AhlolBayt News Agency (ABNA)

source :
Pazar

13 Nisan 2014

13:30:03
602227

Bahreyn monarşisi demografik değişimler üretiyor

2012 yılında Bahreyn yönetici hanedanı ülkenin demografisini değiştirmek amacıyla sistematik olarak yabancılara vatandaşlık vermeye beşladı. Belli özelliklere sahip ve belirlenmiş ülkelerden gelmiş olan onbinlerce yabancı Bahreyn vatandaşlığı alarak, Şiilerin devlet kurumlarında adil temsil hakkını ortadan kaldıracak şekilde yeni bir mezhep çoğunluğu oluşturma tehdidi yarattı.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- 2012 yılında Bahreyn yönetici hanedanı ülkenin demografisini değiştirmek amacıyla sistematik olarak yabancılara vatandaşlık vermeye beşladı. Belli özelliklere sahip ve belirlenmiş ülkelerden gelmiş olan onbinlerce yabancı Bahreyn vatandaşlığı alarak, Şiilerin devlet kurumlarında adil temsil hakkını ortadan kaldıracak şekilde yeni bir mezhep çoğunluğu oluşturma tehdidi yarattı.

Ülke dışındaki büyükelçiliklerde çalışan bir dizi Bahreynli güvenlik yetkilisi, sistematik vatandaşlığa alım sürecini izliyor. Bu yetkililer resmi istihbarat servislerinin veya Bahreyn büyükelçiliklerindeki diplomatik yetkililerin yönetimi altında değil ve doğrudan doğruya kralla bağlantılı olan daha yüksek bir otoriteye bağlı.

2012 yazında Suriye krizinin tırmanışa geçişi ve Suriyeli mülteci akışı, Ürdün'ün el-Mafrik kentinin doğusunda el-Zaatari kampının kurulmasına yol açtı. Bunun sonucunda kamp, Bahreyn'e taşınacak yeni yerleşimciler için geniş bir rezervuar haline geldi.

El-Zaatari kampındaki Suriyeli mültecilere odaklanan Bahreyn yetkilileri, ülkelerinin Ürdün'deki büyükelçiliğinde bir ofis kurdular ve daha sonra Suudi istihbarat yetkilileri ve Ürdün güvenlik güçleriyle koordinasyon içinde, kamp yakınlarında bir büro açtılar.

Burada, mültecilere Bahreyn aksanıyla konuşma dersleri verilmesi, kadınlara geleneksel Bahreyn yemeklerini pişirmenin öğretilmesi, onlara Bahreyn kasabalarının ve sokaklarının tanıtılması, ilave olarak ülkenin tarihsel ve coğrafi arka planıyla ilgili meselelerin öğretilmesi ve elbette onların zorlu durumlarının, onlara rejime sadakat aşılanması için sömürülmesi de dahil olmak üzere, adayları Bahreyn vatandaşlığına hazırlayacak bir merkez kurdular.

El-Ahbar'ın elde ettiği bilgilere göre Bahreyn yetkilileri, Bahreyn vatandaşlığı arayan bireyler ve aileler için net tanımlanmış şartlar belirledi. Buna göre şehirlerden gelen mültecileri dışladılar ve Halep, Hama, Humus, Deyrüz-Zor ve Şam kırsalından gelenlerin lehine düzenleme yaptılar, ancak Deraa kırsalını hiçbir açık neden olmaksızın dışarıda bıraktılar. Doğal olarak adaylar Sünni olmalıydı, zira süreç, Sünni mezhebine ağırlık vermeyi amaçlıyor. Ayrıca Ürdün'deki mültecilere öncelikli statü verildi, çünkü onlarla temas kurmak ve Zaatari kampı yakınlarında bulunan merkezde onları eğitmek daha kolay.

