.

Muammer Güler Arınç'ı düzeltti

İlk gün operasyonla ilgili daha fazla ayrıntı verilmezken Arınç’ın ifadeleri akıllarda bu operasyonun niteliğine dair soru işareti uyandırdı. Bu açıklamadan bir gün sonra Vatan’a konuyla ilgili bir röportaj veren İçişleri Bakanı Muammer Güler, adeta Arınç’ın açıklamasını düzeltircesine “Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç 'Filmlere konu olabilecek bir operasyon' derken, ilk günden itibaren masa başı ve ekran başında arkadaşlarımızın verdiği emekleri de kastediyor” ifadelerini kullandı. Güler, zanlıların uzun süren sıkı bir takip ile yakalandıklarını ve MİT ile polisin sıkı bir çalışma yürüttüğünü söylemişti. Ancak operasyonun ayrıntıları konusunda o da bir açıklama yapmamış, buna karşın yurt dışı operasyonları konusunda MİT’in yetkili olduğunu da eklemeden geçmemişti.

Kamuoyu Güler’in açıklamalarından Suriye içinde bir operasyon yapılıp yapılmadığına dair yine tatmin edici bir cevap alamamıştı. Güler'in Arınç’ı düzeltme ihtiyacı ise gözlerden kaçmadı.

Çelişkili haberler

Yine dünkü birçok haberde hem Türk özel harekâtçılarının Suriye içine girdikleri hem de ÖSO ile ortak operasyon yaptıklarına dair birbiriyle çelişen haberler yer aldı. (Cilvegözü operasyonlarına dair bazı sorular) Dün yapılan bu haberlere dair hükümetten herhangi bir yalanlama gelmediğini de not etmek gerekiyor.

Hürriyet'in ayrıntılı haberi

Hürriyet gazetesi bugün yaptığı özel haberde operasyonun ayrıntılarına ulaştıklarını belirtti. Hürriyet’in haberine göre 17 kişilik Türk özel ekibi Suriye’ye girdi ve ÖSO ile ortak bir operasyon düzenleyerek zanlıları yakaladı. İşte haberin ilgili kısmı:

"6 Mart sabahı Hatay Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şubesi’ne bağlı biri emniyet amiri, 2’si komiser toplam 17 kişilik özel ekip, yerel kıyafet giyerek sınırın diğer tarafına geçti. Polisler burada daha önceden istihbarat birimlerinin irtibata geçtiği Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) mensup üst düzey yöneticilerce karşılandı. Birkaç saat süren görüşme sonrası, özel harekâtçılar, Y.B. ve Z.Ş.’nin Lazkiye’nin 20 kilometre batısında, Bouqa yolunda bulunan evlerini tespit etti. Geceyi Lazkiye’de farklı adreslerde geçiren polisler, ertesi sabah ÖSO’ya bağlı askerlerle birlikte bombacı karı-kocanın yaşadığı bina çevresinde keşif yaptı. Dikkat çekmemek için keşfe, 3 özel harekât polisi Suriye plakalı araçlarla katıldı. Birinci kattaki evin girişi ile kaçmaları olası pencere ve balkonlar fotoğraflandı. Aynı saatlerde, farklı bir ekip ise evden çıkan Y.B.’yi takibe aldı. Gün boyu süren çalışmalar sonrası, ÖSO’nun Lazkiye’deki gizli sığınağında biraraya gelen özel harekât polisleri, operasyonla ilgili tüm detayları masaya yatırdı. Üstlerine sık sık bilgi aktaran emniyet amiri, “Operasyonu yapın” talimatıyla harekete geçti. 8 Mart sabaha karşı saat 05.00 sıralarında, ÖSO’ya bağlı yaklaşık 20 asker Y.B. ile Z.Ş.’nin evinin bulunduğu sokağın giriş ve çıkışlarını kontrol altına aldı. Birkaç dakika sonra da 12 özel harekât polisi, evin bulunduğu sokağa 3 farklı araçla geldi. Ağır silahlar kuşanan özel harekât polisleri, kurşungeçirmez yeleklerini giyerek 3 katlı apartmanın açık kapısından tek tek içeri girdi."

