18 Mayıs 2018 - 15:19
Azınlığın Çoğunluğa Zulüm Ettiği Ülke / Foto

Amerikan 5. Filosu'nun Bahreyn'de olmasının sebebi; ülkede yaşanabilecek olası bir halk devrimi sonucunda Şiilerin iktidara gelmesiyle İran ve Irak'la yakınlaşmasını engellemek.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Amerikan 5. Filosu'nun Bahreyn'de olmasının sebebi; ülkede yaşanabilecek olası bir halk devrimi sonucunda Şiilerin iktidara gelmesiyle İran ve Irak'la yakınlaşmasını engellemek.

Ehlader Araştırma Bölümü

Katar ve Suudi Arabistan arasında sıkışmış 28 irili ufaklı adadan oluşan, yaklaşık 1.5 milyon nüfuslu bir ülke olan Bahreyn'de yaşananlar konusunda ülkemizde pek çok kişinin bihaber olduğu açık bir gerçek.

Ufacık bir ada da sıkışmış bu insanların çoğunluğunu Ehl-i Beyt dostları oluşturuyor. Bahreyn'deki Caferilerin nüfusu ada halkının neredeyse %80'ini aşıyor. Caferilerin yanı sıra yaklaşık %15 oranında da Sünni bulunuyor. Diğer nüfus ise çoğunlukla Hindulardan meydana geliyor. Bunlar Hindistan’dan gelmiş göçmen işçiler.  

Her ne kadar el-Halife Hükümeti bu demografik yapıyı değiştirmek için Sünni göçünü desteklese de, bu bir yere kadar etkili olabiliyor ve henüz istedikleri seviyeye oldukça uzaktalar. Hatta bunun için ülkeye başta Hindistan, Pakistan ve Bangladeş'ten olmak üzere pek çok göçmeni dahi getirmişler ve bu göçmen işçi-köle arası insanların nüfusu ise 700 bine dayanmış durumda.

Sünni el-Halife Hanedanı Bahreyn’i, 1783 yılında Osmanlı ve Safavi arasında uzun dönemler gidip gelişlerin ardından İngilizlerin yardımı ile ellerinden alır. Bu hanedan, bu tarihten itibaren adanın güvenliğini sağlamak için İngilizler ile bir dizi anlaşmalar imzalar. Bu anlaşmalarla ada 19. yüzyılda İngilizlerin sömürgesine girer. Ülke, bağımsızlığına ise 1971’de kavuşur. Bağımsız olmasının ardından Amerika ile iyi ilişkiler geliştiren Bahreyn, işi o derece ileri götürür ki Büyük Şeytan Amerika'nın donanması Beşinci Filo'ya da ev sahipliği yapmaya başlar.

Bahreyn, ekonomik olarak petrole dayalı bir ülke olduğu için gelirini bu yeraltı zenginliğinden temin ediyor. Elbette petrol fiyatlarının düşmesiyle beraber bunalımlı günler de geçirmiyor değil. Daha önceden böyle günler yaşamamak için ekonomik fonksiyonlarını çeşitlendirmeye çalışan ülke, bankacılık ve turizm alanında çalışmalar yapmak istese de ülkede sürekli çıkan isyanlar bu politikaların başarısız olmasına yol açmıştı. Sürekli çıkan isyanları gören yatırımcılar Bahreyn, yerine diğer körfez ülkelerini tercih edince, Bahreyn de körfezin genelinin gerisinde kaldı. Ama buna rağmen 1 Bahreyn Dinarı yaklaşık 12 Türk Lirası.

Bu isyanların geneli mezhepsel gerilimlere dayanıyor. Ülkeyi yöneten sistem Vahabi-Sünni ideolojiyi yüklenmişken halkın kahır çoğunluğunun Ehl-i Beyt taraftarı olması işleri içerisinden çıkılmaz hale getiriyor. Bu, bir avuç el-Halife Ailesi daha önce İngiltere ile sıkı ilişkiler kurarak tahtını korumayı başarmış sonrasında Suudi Arabistan ve Katar başta olmak üzere diğer krallıkları iktidar sigortası olarak görmüş ve kullanmıştır. Ancak Bahreyn krallığının en büyük sigortası Amerika ile geliştirdikleri sıkı ilişkilerdir. Hali hazırda Amerikan 5. filosunun merkezi bu ülke de.

Bu üssün bu ülkede olmasının çeşitli nedenleri var. Başta klasik doğal kaynak mevzusunu söyleyebiliriz ama asıl önemli mesele ülkede yaşanabilecek olası bir halk devrimi sonucunda Şiilerin iktidara gelmesiyle İran ve Irak'la yakınlaşmasını engellemek.

