Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Trump Amerika'nın Bercam Nükleer Anlaşması'ndan çekildiğini bildirerek İran aleyhine nükleer yaptırımlarını da tekrar hayata geçirip ekonomik savaş başlatarak İran'da isyanlar ve karışıklıklar çıkartmak sureti ile geniş çaplı yoksulluk zeminini oluşturmak istiyor. Ancak Trump hükümeti bölgesel anlamda da 2017 Milli Güvenlik Stratejisi Belgesi çerçevesinde İran'ı dizginlemek ve bölgesel siyasetleri ve girişimlerini değiştirmeye zorlaması doğrultusunda büyük bir çaba göstermektedir.
Buna rağmen Trump hükümetinin İslam Cumhuriyetini yenme hevesi kursağında kalmıştır. Özellikle de İran halkının eşi benzeri görülmemiş bir şekilde İslam İnkılabı zaferi yıldönümü yürüyüşlerinde varlık göstermesi Trump'ı açık bir şekilde bunalıma sokmuştur.
Bu doğrultuda Trump İran halkının bu yürüyüşlerdeki geniş çaplı katılımından duyduğu kızgınlığını Farsça ve İngilizce olarak Twitter'da paylaşmıştır. Trump Pazartesi günü Trump paylaştığı bu komik mesajlarında İran'ı terörizmi desteklemek ile suçlayıp şöyle bir iddiada bulundu:" İranlılar uzun süredir çile çekmektedirler. Onlar daha iyi bir geleceği hak ediyorlar."
Trump İran İslam Cumhuriyeti'ni dize getirmek amacı ile İran tarihindeki en ağır ve en kapsamlı yaptırımları uyguladığı bir dönemde İran milletine acımaktan söz etmektedir.
Buna rağmen İran halkı son kırk yılda Amerika'nın baskıları ve propagandalarından etkilenip İslam Cumhuriyeti düzenine karşı çıkıp bağımsızlıklarını kaybetmek ve tekrar Washington'un zorba isteklerine boyun eğmek istemiyor. Hiçbir zaman İran milletine karşı düşmanlığını gizlemeyen Beyaz Saray Milli Güvenlik Danışmanı John Bolton da patronunun sözlerini tasdikleyen açıklamalarda bulundu.
Bolton Pazartesi günü milyonlarca İranlının 22 Behmen yürüyüşlerine katılmasının ardından Twitter'dan paylaştığı mesajlarda İran aleyhinde iddialar savurarak şöyle bir paylaşımda bulundu:" Kırk yıldan sonra İran İslam Cumhuriyeti pratikte vatandaşlarının haklarını korumak ve savunmaktaki vaatlerini yerine getirmekte başarısız olmuştur. "
Amerika propagandalar ve ekonomik baskılar ile kendi isteklerini dayatabileceğini düşünüyor. Bu doğrultuda Amerika hükümeti yani Trump hükümeti yaptırımlar gibi araçlara baş vurarak İran halkının yaşam koşullarını zorlaştırıp halkı bıktırmak sureti ile kendi zannınca İran'da istikrarsızlık ve kaosun zeminini hazırlamak istiyor.
Amerika'nın bu siyaseti İran'ın içişlerine müdahalenin ta kendisidir. Bu girişim tamamen gayrı meşru olup uluslararası hukuk anlamında da uluslararası ilkeler ve Birleşmiş Milletler Anlaşması'na da aykırıdır.
Aynı zamanda Trump'ın İran'a karşı yaklaşımı, onun İranlıları hiç tanımadığını açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Son kırk yıllık tecrübelerin de gösterdiği İran aleyhinde ne kadar baskı artarsa birlik ve beraberlik ve dayanışma da o kadar artacaktır. Trump'ın İran'ı tecride sürükleme çabaları ve iddialarına rağmen, dünya Amerika'nın İran'ın emperyal istekleri ve müdahaleleri karşısındaki direnişinden kaynaklanan kinciliğinden dolayı İran İslam Cumhuriyeti'ni devirmek istediğini en iyi şekilde bilmektedir. Amerika'nın devirmeye yönelik siyasetleri tam tersine İranlıların milli birliğini ve emperyalizme karşı mücadeleci ruhunu daha da güçlendirmiştir.