Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Yanalım yakmak için güneşi yeniden, ve sönsün kezzabın sahte nurları ampul misali. Meydanlar ki beklemektedir bizi, dolduralım ‘heyhat minezzilleh’ ile inletelim semayı. Ki dinsin iniltileri nalan olanların. Ah-u zarlar saf değiştirsin artık yurt edinsin zulmün o çatallı dillerini. Gece gündüze dönsün gündüz geceye her daim dönebilen dünyada. Diriden ölü çıkarma ‘usta’larına inat ölüden diri çıkaralım hakikati sunarak. Ve devran değişsin artık Kerbela’dan ilham alarak. Ama önce anlayarak ve sonra ağlayarak…
Kardeşim! Neredesin? Hangi saftasın bilir misin? Hangi Kerbela’dır yüreğinde yaşadığın? Hangi aşuradır gözyaşı döktüğün düşündün mü hiç? Sen mektup yazanlardan mısın acep? Gel diyerek hakka sırtını dönenlerden misin? Emanete ihaneti maslahata gizleyenlerden misin? Gözyaşların susuzluğunu giderir mi Hüseyin’in (a.s.)? Yoksa ömrünü mü uzatır Yezid’in? Gözyaşların geçmişe mi akar, yoksa geleceği mi sular hiç düşündün mü? Hiç düşündün mü kimdir Hüseyin (a.s.) ve kimdir Yezid? Hiç düşündün mü kaç saf vardır Kerbela’da? Batılın kaç rengi durur hakkın karşısında? Kurbanlar ne için kesilir neyin müjdecisidir düşündün mü hiç ? Hangi tohum ekilmiştir derilmek için zamanı geldiğinde ve hangi toprak layıktır o tohumun ekilmesine hiç düşündün mü? Matem ayıdır dersin ya, matemin müjdesini idrak edebilir misin?
Kurtul ve gel bu zamana. Bu çağı anla geçmişin akan kanıyla. Bu çağın Aşurasını yaşa ki artık gözyaşların intikamın sevincini taşısın. Bu çağda ahdine sadık ol ve doldur Kerbela’yı İmamın ardında saf tutarak. Aldanma Yezid’in saray sahibi haleflerine, kanma Allah (c.c.) diyen dillerine ve unutma en büyük afyondur şeytanın dini müminlere sunulan. Sanma Yezid ölmüştür ve çoktan telef olmuştur. Nice Yezidler vardır babalarının sulbunda yaşayan ve nice Yezidler doğmuştur namaz kılan oruç tutan. Aşura bitince bitmesin davan. Yezid’dir meydanı boş bulan ve Yezid’dir Aşurayı bir güne sıkıştıran. Yezid’dir tv lerinde bile İmam Hüseyin’i (a.s.) anan ve onu tarihe mahkum kılan. Yezid’dir zulümden zalimden dem vuran ve zulmüne hak libasını yakıştıran. Yezid’dir senin kulaklarını tıkayan, gözlerini körelten ve sinelerini dövdüren. Ki o eller kendisine yönelmesin diye o ellere kama veren de o dur.
Uyan kardeşim! Gördüğün rüya değildir şimdi. Yezidler diyarında Hüseyin’den (a.s.) bahsedilmektedir. Hangi Hüseyin’den (a.s.) peki? Kerbela’da ölen Hüseyin’den, mesajı gömülen Hüseyin’den, nuru sönen Hüseyin’den, ah-ı dinen Hüseyin’den, sırf gözyaşı akıtmak için canından geçen Hüseyin’den, anlaşılmak istenmeyen, anlatacak sözü olmayan Hüseyin’den bahsedilmektedir şimdi. Meclisler kurulmakta Yezidlerin saraylarında, mektup sahipleri toplanmakta ve temizlemekte ellerindeki kanı Yezid’in. Ve sonra yalamaktalar küfrün çanağını topluca. ‘Ben o dudakları Resulullah’ın (s.a.a.) öptüğünü görmüştüm’ diyecek kadar bile şecaate(!), basirete(!) ve imana(!) sahip olmayanlar ‘ak’lamakta Yezid’leri. Ki o nasıl basirettir öyle.
Heyhat ki heyhat… Yezid saltanatını sürdürmektedir ama İmam Hüseyin (a.s.) ölmüştür bugün kimilerine göre. Bu yüzden ağlatmak ve ağlaşmak hem de sadece bir gün için farzdır zamanın Kufe ehline. Bu yüzden yaşamlar Yezidi’dir, idrakler Yezidi’dir. Zihinler Yezid kokar, ibadetler alay. Kalemler aşuftedir, saray sahiplerini eğlendirir artık. Ve Hüseyin’den (a.s.) dem vuran kahramanlar(!) bütün Yezidlerin önünde saygıyla eğilirler ve sistemin kucağına otururlar bu yüzden. İşte bu yüzden duyulmaz Zeyneb’in (s.a.) sesi Yezidin sarayında. Yezid’den önce sustururlar onu “Yezidî Hüseyniler”(!), bilmezsin ve duyamazsın.
