19 Ocak 2014 - 20:30
Bir Müslümanın Bilmesi Gereken Farzlar ve Haramlar

İslam düşmanlarının kültürel, siyasi ve ekonomik saldırılarına karşı koymak farzdır. İster küffar olsun ve isterse İslam hakikatleri ile mücadele içinde adı İslam olan kimselere karşı olsun. Her bir mükellefin tuvalette yüzü veya arkası kıbleye gelecek şekilde oturması haramdır. İster yerleşim yerinde olsun isterse çöl ve sahrada olsun. Cenabetli birisinin, hayız ve nifas halindeki kadınların ve abdesti olmayanların ellerini ve bedenlerini Kur’an-ı Mecid’in hatlarına, Allah’ın mübarek isimlerine ve Allah’a has sıfatlarına sürmeleri ve değdirmeleri haramdır. Aynı şekilde Hz. Peygamber Ekrem’in (s.a.a) ve Tahir İmamların (a.s) şerif isimlerine bu şekilde dokunmak ve el sürmek haramdır...

81- Dört secde ayetinden birisini okuyan veya dinleyen birisine secde etmesi farzdır. Yani Secde Suresi, 15. ayet; Fussilet Suresi, 37. Ayet; Necm Suresinin ve Alak Suresinin son ayeti.

82- Şer’i özrü olmayan tüm mükelleflerin mübarek Ramazan Ayında oruç tutması farzdır. Oruçtan maksat gün boyunca Allah’a yakınlaşma kastıyla aşağıdaki şeylerden sakınmasıdır:

1) Yemek.

2) İçmek.

3) Cinsel ilişki.

4) İstimna (mastürbasyon) yani el veya başka bir şeyle meninin çıkmasını sağlamak.

5) Hades-i Ekber’de baki kalmak. Yani boynunda cenabet guslü yahut hayız ve nifas guslü olmasına rağmen bilerek sabaha kadar (ezanı geçirtmek) beklemek.  

6) Bilerek Allah’a, Peygamberine veya İmamlara yalan nispeti vermek.

7) Bilerek başının (tamamını) suya sokmak.

8) Bilerek boğazına yoğun toz ve duman kaçırmak.

9) Sıvı şeylerle ihtikan (tenkıye yapmak, fitil kullanmak), yani makat bölgesinden bu maddenin kullanılması.

10- Bilerek ve isteyerek kusmak.

Bunların yapılması haram olduğu gibi orucunda batıl olmasına neden olur ve bazı durumlarda kefareti de gerektirir. Ramazan ayının orucunu terk etmek tekitle haramdır. Ayrıca farz oruçları da (örneğin yemin ve adakla farz olmuş oruçları) terk etmek haramdır.

83- Mübarek Ramazan ayının orucunu kaza etmek, orucu tutmayıp da gücü olanlar için farzdır. Muayyen farz oruçların hükmü de aynı şekildedir.

84- Üçüncü gün itikafa devam etmek farzdır. Yani eğer bir kişi iki gün boyunca camide itikaf için kalmış ve üçüncü günün sabahına kadar onu batıl etmemişse üçüncü günün ezanı ile birlikte o günün orucu ve dördüncü günün akşamına kadar itikafta kalması farzdır.

85- Muayyen edilmiş ve kararlaştırılmış şartlarla birlikte malın zekatını vermek farzdır. İkisi nakitlerden, üçü hayvanlardan ve dördü tahıllardan olmak üzere dokuz şeyin zekatı vardır.  

Zekat şu ürünlerden verilir: Altın, gümüş, deve, inek, koyun, buğday, arpa, hurma ve kişmiş.

Sekiz yerde zekat kullanılabilir:

Yoksullara, öksüzlere, zekât çalışanlarına, Müellefetü'l-Kulûb’a (Kalpleri İslam'a ısındırmak için kendilerine zekattan bir pay ayrılan kimseler), kölelere, borçlulara, Allah yolunda ve yolda kalmışlara.

86- Fitre zekatını genellikle yenilen yiyeceklerden vermek farzdır. Fıtır bayramı akşamından, Fıtır bayramı öğlen namazına kadar veya eğer bayram namazı kılmayacaksa bayram günü öğlen saatinde vermelidir.

