AhlolBayt News Agency (ABNA)

source : ابنا
Perşembe

8 Eylül 2022

08:43:00
1306356

Asuman Ehli Oturumu

Genel olarak 7. zirvenin bazı sorunlara rağmen önceki zirvelere göre daha organizeli, içerik dolu ve hedefli düzenlendiğini düşünüyorum.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA – Kültür Sayfaları Servisi:

1.9.2022 tarihinde Tahran’da 115’ten fazla dünya ülkesinden seçkin Şia katılımcılarının katılımıyla Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Yedinci Genel Kurul Toplantısı açılışını yaptı.

Bu toplantıya katılan kültür aktivisti, din şairi, uluslararası tebliğci ve Güney Afrika İslam Merkezi Müdürü Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Dr. Seyit Abdullah Hüseyni bu oturumda “Asuman Ehli Oturumu” adıyla kaleme aldığı nefis notunu Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı’nın (ABNA) saygı değer okuyucularına takdim ediyoruz:

** Asuman Ehli Oturumu **

ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

Kaleme alan: Seyit Abdullah Hüseyni ( Güney Afrika İslam Merkezi Müdürü)

5.9.2022

ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ

Azadi Oteli’ne girdiğimde Ehlibeyt (a.s) müntesiplerinin coşkusunu gördüm ve 40 yıllık tüm nostaljik anılar yeniden çağrışım buldu.

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Kurulu’nun yedinci toplantısı renkler, ırklar, diller ve kültürlerin hiçbir şekilde çelişip çakışmadığı İsmet ve Taharet Hanedanı ekseninde başlamak üzereydi.

Bilal kıtasından koyu renkli yüzler, Şehit Eduardo kıtasından mavi gözler, Okyanusya’nın uzak köşelerinden beyaz yüzler, Doğu Asya’dan sürekli gülen sarı tenli insanlar, Irak, Lübnan ve Körfez’den farklı aksanlı Araplar, doğuştan gelen samimiyetiyle Latinler, İmam’ın (r.a) özel âşıkları Hintliler ve Pakistanlılar ve vücudumuzun bir parçası olan Semerkant, Buhara, Herat ve Mezar halkı... hepsi ama hepsi öylesine el sıkışıp birbirleriyle sarılıyorlardı ki sınırların hisarı onların karşısında çöküyor ve aşk, muhabbet ve halis dostluktan oluşan gökkuşağı vücuda geliyordu.

Mevlana’nın Şiirini Hatırladım

Yavaş yavaş mestler topluluğuna ulaşırlar…

Oturum Sekreteri “Raşit” son derece yorgun görünüyordu, ama onca yorgunluğuna rağmen büyük bir sabırla başkalarının konuşmalarını dinliyor.

“Cezayiri” bunca yoğunluğun ortasında Kuzey Afrika Şiilerinin sorunlarını çözme kaygısında.

Yedi yıl öncesi önceki oturuma nispetle Hüseyini Arif ve Mehdevi Meneş dışında oturum komite müdürlerinin çoğu değişmişti, ama henüz “Sâlâr” sâlârlık yapıyor.

“Muiniyan” adında hoş düşünceli bir genç Kurultay yardımcısı olmuş uluslararası ilişkilerin dümenini eline almış. Sözlerinden dünya Şiilerinin durumuna aşina olduğu ortada; özellikle Kuzey Afrika konusunda meselelerin tamamına vakıf.

Fırka ve mezhepler araştırma ashabını tanıtan “Femaniyan” oturum eserlerinin ilmi içeriklerini üstlenmiş ve işittiğim kadarıyla meslektaşlarıyla pek çok zahmet çekmiş.

Zirve merkezinin otel restoranının yanında oluşturduğu geçici kontuara gittim. Hiçbiri tanıdık değil. Kartım henüz hazır değildi. Lobide bir saat beklemek zorunda kaldım.

Yavaş yavaş yoldaşlar geliyordu. Genel Kurul üyelerinden bazılarını tanıyorum ve görüşme yenileniyor.