Vakit sona yaklaşırken güneşin yönü değişmekte. Doğuda batıda Allah’ındır (c.c.) çünkü bilesin. Batıdan doğduktan sonra güneş, doğuya hasret kalacaksın, kederleneceksin, eyvah diyeceksin ne çare. Tevbe etsen ne yazar. Zamanında yer almadığın safın intikamını sen alamazsın. Sen suskunluğunla büyüttüğün Yezid’i, sarayından kovamazsın. Sen matemler erbabısın. Baykuşsun. Virane ehlisin çünkü. Simurg olamazsın. Ne kanadın var uçacak ne de ayakların var hakka doğru koşacak. Mecalin yok artık haktan yana konuşacak. Dilinden dökülürse de Hüseyn’in (a.s.) adı, gönlünden geçer Yezid’in yadı. Sen evinde oturansın. Çölle ne işin olur? Kurban diye koyunlara bakansın. İsmail’den sana ne? Ağla ve kurtul. Budur formülü cennetin işte. Hüseyniler zıbh-in azim olurken sen çürümüş buğdaylarını sun Rabbine. Atan Kabil’in hürmetine.
Yan kardeşim! Sen suskunken konuştu Hüseyin. Musa’nın (a.s.) asası oldu yuttu küfrün oyunlarını ve yardı kızıldenizi yol açtı mazlumlara. İsa’nın (a.s.) eli oldu ve şifa verdi ümitsizlik hastalığının müptelalarına. Ölü ruhları diriltti, ‘ruhullah’ oldu. Zaman ve mekan değişti, yengi ve yenilgi değişti. Aşura bayram oldu Kerbela zafer meydanı. Sustu nifak, boynun büktü sığındı zulmün kalesine. Lal oldu zalimlerin ellerindeki kuklalar. Şiar oldu yine ‘heyhat minezzilleh’. Sen nerdesin? Bak Hüseyn (a.s.) yalnız değil artık. Milyonlar saf tutmuş arkasında ve milyonlar ahd etmiş yalnız bırakmamak için. Milyarların selameti için milyonlar Kerbela’da, sen nerdesin? Hangi yas meclisinde avunmaktasın şimdi? Hangi sinezenler ile lanet okumaktasın geçmişe? Bugüne gel kardeşim bugüne.
Anla artık Hüseyn’in (a.s.) neden seçildiğini, anla artık soyunu neden feda ettiğini. Neden Hacc’ı terkettiğini, neden namazı terketmediğini anla artık. Anla artık kanların neden döküldüğünü ve yeryüzünün nasıl temizlendiğini. İnsanlığın yürüyüşüdür, kıyamıdır Kerbela anla artık. Çünkü zamanın üstündedir, mekandan ötedir Kerbela. Ali Ekber, Ali Asgar, Ebu’l Fazl neden ekildi o topraklara anla artık. Zincir olma Zeyneb’in (s.a.) koluna, tutsak etme Ali’yi (a.s.). Yanaş yollarına ve duy sözlerini. Bu bir mesajdır, şahıslardan da öte. Bu hakkın sesidir ki hak kurban olunacak en değerli değerdir yeryüzünde anla artık. Batıla hayat verip hakkı öldürme ve hakka yas tutma boşuna yaşadığın zamanda. Hem Hüseyin canlıdır hem de Yezid unutma. Kerbela bütün cihandır tüm çağlardır aşura. Sen hangi saftasın iyi düşün. Ağlayıp susanlardan mı, övüp yardım etmeyenlerden mi, Yezid’e lanet okuyup elini sıkanlardan mısın iyi düşün. İyi düşün Hüseyin kimdir bugün ve kimdir Yezid olmaya en layık kişi ki doğru safta yer bulasın.
Ve bundan sonra ağla artık. Hakkı tanımanın gururu ile hakkın zaferinin sevinci bir olsun yüreğinde. Yezidler matem tutsun saraylarında duydukça Hüseyin’lerin sesini. Otuz binin karşısında milyonlar dimdik durdukça sarsılsın Yezid’in saltanatı ve gam mesken tutsun gözlerini. Devir Hüseynilerin devridir artık ve mesaj ulaşmıştır yaratılmış her zerreye. ‘Yok mu bir yardımcı’ diyen nurun, nuruna aşık olmuştur pervaneler. Lebbeyk diyerek kanat çırpmaktalar bugün o nurun etrafında. Matem değildir yaşadığımız artık. Mahmurlaşan gözlerimiz gönüllerimiz uyandı. Bir inkılapla devrildi önce yüreklerimizdeki Yezid’ler ve sonra sokaklarımızdakiler. Yeşil saraylardan arta kalan ne var ki ‘ak’ olanlarından arta kalanlar olsun. Zaman anlama zamanıdır ve idrak eden gönüllerin taşkınlığıdır gözyaşları bilesin kardeşim. Ağlayacaksan da önce anla ki mesaj yüklü olsun her damla gözyaşın. Ve ağlayacaksan önce anla ki zafer muştulasın hıçkırıkların.
siyasetmektebi.com