Muammer Güler'den zoraki açıklama

Basına "flaş" olarak düşen bu haberin ardından İçişleri Bakanı Muammer Güler bir açıklama ile iddiaları yalanladı. AA’nın geçtiği haber şu şekilde:

"İçişleri Bakanı Muammer Güler, Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki patlamaya ilişkin yakalanan şüphelilere yönelik, 'Emniyet teşkilatı mensuplarının veya Türkiye'deki güvenlik güçlerinin hiçbirisi yurt dışında böyle bir operasyon icra etmemiştir. Söz konusu kişiler kapıdan girişte tabii ki daha önce yapılan takipler neticesinde gözaltına alınmışlardır. Bizim Suriye tarafında yapılmış bir operasyonumuz yoktur' dedi."

Muammer Güler’in zanlıların yakalandığının açıklanmasından beri kullandığı en net ifadeler bunlar oldu.

Nereden baksan tutarsızlık...

İki gündür ortaya çıkan bilgilerin olayı aydınlatmaktan çok, daha karmaşık hale getirdiği görülüyor.

Öncelikle Muammer Güler’in bu kadar net bir açıklama yapması için neden iki gün beklediği merak konusu. Zira olayla ilgili iki gündür birçok spekülatif bilgi basında yer alıyor.

Bir diğer nokta ise Hürriyet’in haberinde verdiği ayrıntılar. Operasyona katılan kişi sayısından, gece nerelerde kalındığına, polislerin rütbesinden, irtibat kurulan ÖSO'lulara, kapının kırılarak pencerelerden girilmesinden ve harekatın gerçekleştiği lokasyona kadar bir dizi bilgi çok emin bir şekilde verilmiş. Muammer Güler’in açıklaması doğruysa Hürriyet’in bu haberinin tamamen fantezi ürünü olduğunu söylemek lazım. Böyle ayrıntılı bir haberin devlet içinden istihbarat alınmadan yapılmasının ise mümkün olmadığı biliniyor.

Muammer Güler açıklamasında zanlıların Türkiye’ye giriş yaparken yakalandıklarını söylüyor. Yani bir ay önce böylesi büyük bir “operasyon” yapanlar tedbirsizce Türkiye’ye tekrar geliyorlar. Üstelik bunlar son derece köklü bir örgütlülüğe sahip Muhaberat ile bağlantılı elemanlar. Arınç’ın “Filmlere konu olabilecek” derken, sınırdan geçiş yapanların yakalanmasını kastetmediğini ise tahmin etmek güç değil. Hürriyet’in senaryosu Arınç’ın film gibi nitelemesini daha çok hak ediyor olsa gerek.

Hürriyet’in haberinde geçen bir ifade ise bu açıdan yine dikkat çekici: “Y.B. savcılıkta verdiği ifadede, Suriye’de gasp ve hırsızlık suçundan cezaevinde yattığı sırada, El Muhaberat’a bağlı bazı kişilerin kendisiyle görüştüğünü ve bombalı eyleme katılması halinde serbest bırakılacağı sözünü verdiğini anlattı.” Buna göre Ortadoğu’nun en iyi istihbarat örgütlerinden birisi son derece önemli bir operasyon için adi bir suçluyu kullanıyor. O da ilk yakalanmada tüm suçunu itiraf ediyor…

Sonuçta bu tartışma daha çok su kaldıracak gibi görünüyor. Ancak her açıklamanın olayın üstündeki sır perdesini aralamaktan çok, Türkiye’nin silahlı çetelerle ortak olarak giriştiği hukuksuz bir operasyonun ip uçlarını verdiği görülüyor.

Volkan Algan