26 Şubat 2015 - 05:51
‘Değerli’ kovulma!

Dönemin Başbakanı Erdoğan ısrarla Haçlı ittifakının Libya’ya müdahalesini istemiş ve yapılacak askerî harekâtın komutasının Afganistan ve Pakistan’da binlerce Müslümanı katleden NATO’ya geçmesinde ısrar etmişti.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA-Libya’nın işgaline önayak olan iktidarın günahının faturası ülkedeki Türk şirketlerine çıktı. Yeni Libya’nın cevabı Türk şirketlerini ülkeden kovmak oldu.

Suriye konusunda büyük bir çıkmazın içerisine giren Türkiye’ye bir şok da Libya’dan geldi. 4 yıldır süren Suriye iç savaşında sınır çizgisi örgütler geçidine dönen Türkiye, kendi toprağına girebilmek adına terör örgütü ile pazarlığa tutuşurken, Libya aldığı kararla Türk şirketlerinin ülkeden çıkartılmasına karar verdi. İktidar Libya’da, Suriye’de, Irak’ta tutarsızlıklar ve ilkesizlikler üzerine kurulu dış politika ile Türkiye’yi politik iflasın eşiğine getirdi.

Libya Petrol Şirketlerinin Denetimine Bırakıldı

Dönemin Başbakanı Erdoğan ısrarla Haçlı ittifakının Libya’ya müdahalesini istemiş ve yapılacak askerî harekâtın komutasının Afganistan ve Pakistan’da binlerce Müslümanı katleden NATO’ya geçmesinde ısrar etmişti. Erdoğan’ın bu ısrarın ardından bizzat NATO güçleri Libya’yı yerle bir etmiş, saldırıların koordine edildiği merkez ise ne yazık ki İzmir olmuştu. Bu saldırılarla Irak, Afganistan ve Suriye’nin ardından Libya’da ülke olma vasfını yitirdi. Libya’da yıkılan ve bertaraf edilen Kaddafi gibi görünse de asıl Libya’dan kovulan İslam ümmeti olmuş, ülke küresel petrol şirketlerinin denetimine bırakılmıştı. Bugün 5 parçaya bölünen Libya’nın yer üstü ve yer altı kaynakları emperyal güçler tarafından yağmalanırken, iç savaşta ölenlerin sayısı dahi bilinmiyor.

Sırada Kim Bilir ne var?

Libya lideri Kaddafi’nin emperyalist güçler tarafından katledilmesi ve Fransız uçakları tarafından bombalanmasına açık destek veren Hükümet, dış politikada yine duvara tosladı. Libya Geçici Hükümetinin, Türkiye’nin ülkedeki terörist yapılanmalara destek verdiğini iddia ederek Libya hava sahasında görülen Türk uçaklarını meşru hedef kabul edeceklerini açıklamasının ardından şimdi de Türk şirketlerini ülkeden kovuluyor. Abdullah es-Seni’nin Başbakanlık ettiği Tobruk Hükümeti aldığı kararla Türk şirketlerini ülkeden çıkarıyor.

Bu çağrı unutulmadı

Libya iç savaşının başladığı dönemde Başbakanlık koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, Kaddafi’ye yönelik şu sözleri hafızalardaki tazeliğini koruyor: “Kaddafi’ye en başından itibaren yönetimi artık bırakması gerektiğini ifade ettik. Libya meselesinde artık söz tükenmiştir. Kaddafi, Libya’nın geleceği, Libya’nın toprak bütünlüğü, Libya’nın barış ve huzuru adına bu tarihi adımı artık atmak zorundadır. Mevcut şartlar altında, en uygun çıkış yolu, emaneti sahibine, halka iade etmektir.”

Arap Baharı denilen fakat Arap hazanına dönen başkaldırı hareketlerinin İslâm dünyasına neler verdiği, İslâm dünyasından neler götürdüğü herkesin malûmu. “NATO!nun ne işi var Libya’da” sözünün tükürüğü kurumadan ağız değiştiren ve Libya’nın tarumar edilmesine göz yuman iktidar, Suriye için fuzuli cengaverlik yapan iktidar, Irak’ta ABD’ye yardım ve yataklık yapan iktidar… Türkiye’nin 13 yıllık dış politikasının özetini Libya Hükümetinin önceki günlerde aldığı Türkiye kararında görmek mümkün.

