Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Dünkü manşetimizde de yer verdiğimiz haberde, Türkiye’nin Suriye’deki terör gruplarının en önemli destek merkezlerinden biri olduğu vurgulanıyor.
Dikkat edin, ABD Dışişleri Bakanlığı Esad’a “terörist”, “zalim” demiyor; Esad’la çatışanlara “terörist” diyor ve Türkiye’yi de onları desteklemekle suçluyor.
Bu teröristleri perde arkasında, gerçek manada destekleyen, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında koordine eden, vazifelendiren, silahlandıran, Suriye’de toparlayan ABD ama perde önünde destekleyici pozisyonda olan Türkiye’yi terörizme destek vermekle suçluyor.
Bu nokta çok önemli, neden mi?
Hatırlarsanız, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’nin İkiz Kulelerine gerçekleştirilen saldırıdan sonra BOP konusunda düğmeye basan ABD, suçu o zamana kadar pek ismi duyulmamış El Kaide’ye atmış ve bu gerekçeyle Afganistan’ı işgal etmişti.
Afganistan’da “El Kaide’ye operasyon” adı altında yürütülen işgalde El Kaide’yle, Usame bin Ladin’le hiçbir alakası olmayan yüz binlerce sivil, kadın, çocuk, yaşlı denmeden katledildi.
Ardından aynı El Kaide gerekçesi ve bahanesiyle, “kitle imha silahı var” yalanı da ilave edilerek Irak işgal edildi; milyonlarca masum sivil acımasızca katledildi, tecavüz edildi, işkenceye ve zulme maruz kaldı.
Yine ABD’nin Pakistan’da yürüttüğü işgal operasyonlarının da gerekçesi El Kaide idi…
Bu son resmi rapor da açıkça göstermektedir ki, şu anda El Kaide suçlamaları Türkiye için yapılıyor.
İşin kötü tarafı, Irak’ta, Pakistan’da El Kaide olmadığı halde gerekçe gösterildi, bugün ise Türkiye’de El Kaide’nin varlığıyla ilgili birçok delil gösteriliyor ve de siyasilerimiz de bunu asla yalanlamadığı gibi destekler mahiyette ciddi adımlar atıyor.
Reyhanlı saldırısını El Kaide üstlenmesine ve de AGİT temsilcimizin dahi El Kaide’nin yaptığını itiraf etmesine rağmen siyasilerimizin “El Kaide yapmadı” ısrarı, silah dolu TIR’ların ve de dünyanın birçok yerinden teröristlere destek amaçlı olarak gelen militanların sınırlarımızı yolgeçen hanına çevirmesi, siyasilerimizin Esad’la savaşan unsurlara yönelik sahip çıkıcı açıklamaları ve daha birçok hadise Batı basını tarafından da dillendirilen hadiseler…
Daha da ötesi Türkiye ve hükümet aleyhinde uluslar arası mahkemelere birçok dava açıldı; BM’ye şikayet mektupları gönderildi. Dava açanların arasında Suriye’deki muhalefetin de olması dikkat çekiciydi…
Kısaca ifade etmek gerekirse Türkiye ABD ile stratejik olmanın ve de AB’nin taleplerine göre hareket etmenin faturasını ödüyor.
Bugün AKP’li Türkiye’nin adı, dün birçok İslam ülkesi için işgal gerekçesi olan El Kaide’yle beraber anılıyor; “Türkiye teröre en çok destek veren ülke” olarak ifade ediliyor.
Rapor’da Türkiye’nin teröristlerin transit geçiş rotası olduğu vurgulanıyor; Türkiye’de birçok vakıf aracılığıyla teröristlere para toplandığı ifade ediliyor.
Bunların bugün sözde müttefik ABD’nin raporlarıyla gündeme getirilmesi Türkiye’nin topun ucuna konulduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin de BOP kapsamında bölünüp parçalanmak istenen ülkeler arasında olduğunu, daha da önemlisi asıl hedef olduğunu unutmayalım.
y.mesaj / Murat Çabaş