87- Mal ve Fitre Zekatına mani olmak tekitle haramdır. Yani bu iki mali hakkı ayırmamak yahut vacip vaktinden tehir etmek caiz değildir.

88- İmamet ve Velayet unvanı ile Hz. Bakiyetullah Mehdi’nin (a.f) mülkü olan Al-i Muhammed’in humsunu (malın beşte birini) çıkmak ve ödemek farzdır. Gaybet zamanında, Hz. Mehdi’nin naiplerine verilmelidir. Muayyen edilmiş ve kararlaştırılmış şartları ile birlikte hums, yedi mal için geçerlidir:

1) Savaş ganimetleri.

2) Maden ve metaller.

3) Defineler.

4) Denize dalarak çıkarılan mücevherler.

5)  Zimmi kafirin Müslüman’dan satın aldığı yer.

6) Sahibi ve miktarı belli olmayan harama karışmış mal.

7) Yıllık ihtiyacının üzerinde olan her türlü fazla kazanç (ister kesbi olsun, isterse gayri kesbi yolla elde etmiş olsun).

Humsu vermemek veya eda etme imkanı olduğu halde geciktirmek şiddetle haramdır.

89- Hac amelini yerine getirmek farzdır. Yani İslam şeriatının iktiza ettiği gibi şartlara haiz olan her mükellefe ömründe bir kere hac ziyaretini, zilhicce ayında, Mekke ve meşairi izamda (hac ibadetinin yerine getirildiği yerler) yerine getirmesi gerekir. Bu hac, üç türlüdür: Temettü, İfrad ve Kıran. Bu hac çeşidi keyfiyet ve şekil olarak birbirine yakındır. Farkı, niyet ve bazı amellerdedir. Bu farizanın mukaddimesi ve şartları on tane, cüzleri ise on üç tanedir. Aşağıda hepsi zikredilmiştir:

Mukaddime:

1) Buluğ.

2) Akıl.

3) İstitaat ve mali yeterlilik.

4) Bedensel istitaat ve yeterlilik.

5) Vakit açısından istitaat ve imkan.

6) Yolun açık ve özgür olması.

7) Bedensel zararın olmaması.

8) Şiddetli zorluk ve rahatsızlığın olmaması.

9) Daha önemli bir farzı terk etmesini gerektirmemeli.

10- Haram bir fiili işlemeyi gerektirmemeli.

Haccın ecza ve kısımları

1) İhram.

2) Arafat’ta vukuf.

3) Meş’er’de (Müzdelife) vukuf.

4) Remyi Cemere (şeytan taşlama)

5) Kurban kesmek.

6) Mina’da saçı tıraş etmek yahut saç veya tırnaktan bir miktar kesmek.

7) Tavaf.

8) Tavaf namazı.

9) Say’.

10) İki veya üç gece Mina’da kalmak.

11) Mina günlerinde remyi Cemaret (Şeytanları taşlamak)

12) Nisa Tavafı.

13) İki rekat tavaf namazı.

Hac ibadetini yapmamak ve terk etmek veya farz vaktinden geciktirmek şiddetle haramdır. Aynı şekilde hangi yolla olursa olsun insana vacip olan hac veya farz umreyi yerine getirmemekte haramdır.

90- Temettü Umresini yerine getirmek farzdır. Yani İslam dininin iktiza ettiği bu farizayı ömürde bir kez yerine getirmek farzdır. Farz olması, temettü haccın farz olması gibi, amelleri ve şartları da onun gibidir.

Beş amelden oluşmaktadır:

1) İhram.

2) Tavaf.

3) İki rekat tavaf namazı.

4) Say’ı.

5) Taksir.

91- Müfrede Umresini yerine getirmek farzdır. Yani Mekke ve belirli sınırlar içinde Mekke çevresinde yaşayanların ömürlerinde bir defa şartların oluşması halinde yerine getirmeleri gereken has bir ibadettir. Bu umre yedi kısımdan oluşmaktadır: Temettü umresinin kısımlarına ek olarak Nisa tavafı ve iki rekat nisa tavafı namazı kılınmalıdır.

92- Mükellefin uhdesine gelen her hac ve umrenin yerine getirilmesi farzdır. Bu haclar, isticar (ücretle niyabetlik yapması durumunda), kendi haccının fasit olması ve bozulması durumunda veya nezir, adak ve benzeri şeylerle boynuna gelen haclardır.

