Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Tabas Çölü'nün kalbindeki kum fırtınası, yalnızca Amerika'nın ileri askeri planlarını bozmakla kalmadı, aynı zamanda İran milletinin direnişini ve iradesini, İslam Devrimi tarihinde bir dönüm noktasını ve kibrin hegemonyasının çöküşünü de simgeledi. Pars Today'in haberine göre, ABD, 25 Nisan 1980'de (hş 5 Ordibeheşt 1359) çok sayıda helikopter ve uçakla İran topraklarına askeri saldırı başlattı. İran İslam Cumhuriyeti'nin yenilgisi bağlamında çeşitli oyunlarından sonuç alamayan ABD Hükümeti, 4 Kasım 1979'da Amerikan casusluk yuvasının ele geçirilmesi sırasında yakalanan casuslarını kurtarmak için karmaşık ve son derece gizli bir operasyon başlattı.
ABD, "Kartal Pençesi" Harekatı'nı tasarlayarak, İran'ın stratejik merkezlerini bombalamanın yanı sıra, İran İslam Cumhuriyeti rejimindeki önemli isimleri suikastle öldürmeyi ve ardından İran'da Amerikan tarzı bir hükümet kurmayı amaçlıyordu.
Çölün kalbindeki operasyonun çöküşü
20 Mayıs 1970'te Amerikan kuvvetleri İran hava sahasına girdi. İlk bakışta her şey planlandığı gibi gidiyor gibi görünüyordu. Ancak Tabas'ta doğa onları karşıladı ve şiddetli bir kum fırtınası meydana geldi, bu da ekipman, görüş mesafesi ve iletişimde ciddi aksamalara neden oldu.
Gönderilen sekiz helikopterden biri yarı yolda geri döndü, ikincisi teknik arıza yaşadı, üçüncüsü ise fırtınada düştü. Geriye 5 helikopter kaldığından (gerekli olandan az) operasyon iptal edildi. Ancak bölgeden ayrılırken bir helikopterin C-130 tipi bir uçakla çarpışması sonucu büyük bir patlama meydana geldi. Patlamada sekiz Amerikan askeri hayatını kaybetti, askeri teçhizat da imha oldu. Sonunda kalan kuvvetler panik halinde geri çekildiler.
Amerikan operasyonunun başarısız olduğu haberi İran'a ulaştığında, İran'ın dört bir yanındaki halk sokaklara döküldü ve İslam Cumhuriyeti'nin büyük kurucusu İmam Humeyni tarihi bir tepki göstererek şöyle dedi: "Kumları Allah'ın elçileri olarak görüyoruz." "Amerika hiçbir yanlışlık yapamaz." Bu cümle, milli özgüvenin simgesi haline gelmiş, halk, Allah'a ve vahdete güvenerek her türlü güce karşı durabileceğini görmüştür.
Yıllar içinde Pentagon ve CIA'den gizli belgeler yayınlandı. Bunlara göre: ABD'nin İran'daki yerel casuslarla bağlantıları vardı ve operasyonu desteklemek için Tahran'da araç ve sığınak sağlaması gerekiyordu. Ancak bu hassas hesaplamaların hiçbiri, doğal ve ilahi "öngörülemeyen" faktör olan kum fırtınasına karşı koyamadı.
Küresel Yansıma: Medya ne yazdı?
O dönemde dünyanın dört bir yanındaki gazete ve televizyonlar olayı şu başlıklarla ele aldı: "Çölde bir süper gücün aşağılanması", "Tabas'ta Carter için bir felaket", "Amerika, İran kumlarına teslim oldu".
Özellikle ABD başkanlık seçimleri arifesinde Tabas operasyonunun başarısızlığa uğraması, dönemin başkanı Jimmy Carter'ın imajına ağır bir darbe indirmiş, onun seçimlerde yenilgiye uğramasında ve Ronald Reagan'ın zaferinde etkili olan etkenlerden biri olmuştur.
Tabas olayı, ABD için yalnızca askeri bir yenilgi olmakla kalmadı, aynı zamanda İran siyasi literatüründe "Amerikan egemenliğinin sonunun" sembolü haline geldi. Ne füzeler, ne helikopterler, ne casus haritaları, ne de ileri teknoloji ekipmanlar bir milletin kararlılığı karşısında başarılı olamadı ve en sonunda, Amerikalıların kendi deyimiyle, tam bir felaketle sonuçlandı.
yorumunuz