Bahreyn’in isyan konusunda oldukça kabarık bir sicili var

Neredeyse her yıl bu tür isyanları görmek mümkün ama en büyük çaplı olanları 1979, 1994 ve 2011 yıllarında yaşandı. 1979 yılındaki isyan krallığı devirmeye yönelikti ve bu isyanı aynı yıl yaşanmış olan İmam Humeyni'nin önderliğini yaptığı İslam İnkılabı etkilemişti.

1994 yılında başlayan isyanların sebebi ise daha çok ekonomik sebeplere dayanıyordu; %25’lere varan işsizlik oranları yüzünden halk farklı arayışlar içerisindeydi öte yandan hükümet bunca işsizliğe rağmen hala Pakistan ve Bangladeş'ten hem ucuz hem de ideolojik olarak kendisine daha yakın olan işçiler getirmeye devam ediyordu.

Bir sonraki halk ayaklanması ise 2011 yılında yaşanan ve 90'a yakın şehit getiren geniş çaplı protestolardı. Bunun en büyük sebebi ise Arap Baharının etkisi ile zulüm altında kalan çoğunluğun özgürlük arayışı idi. Fransa merkezli Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu adlı sivil toplum örgütüne göre, Bahreyn’deki gösteriler sırasında toplam 89 kişi ölmüştü ama el-Halife Hükümeti rakam vermekten dahi çekiniyordu. Bu ayaklanmalar sonucunda yüzlerce kişi gözaltına alınırken; bu gözaltıların çoğunluğu ülke içerisinde görevde olan doktor ve din alimlerine karşı yapılmıştı. Ayrıca 2018 Ocak ayında Bahreyn'in en önemli din alimi olan Şeyh İsa Kasım'a bir yıllık hapis cezasıyla birlikte vatandaşlıktan çıkartılması kararı da onayladı. 

2008 yılının sonunda başlayıp 2009'da dünyayı kasıp kavuran küresel ekonomik kriz Ortadoğu'yu da kötü etkilemişti. 2010 yılında Ortadoğu ülkelerinde bu ekonomik bunalımlar yüzünden insanlar, yolsuzluk bataklığına saplanmış yöneticilerine karşı öfkeliydi. Zaten yöneticilerine karşı pek haz duymayan vatandaşlar için ekonomik krizle gelen çöküntü, ufacık bir kıvılcımla bile bu öfkenin patlamasına sebep olmak için yetti. Sonrası malumumuz, o kıvılcım kendisini Tunus’ta ateşe veren Muhammed Buazizi olmuştu.

Bahreyn’de ise diğer ülkelere göre durum daha farklıydı. Burada insanlar ekonomik sıkıntıları konusunda farklı eleştirilerde bulunuyorlardı. Örneğin Şii çoğunluk devlet dairelerinde iş sahibi olamıyordu. Kamu kurumları şuanda da olduğu gibi Sünni memurlarla doluydu. Bu durum haliyle Şii çoğunluğun eşitlik talepleri göstermesine neden oldu.

Fakat yıllardır aldığı destek sayesinde tahtta kalan el-Halife Hanedanlığı bu isyanda da aldığı yardımlar sayesinde ayakta kalacaktı. Körfez İşbirliği Konseyi'nin gönderdiği destek kuvvetler sayesinde büyük ölçüde bastırılan isyan irili ufaklı halen devam etmekte. Bahreyn ayrıca Suudi Arabistan’ın Yemen işgali için oluşturduğu koalisyon grubunun da içinde yer alıyor. Bahreyn yönetiminin bu hamlesi de ülkede ki çoğunluğu sinirlendiren başka bir olay oldu. Çünkü Özünde Yemen de Ehl-i Beyt taraftarlarının yaşadığı bir ülke.

Anlaşılan o ki bu isyanlar dizisi Kral devrilene ve Ehl-i Beyt yandaşları iktidara gelene kadar sürecek gibi. Ancak Suudi Arabistan’ın dibindeki Bahreyn’in yakınlaştığı ülkeleri düşününce bu iş o kadar da kolay olmayacak gibi ama zafer eninde sonunda hakkı savunanın olacaktır.

Bahreynli Şii Din Alimi Şeyh İsa Kasım

Bahreyn'de Protestoların Merkezi Başkent Manama'da Bulunan İnci Meydanı'ydı.

Yaşanan Ayaklanmalardan Sonra el-Halife Hükümeti İnci Meydanı'nı Tarumar Etti.

Bahreyn Bu Son Protestolarla Tarihinin En Kalabalık Hükümet Karşıtı Eylemlerine Şahitlik Etti.

Protestolarda Kendi Halkına Rahmetmeyen el-Halife Hükümeti 89 Kişiyi Şehit Etti.

Ekler