93- Bezl-i haccı kabul etmek farzdır. Şu anlamdaki eğer birisi “sen hacca hazırlan, masraflarının ben karşılayacağım” derse ve söyleyen şahıs güvenilir biri ise onu kabul etmek mükellefe farzdır. Ve kararlaştırılmış zamanında yola çıkması gerekir.

94- Her mükellefin günah işlemesi ve ihlallerde bulunması durumunda kefaret vermesi farzdır. Kefaret miktarı İslam şeriatında belirlenmiştir. Kefaretler ibadet türünden olduğu için, hepsini gurbet kastı ile yerine getirmek gerekir. Burada kefareti gerektiren şeyleri ve miktarını belirtmek gerekir.

95- Müslüman birisini hata ve yanlışlıkla öldüren kişiye diyete ilave olarak kefaret-i mürettebe vermesi gerekir. Şöyle ki ilk önce bir köle azat etmeli, eğer yerine getiremezse iki ay üst üste oruç tutmalıdır. Eğer yerine getiremezse altmış fakirin her birine bir mudd yemek vermelidir.

96- Eğer birisi Ramazan ayından bir gün orucu özrü olmadan ve bilerek yerse muhayyer kefaret vermesi farzdır. Yani zikredilen üç şeyden (köle azat etmek, iki ay oruç tutmak ve altmış fakiri doyurmak) hangisini isterse birisini seçerek vermelidir.

97- Ramazan ayının kaza orucunu öğleden sonra özürsüz olarak iftar eden birisinin 10 fakire yemek vermesi ve eğer imkânı yoksa üç gün oruç tutması farzdır. Buna da kefaret-i mürettebe denir.  

98- Zihar kefaretini vermek farzdır. Bir erkeğin karısını kendisine haram etmek için karısına: ‘seninle cinsel ilişki benim için annemle cinsel ilişki gibidir’ demesine zihar denir. Bu sözün kendisi haramdır ve talak sayılmaz, ancak kefaret vermesi gerekir. Yani ilk önce köle azat etmeli ve eğer mümkün olmazsa altmış fakire yemek vermeli ve eğer o da mümkün olmazsa peş peşe iki ay boyunca oruç tutmalıdır.

99- Şer’i nezrini veya şer’i ahdini bozan kişiye Ramazan ayının kefaretini vermesi farzdır. Yani köle azat etmeli veya iki ay artarda oruç tutmalıdır.

100- Akraba ve yakınlarının musibetinde başındaki saçının bir kısmını makas veya başka bir şeyle kesen kadına Ramazan ayının kefaretini vermesi farzdır. 

101- Şer’i yeminini bozan kimsenin kefaret vermesi farzdır. Yani ya köle azat etmeli, ya 10 fakire yemek vermeli ya da 10 fakiri giydirmelidir. Ama eğer her üçünden de aciz kalırsa üç gün oruç tutmalıdır.

102- Koca ve yakınlarının musibetinde saç ve başını yolan kadının kefaret vermesi farzdır. Kefareti yeminini bozan insanın kefaretidir. Çünkü kocasının veya yakınlarının musibeti için saçını yolması, yüzünü tırnaklaması ve kanatması haramdır.

103- Çocuğu ve eşinin ölümünden dolayı elbise ve giysilerini parçalayan bir kişinin yeminini bozan kimsenin kefaretini vermesi farzdır. Ayrıca böyle bir şey yapması da haramdır.

104- Her kim Müslüman birisini bilerek zulümle öldürürse, cem ve toplu kefaret vermesi farzdır. Yani hem köle azat etmeli, hem iki ay üst üste oruç tutmalı ve hem de altmış fakire yemek vermelidir. Eğer köle bulunmazsa geriye kalanları yapmalıdır.

105- Her kim Ramazan ayında bilerek ve özürsüz olarak orucunu haram bir şeyle bozar ve iftar ederse, örneğin haram yemek yerse veya şarap içerse veya zina ederse cem ve toplu kefaret vermesi farzdır.