Omzumda bir el hissettim. “Şuayip” idi; Güney Afrika Şii Konseyi başkanı aynı sevecen konuşmasıyla: "Ey Allah'ın Elçisi'nin oğlu" ... ve onun bitmeyen dertleşmeleri. Onu iki yıldır görmemiştim.

Dünyanın çeşitli bölgelerindeki diğer Şii seçkinleri de geldiler: Mozambik’ten “Murtaza Murtaza”, Kuveyt’ten “Ma’tuk”, Avusturya’dan “Waldman”, Irak’tan “Kabancı”, Avustralya’dan “Dirani”, Zimbabve’den “Abbas”, Lübnan’dan “Fazlullah”, Arjantin’den “Es’ed”, " Bahreyn’den “Dekkak”, Afganistan’dan “Ekberi”, Pakistan’dan “Tevhidi”, Suriye’den "Halbâvi" ve...

Sonunda, açılış oturumu için giriş kartını alamadım! “Dünya Ritüel Şiir Festivali”nin kapanış törenini yapmak için bir hafta gece gündüz çalıştıktan sonra gelmemek ve dinlenmek için iyi bir bahaneydi.

Dinlenmek için eve döndüm. Genellikle açılış töreninde, yetkili makam ve konuşmaya başlayınca konuşmalarının sonu tahmin edilen bazı konukların konuşmaları dışında özel bir haber olmaz! Muayeneye ve sıra beklemeye değmez.

Cumhurbaşkanı’nın varlığına yönelik güvenlik önlemlerinin kaldırıldığı ve normal duruma dönüldüğü zaman zirveye ulaşmayı tercih ediyorum; en azından cep telefonum yanımda olur ve dünya ile ilişkim kesintiye uğramaz!

* Birinci Gün

1.9.2022: Bir haftalık uykusuzluktan sonra rahatça uyudum ve saat on bir civarında uyandım ve zirveye katıldım.

Dinginlik hâkim olmuş ve ilk coşku ateşi sönmüştü; oturumun ikinci açılışı düzenlenme halinde.

Toplantıdan birkaç gün önce Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri Ayetullah Ramazani’ye Uluslararası Dini Şiir Festivali’nde seçilen iki şairin şiir okumalarını programa dahil etmesini önermiştim. Oturumun medya ve tebligat komite sorumlusu Hüseyni Arif Öğleden sonraki açılış programında şairlerin kendilerini şiir okumaya hazırlamaları mesajını gönderdi. Anlaşıldığı kadarıyla Hüseyni Arif sanat ve şiire herkesten daha çok vakıftı.

Onu öğlen gördüm. Şairlerin öğleden sonraki programı için gerekli düzenlemeleri yaptı ve birkaç gün aralıksız çalıştıktan sonra bir saat dinlendi ve ardından günlük toplantı bülteninin ikinci sayısını hazırlamaya koyuldu...

Öğle sonrası programı İran’da konferansların tamamında alışılageldiği gibi gecikmeli başladı.

Toplantının yöneticisi Sayın Ramazani’dir. Birkaç konuşmacıyı konuşma yapmaya davet ediyor ve her konuşmadan önce zamana saygı gösterilmesi konusunda uyarıyor. Ama hiçbiri zamana saygı duymuyor ve hepsi belirlenen miktardan fazla konuşuyor! Mümkün olduğu ölçüde oturum yöneticisi zamana riayet edilmesini hatırlatıyor, ne var ki konuşmacılar yine de önemsemiyor!

Konuşmacılara defalarca not iletilmesine rağmen yine de dikkate almıyorlar.

Sonunda yönetici Fransa’dan bir sonraki bayan konuşmacıdan yararlanmak istediklerini bildiriyor, konuşmacının ismini anons ediyor ve özür dileyerek vakit kısıtlaması nedeniyle konuşmasından yararlanamayacaklarını söylüyor. Ne var ki birden bire Fransız bayanın tribüne çıkıp konuşmaya başladığını görüyoruz!