El Ahbar, Ürdün'deki yerleşim sürecini yöneten Bahreynli ve Suudi istihbarat yetkililerinin isimlerini elde etti. Bunların içinde Hamdan Salih el-Ghatam, Mansur Hamis el-Helu, İbrahim el-Şabib ve Badir İsa el-Dusari bulunuyor. Bahreyn vatandaşlığı almak için eğitim alan aileler arasında ise şunlar bulunuyor: Hasan el-Şamri'nin ailesi ve kardeşleri (el-Zaatari kampı değil, Amman sakinleri), Mahmud Nayif el-Sadid'in ailesi, Abdullah Zuheyr Halef'sin ailesi (Deyrüz-Zor'dan emekli bir Suriye subayı), Salih Satem el-Sufi'nin ailesi, İmad el-Dahvan'ın ailesi, Mahmud Nasır el-Selman'ın ailesi, Abbud el-Sarfi'nin ailesi, Halid el-Carbuh'un ailesi, Mansur Selameh el-Atvan'ın ailesi ve Halep kırsalından Ömer el-Şavi'nin ailesi.

Her ne kadar Zaatari kampı yeni Bahreynliler kazanmanın en kolay yeri olsa da, tek yer değil. Bilgi sahibi kaynakların El Ahbar'a anlattığına göre Bahreyn istihbarat yetkilileri aynı zamanda Irak'ta, temel olatak Suriye-Irak sınırında ve Türkiye'deki Suriyeli mülteci kamplarında da aktifler.

Bahreyn hükümeti, kendi ülkelerindeki istihbarat servislerinin desteğiyle Suudi vatandaşlarını da vatandaşlığına aldı. Nitekim Suudi Arabistan, demografik ve mezhepsel değişimler için Körfez'in en büyük deposu olarak görülüyor. Geçmişte yüzdelerin eşit olmasına rağmen son otuz yılda Şii yurttaşların oranının yüzde 20'ye kadar indiği Kuveyt, bu olgunun bir örneğidir.

Kuveyt'in demografisi 1991'deki Irak işgali sonrasında değişmiştir. Ülkenin 560 bin olarak tahmin edilen nüfusu, yaklaşık 500 bin Suudi'ye vatandaşlık verilmesinin ardından 1 milyon 250 bine yükselmiştir.

 

100 bin yeni vatandaş

Bahreyn'de yabancıların vatandaşlığa geçirilmesi eskiden yavaş bir tempoyla ilerler ve ağırlıklı olarak Bengalli ve Hindistanlı (Sünni Müslüman) göçmen işçileri kapsardı. Ancak demografik dağılım temelinde Şiilerin daha iyi temsili çağrısı yapan 2011 protestolarından bu yana yetkililer, kötü niyetli bir vatandaşlığa alma kampanyası başlattılar. Bilinen Arap kaynakları, sürecin şimdiye kadar 100 bin kişiyi kapsadığını tahmin ediyor, fakat yetkililer 200 bin kişiyi vatandaşlığa geçirmeyi hedefliyor.

İstatistiklere göre Bahreyn nüfusu 2 miyon 230 bin olarak tahmin ediliyor ve bunların sadece 570 bini Bahreyn vatandaşlığına sahip. Bunların yüzde 70'i Şii.

Her ne kadar Suriyelilerin, Iraklıların ve Suudilerin vatandaşlığa geçirilmesi gizli kalsa da, rejim utanmazca, başka kişileri içeren vatandaşlığa alma süreçleriyle ilgili tuhaf izahatlar yapıyor. Kısa süre önce Bahreyn Atletik Federasyonu Başkan Yardımcısı Muhammed Abdül Latif, Afrikalı oyuncuların vatandaşlığa geçirilmesini “Bahreynliler fiziksel olarak uzun mesafeli yarışlara katılmaya uygun değil; onların genleri ve fiziksel kapasiteleri, örneğin Amerikalı, Jamaikalı ve Kenyalı koşucularla rekabet edebilmelerine izin vermiyor” sözleriyle savundu ve ekledi: “genellikle Bahreyn vatandaşlığı verilen oyuncular, 800 metrenin üzerindeki yarışlara katılanlardır.”

Yusuf Harb / El Ahbar