106- Yaşlı kadın ve erkek ve susuzluk hastalığı olanlar, eğer Ramazan ayı orucunu güçleri olmadığından yahut şiddetli meşakkati olduğundan tutamaz ve yerlerse, kefaret vermeleri farzdır. Gebe ve süt veren kadınların oruç tutmaları halinde kendilerine veya bebeklerine zarar gelmesinden korkuyorlarsa onların da kefaret vermeleri farzdır. Hepsinin kefareti ise her gün için bir mudd (750 gram) yiyecektir (buğday, arpa, kişmiş, hurma…). Ramazan ayının toplam kefaret miktarı yirmi iki buçuk kilo gramdır.

Hatırlatma: Hac ve umre ihramına girenlerin işledikleri haramlar, yani ihrama girenlerin içtinap etmesi farz olduğu şeyler genel olarak kefareti gerektirmektedir. Ancak tüm bunların tamamı Allah evi ziyaretçilerine has olduğu için ve “Menasik-i Hac” kitaplarında detaylı olarak ele alındığından onları burada zikretmedik.

107- Emri bil maruf farzdır. (yani insanları güçleri ölçüsünde ilahî fariza ve vaciplerini yerine getirmeye zorlamak.) Ancak bu, kararlaştırılmış aşama ve belirlenmiş şartlarına göre olmalıdır. Yani:

a) Yumuşak sözle ve sonra yumuşak olmayan sözle.

b) Pratik ve ameli olarak mülayim ve yumuşak ve sonra sert ve kabalıkla.

c) Şiddetli eylemlerle, ister yaralanmasına ve ölmesine neden olsun.

Birinci aşama herkes için mutlak farzdır. İkinci aşama emirin izni ile herkese farzdır. Üçüncü aşama ise İslami hakim ve yargıcın görevidir.

108- Nahyi anil münker farzdır. Yani insanların İslami haramlara düşmelerine mani olmak. Ancak bu da emri bil marufta zikredilen sıralamayla olmalıdır. Ayrıca çüç ve kuvveti olduğu halde ve hiçbir manisi olmamasına rağmen “emri bil maruf” ve “neyhi anil münkeri” terk etmek, şiddetli haramdır.

109- Tekvin kapsamında yer alan ilahi dinde her türlü bidatten sakındırmak farzdır. Ancak bu, haberdar olmak ve gücü olmak şartıyladır. Ve eğer tahakkuk bulmuşsa onun ortadan kaldırılması için çaba sarf etmek farzdır.  

110- İslam düşmanlarının kültürel, siyasi ve ekonomik saldırılarına karşı koymak farzdır. İster küffar olsun ve isterse İslam hakikatleri ile mücadele içinde olan adı İslam olan kimselere karşı olsun.

111- Başta ulemalar olmak üzere müminlerin din hükümlerinin ortadan kaldırılması, dinde bidat çıkarılmak istenmesi, İslam karşıtı yasaların yaygınlaştırılması, mukaddesata ihanet ve saygısızlık, münker ve kötü şeylerin yaygınlaştırılması konularında sessiz kalmaları haramdır. İsterse bu tür girişim ve hareketlerin mali ve dolaylı zararları olmuş olsun. Meğer ortada daha büyük bir zarar ve bozgunculuk olmuş olsun.

112- Her bir mükellefin tuvalette yüzü veya arkası kıbleye gelecek şekilde oturması haramdır. İster yerleşim yeri olsun isterse çöl ve sahrada olsun.   

113- Cenabetli birisinin, hayız ve nifas halindeki kadınların ve abdesti olmayanların ellerini ve bedenlerini Kur’an-ı Mecid’in hatlarına, Allah’ın mübarek isimlerine ve “Mukallibe’l kulub ve’l Ebsar”, “Haliku’l Semavatı ve’l Arz ve’l Barii’n Nesemat” gibi Allah’a has sıfatlarına sürmeleri ve değdirmeleri haramdır. Aynı şekilde Hz. Peygamber Ekrem’in (s.a.a) ve Tahir İmamların (a.s) şerif isimlerine[1] bu şekilde dokunmak ve el sürmek haramdır.  

114- Cünüp birisinin, hayız ve nifas kanı gören kadınların camilerde oturmaları ve her türlü tevakkufları haramdır. Tüm cami ve mescitler bu hükümde aynıdırlar, ancak camiden (durmadan) geçip gitmenin bir sakıncası yoktur.