Bu olay ister istemez katılımcıların gülmesine neden oluyor. Daha da tuhafı, bu konuşmacı diğerlerinden daha fazla konuşuyor ve konuşmadan sonra bile Fransızca bir şiir okuyor ve elbette verilen tüm notları görmezden geliyor. Sonunda toplantı başkanı sözlerini durdurmak zorunda kalıyor ve toplantı rahat bir nefes alıyor!

Bir soluklanmanın ardından konuşma devam ediyor. Birkaç konuşmanın ardından sıra Dünya Ritüel Şiir Festivali’nin seçilmiş şairlerinin şiirlerini okumaya geliyor. Londra’dan “Nihal Walji” ve İran’dan “Mehdi Zarii” iki şiir okuyarak toplantının havasını değiştiriyor.

Toplantının ilk gününün akşamı değerli dostum Sayın Dışişleri Bakanı Dr. Emir Abdullahiyan’ın misafiriydik. 

Bakışlar uzaktan buluştu ve o, uzun boyuyla ayağa kalktı. Bunlar onu insan zihninde büyük yapan küçük şeylerdir. Bakışlarından benim için bir planı olduğu belliydi!

Kürsüdeyken sunucuya bir şeyler söyledi ve ona uzaktan beni gösterdi. Sanırım programa bir şiirimi ya da bir konuşmamı eklemesini istedi. Ancak sunucu isimleri anons ettiğinde programda olmadığımı gördüm ve rahatlıkla akşam yemeği yemeye başladım.

Konuşma sırası bakandaydı, giriş konuşmasından sonra her zamanki büyüklüğüyle filancanın da toplantıda olduğunu ve kendi konuşmasından sonra onun şiirinden yararlanılacağını söyledi.

Salonda kaşık, çatal ve tabakların düzensiz müziği baskın sesti ve tüm konuşmaları gölgede bıraktı.

Emir’in yanından geçiyorum, elimi omzuna koyuyorum ve “Herkes yemek yemekle meşgulken sen şiir dinlemek istermisin?” diyorum. ... Yine boylu boyuna ayağa kalkıyor ve beni utandırıyor “Tüm varlığımla” diyor.

Başladığım destansı şiirimin tonu kalabalığın ilgisini çekiyor. Önce İmam Hüseyin (a.s) için bir şiir okuyacaktım, ama Emir’in eski dostu Hacı “Kasım” hakkında konuştuğunu görünce, herkesin ve özellikle Emir’in acısının tazelenmesi için “Kasideyi Kasımiye” okumaya karar verdim.

Belki de herkesin kalbine hitap ettiğim için seyirciler tarafından memnuniyetle karşılandı.

* ikinci Gün

2.9.2022: Komisyonlar yoğun. Salonlarda misafir trafiği devam ediyor. Ayetullah Ramazani tüm komisyonları ziyaret ediyor.

Ben Afrika-Arap ülkeleri komisyonuna katıldım. Komisyonun başkanı Ayetullah “Ahtari” idi. Konuşma için kayıt olup sıramı beklemeye koyuldum.

Üç konuyu gündeme getirmek istiyordum:

- el-Mustafa (s.a.a) Üniversitesinin işsiz mezunları;

- Zirvenin tüm konuklarının sosyal ağlarda bir grup oluşturma önerisi;

- Tebliğ çalışmaları için Londra Hûcelerinin deneyimlerinden yararlanma önerisi.

Yine hep aynı sebepten ötürü bu üç meseleyi konu etme zamanı olmadı!

Elbette benim konu edeceğim meselelerin ikisini sonraki iki konuşmacı gündeme getirdi.

Bu toplantının öncekinden daha organizeli olduğu anlaşılıyor. Belki de bunun nedeni, Kurultayda sakalı ağıran Raşid’in atanmasıdır. Toplantıda herkesin onu tanıdığı birkaç kişiden biridir. Ekibini iyi ayarlamış ve dört günlük zirve programı düzenli geçti.

Geçmişte birkaç toplantıda da hazır bulunan güler yüzlü Caferi’yi gördüm. Caferi Bey dert sahibi birisidir. Birlikte dertleştik. Zirvenin konukları için düzenlenen “İran Bilim ve Kültür Kurumlarının Başarıları Sergisi”nde beni Kurultayın uluslararası muavinlik standına davet etti. Bir önceki toplantının fotoğraflarından oluşan albüm dikkatimi çekti ve albümde aramızda olmayan değerli kimselerin yokluğu beni derinden üzdü.

