Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Türkiye Alevi İnisiyatifi Basın Bildirisi
Türkiye Kamuoyuna
1820 yılından başlayarak günümüze kadar süren zaman içerisinde misyonerlik çalışmaları hala devam etmektedir. Merhum araştırmacı yazar Aytunç Altındal bu hususlara dikkatleri çekmiştir. Daha önce evangelist kilise rahibi olan ve sonradan misyonerlerin meş'um amaçlarını farkederek pişman olup tövbe eden İlker Çınar; "özellikle Kürtler ve aleviler üzerinde yoğunlaşın" şeklinde kendilerine talimat verildiğini ifade etmiş, bu konu ulusal medyada günlerce gündem oluşturmuştur. Bilindiği üzere Amerikalı protestanlar 1810 da Amerikan Board'un (American Board of Commissioners for Foreign Missions) kurulmasıyla yönünü Anadoluya çevirmiştir.
Board Teşkilatı, Anadoludaki misyonerlik faaliyetlerini yürütmek için "Batı Türkiye"; "Doğu Türkiye" ve "Merkezi Türkiye" olmak üzere üç misyon oluşturmuş daha sonra bu misyonlara bağlı istasyonlar teşekkül ettirmiştir. Bir misyonerin idaresi altında olan ve genellikle şehirlerde kurulan organizasyonlara istasyon denilmektedir. Amerikan Board, Anadolu topraklarında sürdürmüş olduğu faaliyetlerde genellikle İngiltere tarafından desteklenmiş ve İngiltere'ye ait Protestan misyonerlik örgütleriyle ortakla şa çalışmalar yürütmüştür. Amerikan Board misyonerleri ilk hastanelerini Antep, Talas (Kayseri), Mardin ve Van istasyonlarında açmışlardır. İlerleyen zamanlarda ise İstanbul, Merzifon, Sivas, Harput ve Diyarbakır'da da birer hastane; Diyarbakır ve Harputta kolejler ve yetimhaneler açmışlardır. Başlarda Ermeni ve Rumlara dönük yapılan faaliyetler Osmanlı Devlet yöneticilerinin gaflet ve ihanetleri göz önünde tutularak Kürt ve alevi halkına teşmil edilmiştir. Harput Amerikan Konsolosu Dunmore'nin Harput'un misyonerlik faaliyetleri için çok uygun olduğuna dair Board merkezine gönderilen raporlar üzerine bölgedeki misyonerlik faaliyetleri en üst seviyeye çıkmıştır. Bu dönemlerde Amerika adına misyonerlik yapan Henry H. Riggs Dersimde misyonerlik çalışmaları yapmış ve buradaki faaliyetlerini yayınlamıştır.
"The Religion of the Dersim Kurds (Dersim Kürtlerinin Dini-Harput/Türkiye) The Missionary Review of the World, Ekim-1911" Yine ı852'de bölgeye gelen Amerikalı Rahip George W. Dunmore, Harput, Dersim, Arapgir, Çemişgezek ve Malatya kızılbaşları arasında çalışmalar yapmış, Çemişgezekteki bir aşiret reisi olan "Ali Gako" ile sıkı bir münasebet tesis etmiştir. Adı geçen şahıs 1855, 1857 ve 1858 yıllarında Amerikan Missionary Herald Dergisinde "Kızılbaş Kürtler' e ilişkin üç ilginç raporu yayımlanır. Bu raporlar Malatya/Arabkir, Dersim/ Çemişgezek ve Harput'tan gönderilmiştir. 1924 yılı itibariyle misyonerlik faaliyetleri aniden kesintiye uğrar. Günümüzde de özellikle evangelist misyonerlerin, Filipin ve güneykore menşe'li misyoner kuruluşlarının misyonerlik faaliyetlerinin şekil değiştirerek arttığını gözlemlemekteyiz.
Türkiye'deki 'apartmanaltı kilise' olarak bilinen korsan kiliselerin istatistiğine de yer verilen çalışmada, söz konusu kiliselerin sayısının son yıllarda hızla arttığı özellikle vurgulanıyor.Misyonerlerin bu çalışmalarında özellikle Kürtler ve Aleviler hedef seçilmektedirler. Misyonerler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da şube sayısını artırarak Türkiye'nin doğusunda kiliseler oluşturmuş ve oluşturmaya devam etmektedirler. Uyum Yasaları adıyla çıkarılan yasaların son dönemlerdeki misyonerlik faaliyetlerin artmasına zemin oluşturduğu açıktır. Almanların "alisiz alevilik" projesini hayata geçirmek için yoğun bir çalışma gerçekleştirdiği de alevi toplumunun dikkatinde kaçmamaktadır. Buradan hareketle özellikle bizi ilgilendiren ve endişelendiren Alevilere yönelik çalışmalarıdır. Bu amaçla; Alevilerin inançlarının özüne yönelik çalışmalara, değerlere yönelik bu sinsice yapılan faaliyetlerde; belli Alevi derneklerinden ve belli yazarlardan tutun, çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları çanak tutmaktadırlar.
Özellikle Avrupa'daki Alevi geçinen belli dernek yöneticilerinin açıklamaları, faaliyetleri bu faaliyet içerisinde olanlara cesaret vermiştir. Çünkü Avrupa'daki bu dernek yöneticilerinin "Alevilik İslam dışıdır. Alevilik farklı bir dindir." gibi açıklamaları Avrupa'da bazı devletlerde karşılık bulmuş ve aleviliğin bir din olarak değerlendirilmeğe çalışıldığı da tarafımızca müşahade olunmuştur.