115- Yukarıda zikredilenlerin Mescid-i Azimu’ş Şan, yani Mekke-i Mükerreme’deki Mescid-i Haram ve Medine-i Münevvere’deki Mescid-i Nebi’nin (s.a.a) içinden geçmeleri bile haramdır. (oralarda tevakkuf haram olduğu gibi geçip gitmekte haramdır.)

116- Dört secde ayetini (yani: Secde Suresi, 15. ayet; Fussilet Suresi, 37. Ayet; Necm Suresinin ve Alak Suresinin son ayeti) cenabetli, hayız ve nifas kanı gören kadınların okuması haramdır. Ancak bu ayetlerin geçtiği surelerin okunup okunmaması konusunda ihtilaf vardır.  

117- Hayız kanı gören ve nifas halinde olan kadınların namaz kılması, oruç tutması ve itikafta kalması haramdır.

118- Fıtır (Ramazan) ve Kurban bayramında oruç tutmak haramdır.

119- Teşvik günlerinde oruç tutmak haramdır. Yani Hac ve gayrısı için Zilhicce ayının 11, 12 ve 13’ünde Mina’da olanlar için geçerlidir.

120- Şaban ayının son günü mü, yoksa Ramazan ayının ilk günü mü olduğunu bilmeyen birisinin Ramazan ayının birinci günü kastıyla oruç tutması haramdır. 

121- Kocasının hakkının kısıtlanmasına neden olan yerlerde kadının müstahap oruç tutması haramdır.

122- Ebeveynlerinin rahatsızlığına ve razı olmamasına neden olan (müstahap) orucun tutulması çocukları için haramdır. 

123- Sefer halinde farz ve müstahap oruç tutmak haramdır, meğer seferde falan gün oruç tutacağını nezretmiş olsun. Aynı şekilde sağlığına önemli ölçüde zararı olduğu halde hasta hasta oruç tutmakta haramdır. Ve her ne zaman oruç haram olursa, batıl olmasına da neden olur.

124- Namazda “tekattuf” haramdır. Yani teşrii ve namazın cüzi adabı kastıyla iki eli sine üstüne (veya göbek üzerine) koyarak namaz kılmak caiz değildir. İster yevmiye namazlar için olsun isterse olmasın, ister farz namazlar için olsun, isterse müstahap namazlar için. (Sünniler gibi bu şekilde kolu bağlı namaz kılmak haramdır, ancak) namazı batıl edip etmemesi konusunda ihtilaf vardır.

125- Eğer teşrii ve teabbud kastıyla cemaat imamının Fatiha suresini okumasıyla birlikte imama bağlanan memuminlerin “âmin” demeleri haramdır. Aynı şekilde cemaat imamının kendisinin de “âmin” demesi ve furada namazlarda (Fatiha suresinden sonra) “âmin” demek haramdır. Bu sözle namazın batıl olup olmaması hakkında ihtilaf vardır.

126- Sonradan iade etse bile şeri özrü olmadan ve bilerek günlük namazları bozmak ve batıl etmek haramdır. İster hades-i ekberle ve isterse hades-i askerle[2] batıl etsin. İster kıbleden sapsın, ister namaz dışında bir şeyler söylesin, ister bilerek kahkaha atsın, ister dünya için sesli olarak ağlasın, ister namazın şeklini bozacak bir şeyler yapsın, isterse bir şeyler yiyip, içsin veya bunların emsallerini yapsın. Ancak zaruret yerleri hariç.

127- Amil ve yapanın kendisine “aynı farz” veya “kifai farz” olmasına rağmen yaptığı (ibadi) amel için ücret alması haramdır. Örneğin ister ölünün velisinden ve isterse başkalarından alsın meyyite gusül vermek, namaz kılmak ve diğer yapılması gereken farzlar için ücret alması gibi. Meselede ihtilaf vardır. 

128- Farz ve müstahap ibadetlerde riya yapmak haramdır. İbadette riya yani ibadetini insanların teveccühünü celp etmek kastıyla yapmasıdır. İster yalnızca bu kasıtla yapmış olsun ve isterse hem halik ve hem de mahlûk kastıyla yapmış olsun. İster amelin kendisinde riya yapsın ve isterse amelin bir cüzünde. Örneğin abdestte ellerin yıkanması, başın mesh edilmesi ve namazda kıraat ve secde. Veya onun (ibadetin) sıfatlarında olsun. Örneğin cemaatle namaz kılmak veya camide kılmak gibi. Ve isterse ibadetin başında yapsın ve isterse ortasında. Tüm bu durumlarda riya haramdır ve namazı da batıl eder.

