Birincisi, İsrail vatandaşı iki Amerikalı esirin Hamas tarafından Katar'ın arabuluculuğu sonucu gönüllü şekilde serbest bırakılmasıdır. Bu durum ABD'nin Gazze savaşında Siyonist rejimi yoğun biçimde himaye etmesine rağmen esirlerin güvenliğini koruma ve serbest bırakma konusunda ciddi olduğunu göstermekte. Hamas böyle hareket ederken işgalci rejimin yoğun hava ve topçu saldırıları yüzünden 20 esir hayatını kaybetmiştir ve sadece bunların cenazeleri takas edilebilir.
Hamas'ın elinde askerî ve gayriaskerî olmak üzere 200'den fazla İsrailli esir var. İşgalci rejimin saldırıları durması ve Katar'ın arabuluculuğunun devam etmesi hâlinde takas konusunda anlaşma sağlanabilir.
Ancak Siyonist rejimin saldırıları sürmesi ve Gazze'ye karşı kara operasyonu başlatması veya Gazze'de BM denetiminde geçici hükûmet kurmak için yeni planı uygulamaya çalışması hâlinde, esirlerin can güvenliğinin korunması ve serbest bırakılması için hiçbir güvence olmayacaktır.
Demek ki, İsrailli esirlerin serbest kalması Netanyahu'nun kararına bağlı. O, bu kişilerin esir düşmesinden sorumludur, çünkü bir yandan Gazze'ye yönelik uzun soluklu kuşatmayı ağırlaştırmak ile Hamas ve Gazze'yi büyük bir hapishane hâline ve abluka duvarını kırmak için El'aksa Tufanı Operasyonu gibi eşi benzeri görülmeyen girişimlerde bulunmak zorunda bırakmıştır ve diğer yandan İranofobi ve bu ülkeye karşı casusluk ve istihbarat faaliyetleri üzerine yoğunlaşmakla, yanı başındaki Hamas'ın tehditlerinden gafil kalmıştır ve rejimin en büyük yenilgisini Hamas'tan almıştır.
İşgalci rejim İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, saldırılarına devam edip, İsrailli esirlerin ölümüne sebebiyet vermesi hâlinde, onun hakkındaki davalara yeni bir dava daha kuşkusuz eklenmiş olacak ve işgal altındaki topraklarda itirazlar daha da büyüyecek. Hatta Netanyahu'nun istifasına yol açabilecektir. Hamas'ın elindeki İsrailli esirlerin yoğun bombardımanlar nedeniyle ölmeleri, bu esirlerin ailelerini derinden endişelendirmekte ve günlerdir bu aileler Tel Aviv'de protesto eylemi düzenlemekteler.
Gazze'ye ilk insani yardımların gönderilmesiyle ilgili olarak da şunu ifade etmek gerekiyor ki, bu yardımların gönderilmeye başlanması ileriye doğru atılmış bir adımdır, ancak asla yeterli değil, çünkü evvela, Siyonist rejimin saldırıları artarak devam etmekte ve bu yardımların saldırı nedeniyle yok olmayacağına dair hiçbir güvence yok, ikinci olarak bu yardımlar, İsrail'in yoğun saldırılarının yol açtığı yıkımlar ve insani kayıplarla karşılaştırıldığında asla yeterli değil ve Gazzelilere çok büyük yardımların ulaştırılması gerekiyor.
Gazze'de milyonlarca kişi, acil insani yardıma ihtiyaç duymakta. Yardımların gönderilmesi geciktikçe Gazze'deki felaket daha da büyüyecek. Bu durumdan İsrail rejimi ve ABD başta olmak üzere Batılı destekçileri sorumludur ve bunun hesabını vermeleri gerekiyor.