Alevilere yönelik Hıristiyanlaştırma projeleri dış güçler tarafından hayata geçirilmeğe çalışılırken içeride de dede görünümlü bazı misyonerler de boş durmayarak, İncil'i esas alarak çalışmalarını yürütmektedirler. Bir yandan "Ali'siz Alevilik" adıyla eserler yazılıp alevi kimliği taşıyan taşeron yazarlar adıyla yayınlanmakta; diğer taraftan; "İran şiiliği- arap şiiliği- türk şiiliği-Kürt şiiliği" denilmek suretiyle aleviler arasında sanal ayrışmalara zemin hazırlanmakta ve İmam Ali, ve 12 imam araplara ait değerler olarak lanse edilmekte; Pir Sultan Abdal, "-Pir Silvanus"a; İmam Ali de "Apollianus"a devşiri,lmek istenmektedir. Yine anadolu aleviliği "luvi" kimliği, ile ifade edilerek Dersim alevileri pavlikanizme yamanmağa çalışılmaktadır. Bu tezin aktörü olan şahsın alevilikle uzaktan-yakından alakasının olmadığı ve bazı masonik yapılanmalarla dirsek temasında bulunduğunu yakinen bilmekteyiz. Yine 12 imamlarımız Hz. İsa'nın 12 havarisi gibi gösterilmeğe çalışılmaktadır. Bu şer odaklar bununla da yetinmeyerek aleviliğin temel direklerinden olan "takiyye" inancını da gnosik bir anlayış olan masonluktaki "sır" kavramı ile izah etmeğe çalışmakta ve anadolu aleviliğini asli kaynaklarına yabancılaştırmağa gayret etmektedirler.
Tüm bu gelişmeler karşısında sözüm ona bir çok Alevi kuruluşlarının kayıtsız kaldığını teessürle izlemekteyiz. Devletin asimilasyoncu anlayış ve uygulamalarına karşı alevileri sokağa çağıranlar, Alevileri meydanlara çağıran bu odakların, söz konusu misyonerlikçalışmaları hakkında bir tek açıklamaları yoktur ve olamaz. Alevilere ve Aleviliğe karşı yürütülen bu hain ve sinsi misyonerlik çalışmalarında özellikle Alevilerin vazgeçilmezleri olan değerlere saldırılar, ya ateizm adına yapılmakta, ya da Zerdüşt veya Şamanizm adına yapılmaktadır. Önce değerler yıpratılmakta, zihinler bulandırılmakta veya yıkanmakta,, alevi gençliğinin alevi inancına olan bağlar koparılmakta, boşluğa düşürülen işsiz ve yoksul alevi gençler misyonerlerce çeşitli vaadler veya iş teklifleriyle Hıristiyanlaştırılıp Kiliselere yönlendirilmektedirler. Bizim İNİSİYATİF olarak itirazımız başka dinlerin örgütlenmesinden ziyade,kalleşce ve sinsice yapılan saldırı ve aşağılamalaradır. Değerlerimize yapılan bu çirkin ve rezilce saldırılara, kampanyalara karşı sabırlı davranmamız beklenmemelidir.
Siz ey Alevi savunucusu gibi görünen misyoner kılıklılar! Sahte Aleviler! Ali ve On iki İmam düşmanları! Siz ey Alevilerin değerlerine dil uzatan gizli İblisler! Alevileri pazarlayan gizli papazlar! Şunu iyi bilin ki; Anti emperyalist duruşa sahip ve kendi öz değerleriyle mücehhez bilinçli bir Alevi gençliği geliyor. İpliğinizi pazara çıkarmağa; sırtındaki asalakların maskesini düşürmeğe geliyor.
Siz samimi Ali dost ve Yarenleri; Dışarıdan veya içeriden sizi karanlık iklimlere, meçhul diyarlara, paganist inançlara, düalizme ve gnostik safsatalara çağıranları; Sizi Haydar'dan koparmağa, Kerbvela ruhundan uzaklaştırmağa çalışan şaklabanlara; değerlerinize saldıran ve aşağılayanlara aldanmayın. Onlar engerekler ve çıyanlardır. Onlar aşımıza ve ekmeğimize göz koyanlardır. Sizler yaşanan Kerbelalara, Halepçelere rağmen inancından ödün vermeyenler. Sizler ki Alişerin ve Seyyid Rıza'nın direniş ocağından geçtiniz. Sizler ki Ana Fatma suyunu içip arındınız. Üçler beşler aşkına, Kırklar aşkına! Ali dostuymuş gibi görünen ve içimizde saklanan Yezid ruhlulardan uzak durunuz! Yolu ve erkanı yozlaştırmağa çalışan sahte kurum ve kuruluşlara itibar etmeyiniz.
CANLAR! Kerbela ruhuyla kurumlarınızı yeniden tesis edin! Sahte kurumları tasfiye edin! Hüseyine ziynet olun! Selam olsun Hayberin fatihine! Selam olsun kıyamların şahına! Selam olsun Hüseyni aşk katarına!
Ya Allah-Ya Muhammed - Ya Ali /Türkiye Alevi İnisiyatifi Elazığ Temsilciliği