15 Temmuz 2025 - 17:34
İran’ın Füze Gücünün Arkasındaki Liderlik: Şehit Hacızade ile Söyleşi

İran İslam Cumhuriyeti’nin son 12 günlük çatışmalarda Siyonist rejime karşı kazandığı zaferin ardından, Hava-Uzay Kuvvetleri’nin merhum komutanı Şehit Tuğgeneral Emirali Hacızahe ile yapılmış, daha önce yayınlanmamış bir söyleşi ortaya çıktı. 2020 yılında Liderlik Ofisi tarafından gerçekleştirilen bu söyleşide, Hacızahe, İran’ın füze gücünün gelişiminde İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamaney’in liderliğinin kritik rolünü anlattı.

Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA: İran İslam Cumhuriyeti’nin füze teknolojisindeki küresel başarısı, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamaney’in stratejik vizyonu ve liderliğiyle mümkün oldu. Hava-Uzay Kuvvetleri’nin merhum komutanı Şehit Tuğgeneral Emirali Hacızade ile 2020 yılında Liderlik Ofisi tarafından gerçekleştirilen söyleşide, bu süreç ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Hacızade, İran’ın savunma gücünün gelişiminde Rehber’in rolünü, genç nesillerin katkısını ve füze teknolojisindeki hassasiyet vurgusunu anlattı.

Hacızade, söyleşiye Hava-Uzay Kuvvetleri’nin genç yapısını vurgulayarak başladı: “Herkes füze endüstrisinin 1984’ten beri, yani 37 yıldır devam ettiğini düşünüyor ve bir grup yaşlı insanın bu başarıyı elde ettiğini sanıyor. Oysa Hava-Uzay Kuvvetleri’nde çalışanların ortalama yaşı 33, komutanların ise 35-40 arasındadır.” Bu genç kadro, üniversiteler ve bilgi temelli şirketlerle iş birliği yaparak İran’ın savunma gücünü dünya çapında bir seviyeye taşıdı.

Ayetullah Hamaney’in askeri liderliği, yalnızca genel bir yönetim değil, aynı zamanda uzmanlık ve derin bir anlayış gerektiriyor.Hacızade, Rehber’in son 30 yılda İran’ı düşman tuzaklarından koruduğunu belirtti. Örneğin, 1991 Kuveyt Savaşı’nda birçok kişi İran’ın Saddam Hüseyin’in yanında yer alması gerektiğini savunurken, Ayetullah Hamaney bu tuzağı fark ederek İran’ı tarafsız tuttu. Hacızade, “Rehber, iki tarafın da batıl olduğunu gördü ve ülkeyi bu tuzaktan kurtardı,” dedi. Benzer şekilde, Suriye ve Irak’ta İŞİD ve tekfiri grupların yükselişi sırasında, bazıları İran’ın müdahale etmemesi gerektiğini savundu. Ancak Rehber’in kesin talimatıyla İran bu bölgelere müdahale etti. Hacızade, “Eğer orada savaşmasaydık, Tahran’da, Kirmanşah’ta veya Hamedan’da savaşmak zorunda kalırdık,” diyerek bu kararın önemini vurguladı.

Rehber’in liderliği, kriz yönetiminin ötesine geçerek silahlanma ve yerli üretimde de belirleyici oldu. Hacızade, 1984’te Libya’dan alınan sınırlı sayıda füzenin iki tanesinin tersine mühendislik için ayrıldığını anlattı. Savaş koşullarında bu zor karar, Ayetullah Hamaney’in o dönemde cumhurbaşkanı olarak verdiği destekle alındı. Rehber, füze üretim tesisinin temelini attı ve yerli üretimin önemini vurguladı. Hacızade, bir anısını paylaşarak, “Ayetullah Hamaney, tersine mühendislik çalışmalarının yavaş ilerlemesinden endişe duyuyordu. Şakayla, ‘Bu füzeleri çabuk açmazsanız, birileri gelir bunları da ateşler!’ demişti,” diye aktardı.