Libya Türk Şirketlerini Ükeden Çıkarma Kararı Aldı

Abdullah es-Seni’nin Başbakanlık ettiği Tobruk Hükümeti’nin resmi internet sayfasında yer alan habere göre, “Dün Beyda kentinde olağanüstü toplanan geçici hükümetin bakanlarının Türk şirketlerini Libya’dan çıkarma kararı aldığı” belirtildi. Seni, geçen hafta eş-Şarku’l Evsat gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye’yi Libya’nın içişlerine karışmakla suçlamış ve Libya’da faaliyet gösteren Türk şirketlerini ülkeden çıkarmakla tehdit etmişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç ise geçen perşembe günü yaptığı açıklamada Türkiye’nin 17 Şubat devriminin başından bu yana Libya’nın yeniden imar ve inşası ile devlet kurumlarının kapasitelerinin geliştirilmesi için sağladığı desteğe vurgu yapmıştı.

Dış Politikanın Şifresi: Tutarsızlık

Libya Hükümetinin Türk şirketlerine karşı aldığı bu tavır elbetteki Türkiye’nin dış politikadaki turtasızlıklarının ve ihanetlerinin bir bedeli. Libya konusunda çark eden ve NATO güçleri ile birlikte Libya’ya giren iktidarın dış politikası buna benzer tutarsızlıklarla dolu. ABD’nin Irak işgaline destek veren ve 1,5 milyon Müslümanın hayatını kaybetmesine yardım ve yataklık yapan Hükümet, Irak’taki yıkımın baş mimarlarından oldu. 3 saatte Şam’a giren(Savaş 4 yıldır sürüyor), Cuma namazını da Emevi Camii’nde kılan(!) Hükümet, buna rağmen elinde bulundurduğu medya gücü ile hezimetini örtmeye çalışıyor.

2023 Hedefine Suriye, Irak ve Libya Etkisi

İktidarın 2023 yılı için yıllık ticaret hacmi 500 milyar dolar. Fakat dış politikadaki bu başarısızlıklar sürdüğü sürece bu hedefin tutturulması zor görülüyor. Türkiye’nin ticaret hacmi içerisinde önemli paylara sahip olan Suriye, Irak ve Libya ile ticaret durma noktasına geldi. Libya tarafından alınan son karar ile yıllık ortalama 2,5 milyar dolar olan Türkiye-Libya ihracat hacmi sıfırlanacak. Türkiye’nin Müslümanların yaşadığı ülkeler ile olan ticareti her geçen yıl biraz daha düşerken, yıllık ihracat listesinde Siyonist İsrail ilk 20’den düşmüyor.

Libya’nın İşgaline Destek Verildi

Arap Baharı rüzgârı ile Libya’da başlayan halk hareketleri esnasında Muammer Kaddafi’ye özgürlük ve demokrasi çağrıları yapan dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, daha sonra arabuluculuk rolüne soyundu. NATO devreye girene kadar Libya’da bağımsız bir dış politika yürüttüğünü zanneden Hükümet, Fransa öncülüğünde NATO birliklerinin askeri müdahalesi ile geri adım attı. İlk etapta beylik laflarla NATO’ya ‘nota’ vermeye çalıştı. 28 Şubat 2011 tarihindeki Almanya gezisi esnasında NATO’nun müdahale ihtimali kendisine sorulduğunda, “Bize soruyorlar, çok enteresan... NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO’nun ne işi var Libya’da? NATO mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması halinde böyle bir şey gündeme gelebilir. Bunun dışında nasıl müdahale edilebilir? Bakın Türkiye olarak biz bunun karşısındayız. Böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez” demişti. Bu sözlerin hemen ardından Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile NATO’nun başlattığı Libya harekâtına katıldı.

Ekler