Bana o albümlerden birini verdi; ne kadar zarif, kalıcı ve zevkli. Şuayip’e gösteriyorum; onunla Brezilya’dan gelen başka bir misafir arasında tatlı bir kavga olacak! İkisi de albümdeki fotoğraflarını gördü ve şaşkına döndü. Müdahale ettim ve Şuayip’e dedim ki: “Albümü Brezilyalı arkadaşımıza ver. Sana bir tane daha getireyim."

Tekrar Kurultay standına gittim ve Caferi’den Şuayip için bir albüm aldım; tabii ki çay ve tatlılarla ve hatıra fotoğrafı çektirerek.

* Üçüncü Gün

3.9.2022: Ayetullah Hamenei ile görüşmek her zamanki gibi ilham verici ve hatıra bahşedicidir.

Hüseyniyede Ayetullah Hamenei’yi beklerken Şuayip’e şöyle dedim: Keşke bir gün Hz. Veli Asr’ın (a.s) gelişini bu şekilde bekleseydik. Gözlerinden yaşlar döküldü.

Birkaç dakika sonra Rehber oturuma katıldı. Cemiyet Rehber’e saygı amaçlı yerinden kalktı. Her bir köşeden Arap dünyasında alışıla gelen meydan okuyucu şiirler yükseldi.

Aniden, 1979'da Hazreti Ağa için yazdığım şiiri okumak geldi aklıma... ve okudum.

Ey ayna misali gibi kendini aşan

Senin ruhun hak huzurunda sürekli hazırdır

Okuduğum şiir Rehber’in konuklarını şaşkına çevirdi. Görüşme sonrası yanıma gelen herkes beni övdü; Nevvab, Ahteri, Ramazani, Kummi ve özellikle yıllardır görmediğim Ayetullah Hadevi.

Öğleden sonra kapanış töreni sırasında altı şehidin sabırlı babası ve Batı Afrika’da Ehlibeyt (a.s) öğretilerinin teşvik edicisi Gazi Şeyh Zakzaki'nin video mesajı yayınlandı.

Her ne kadar Dr. Galibaf beklenmedik şekilde kapanış konuşmasını iptal ettiyse de Ayetullah Arafi’nin onun yerini alması güzel bir seçenekti. Belki de - dünya Şialarının durumuna vakıf olması dikkate alındığında-  Medreseler Kurumu ve el-Mustafa (s.a.a) Üniversitesinde başkanlık yapması sebebiyle Arafin’in seçimi çok daha uygundu.

* Son Gün

4.9.2022: Meşhet seferi her zamanki gibi tanımlanamaz. Harem’de olmak, özellikle Hz. İmam Rıza’nın (a.s) haremi karşısında Rezevi Üniversitesi karşısında odası olan ve İmam Rıza’nın (a.s) ekmeğini yiyip suyunu içen benim için nostaljik ve unutulmaz bir şeydir.

Bu bir günlük manevi yolculukla oturum sona erdi ve konuk ve misafirler kendi diyarlarına dönüş hazırlığına başladı; Âl-i Muhammed’in (s.a.a) yetimlerine hizmet etmek için çok daha güzel bir ruhla, dopdolu ellerle.

Genel olarak 7. zirvenin bazı sorunlara rağmen önceki zirvelere göre daha organizeli, içerik dolu ve hedefli düzenlendiğini düşünüyorum.

Ne var ki Kurultay ve Kurul üyelerinin işi bugünden itibaren başladı; çünkü onayları uygulamak, talepleri takip etmek, iletişimi sürdürmek ve güçlendirmek, konferansta verilen sözleri yerine getirmek başarı oranını belirleyecektir.

Toplantıda konu edilen tüm plan ve önerilerin hayata geçmesini umuyoruz.

Bu defter sona erdi ama hikâye olduğu gibi kaldı.

.............................................
167