Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: Lübnan siyaset sahnesinde Hizbullah'ın silahsızlandırılması tartışmaları yeniden alevlendi, ancak sahadaki gerçekler bambaşka bir tablo çiziyor. Direniş örgütü, hem bölgesel müttefiklerin desteği hem de Lübnan içindeki halk tabanıyla, Washington ve Tel Aviv'in dayatmalarına boyun eğmeye niyetli değil. Beyrut sokaklarından güney sınırına uzanan gerilim, her geçen gün derinleşiyor.
Hizbullah yetkilileri, son açıklamalarında "silahlarımız halkımızın emaneti" vurgusunu yaparak, İsrail'in Lübnan semalarındaki ihlallerine ve ABD'nin ekonomik yaptırımlarına misilleme hakkını koruduklarını belirtiyor. Ülke içindeki Sünni ve Hristiyan kesimlerden gelen destek sinyalleri de cabası; Beyrut'ta yapılan son mitinglerde binlerce kişi "direnişle birlikteyiz" sloganı attı.
Bu arada, ABD'nin yeni dış politika hamleleri ve İsrail'in sınır ötesi operasyonları, Lübnan'ı bir barut fıçısına çevirdi. Analistler, olası bir tırmanışın sadece güneyde kalmayacağını, başkentte bile iç çatışmalara yol açabileceğini söylüyor. BM Güvenlik Konseyi'nde dönen silahsızlanma çağrıları da Beyrut'ta yankı bulmuyor; zira direniş cephesi, "güvenlik ancak güçle sağlanır" tezini masaya koyuyor.
Lübnan ordusunun tarafsız kalma çabaları bile yetersiz kalırken, Tahran ve Şam'dan gelen lojistik destekler dengeleri direniş lehine çeviriyor. Bu denklemde, ABD-İsrail ikilisinin baskıları ters tepebilir; Lübnan halkı, işgalci güçlere karşı kenetlenmeyi sürdürüyor.
yorumunuz