129- İki gün sonunda itikafı bozmak ve batıl etmek haramdır. Yani (itikaftaki) üçüncü günden dördüncü gecenin ilk vaktine kadar ki vakit. İsterse itikaf her üç günde bir farz olsun. Örneğin altıncı günde, dokuzuncu günde ve bu şekilde devam edip gider.

130- Hac ve umrede ihram halinde yirmi dört haramdan birini yapmak haramdır. Bu haramlara ihram haramları denir.

İhramlıya haram olan şeyler şunlardır: 

1- Deniz hayvanları dışında kara ve uçabilen hava hayvanlarını avlamak

2- Cinsel ilişki veya herhangi şehvetli bir davranış; (öpmek, dokunmak, şehvet ile bakmak gibi)

3- Kendisi veya başkası için daimi yahut geçici nikâh kıymak ve ayrıca nikâh akdinin icrasında şahit olmak.

4- İstimna.

5- Güzel koku kullanmak.

6- Dikişli elbise giymek, (erkek için).

7- Göze siyah sürme sürmek.

8- Aynaya bakmak;

9- Ayağın üzerini tamamen kapatan çorap ve ayakkabı gibi bir şeyi giymek.

10- Fusuk (yalan söylemek, sövmek, diğerlerine karşı övünmek)

11- Cidal, bir şeyi reddetmek veya ispat etmek için Allah'a yemin etmek; "yok vallahi" veya "evet vallahi" söylemek gibi. İster hak üzere, isterse yalan üzere yemin etsin.

12- İnsanın bedeninde yerleşen -bit ve pire gibi- haşereleri öldürmek.

13- Süs için yüzük takmak.

14- Kadınların süslenmesi, makyaj yapması.

15- Bedene yağ sürmek, krem ve benzerleri gibi. 

16- Bedenin kıllarını temizlemek, isterse az olsun.

17- Erkeğin başını her hangi bir şeyle örtmesi.

18- Kadınların peçe veya benzeri bir şeyle yüzünü örtmesi. 

19- Başın üzerinde gölge oluşturmak; Hareket halindeyken başın üzerinde gölgelik taşımak veya gölgelik altında yol kat etmek. İsterse araba ve uçakta olsun.

20- Bedenden kan çıkarmak, isterse diş fırçalamak ve diş çektirmekle olsun.

21- El ve ayak tırnaklarının tamamını veya bazılarını kesmek.

22- Diş çekmek, isterse kan gelmesin.

23- Harem sınırı içerisinde biten ağaç veya bitkiyi yerinden sökmek veya kesmek yahut koparmak.

24- İhram halindeyken soğuk veya sıcak silahlar taşımak. Burada zikredilen haramların birçoğunun kefareti de vardır. Bunlar İslami fıkıh kitaplarında zikredilmiştir.

131- Camileri bilerek necis etmek, her ne necisle olursa olsun haramdır. Aynı şekilde Masumların (a.s) türbeleri, Kur’an-ı Kerim’in cilt ve sayfaları ve yine Masum İmamların (a.s) kabri şeriflerinden saygısızlık sayılırsa türbet almak haramdır. Her ne yolla necis olmuş zikredilen yerlerdeki necaset şeyleri temizlemek furi (acil) farzdır.

132- Cami ve mescitleri tahrip etmek, kapatmak ve insanları onlardan mahrum etmek haramdır. Meğer daha iyisi ve benzeri ile tebdil etmek şartıyla.

133- Müslümanların camilerine müşrik kâfir ve gayrı müşriklere yol vermek haramdır. Eğer ihanet ve saygısızlık olarak algılanır veya cünüp olurlarsa.  

Devam edecek...

Ayetullah Ali Meşkini

ABNA.İR

Makalenin birinci bölümü

Makalenin ikinci bölümü

--------------------------------------------------------------------------------

[1] — Bu konuda ihtilaf ve görüş ayrılığı vardır.

[2] — Tahareti (abdest, gusül ve teyemmümü) bozacak şeylere hades denir. Hades iki türlüdür. Hades-i Asker: Örneğin bevl (idrar) ve gaita (medfu). Hades-i Ekber: örneğin meni, cenabet, hayız…