1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle ucuz füze satın alma fırsatı doğduğunda, herkes bu alımı desteklerken Ayetullah Hamaney karşı çıktı. Hacızade, “O dönemde 2,5 milyon dolara aldığımız füzeleri 10 bin dolara, 3 milyon dolara aldığımız fırlatma rampalarını 100 bin dolara sunuyorlardı. Ama Rehber, yerli üretimin durmaması için bu alımı yasakladı,” dedi. Bu karar, İran’ın füze teknolojisinde bağımsız bir yol izlemesini sağladı ve bugünkü başarıların temelini attı. Hacızade, o dönemde bu kararın önemini tam anlamadıklarını, ancak yıllar sonra Rehber’in vizyonunun ne kadar kritik olduğunu fark ettiklerini belirtti.

İran’ın askeri gücü, sadece teknolojik değil, aynı zamanda manevi ve ideolojik bir başarıyla şekillendi. Hacızade, Silahlı Kuvvetler’in cesaret ve mücadele ruhunun, Ayetullah Hamaney’in düzenli toplantılar ve eğitim programlarıyla güçlendiğini ifade etti. Rehber, haftalık toplantılarla komutanlarla bir araya gelerek personelin moralini ve hazırlığını artırdı. Hacızade, “Bu toplantılar sabittir, asla eksilmez. Rehber, bir günü tamamen askerlere ayırır,” dedi. Bu süreç, İran ordusunu bölgesel değil, küresel bir güç haline getirdi. Bugün İran, yerden yere füzeler, insansız hava araçları, radarlar, elektronik savaş sistemleri ve hava savunma sistemlerinde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor.

Hacızade, İran’ın füze teknolojisindeki başarısında genç nesillerin rolüne özellikle vurgu yaptı. Hava-Uzay Kuvvetleri, üniversiteler ve bilgi temelli şirketlerle iş birliği yaparak gençlerin potansiyelini değerlendirdi. “Başarılarımız, sadece Hava-Uzay Kuvvetleri’nin değil, tüm ülkenin ortak çabasıyla gerçekleşti,” diyen Hacızade, gençlere güvenilmesi durumunda her alanda ilerlemenin mümkün olduğunu belirtti. Rehber’in “sanayi-üniversite iş birliği” vurgusunun bu başarıda kilit rol oynadığını ekledi.

Ayetullah Hamaney’in füze teknolojisindeki özel bir talimatı, hassasiyet önceliğiydi. Hacızahe, başlangıçta bazı komutanların hassasiyete gerek olmadığını düşündüğünü, ancak Rehber’in bu konudaki ısrarının önemini anlattı. “Bir tonluk savaş başlığı kullanıyorsak, 200 metre sapma önemli değil sanıyorduk. Ama Rehber, hassasiyetin kritik olduğunu vurguladı,” dedi. Bu vizyon, İŞİD’a karşı operasyonlarda ve Ain el-Esed üssüne düzenlenen saldırıda kendini gösterdi. Hacızahe, “Dünya, İran’ın belirlediği hedefleri tam isabetle vurduğuna tanık oldu,” diyerek bu başarının küresel çapta takdir edildiğini belirtti.

Hacızade, İran’ın bugünkü askeri gücünü, 1988’deki savaş sonuyla karşılaştırarak çarpıcı bir tablo çizdi. Savaşın sonunda İran, sınırlı ve eski teknolojiye sahip ekipmanlarla mücadele ederken, bugün küresel çapta rekabet edebilen bir güce sahip. Hacızade, “Savaş sonrası ordumuz teknolojik olarak geriydi. Ama son 30 yılda, ağır yaptırımlara rağmen, dünya çapında bir seviyeye ulaştık,” dedi. Bu ilerleme, Rehber’in belirlediği yol haritası, önceliklendirme ve liderliğiyle mümkün oldu.

Rehber’in liderliğindeki bir diğer önemli yön, insansız hava araçları (İHA) teknolojisiydi. Hacızade, Karabağ Savaşı’ndan sonra birçok ülkenin İHA’ların önemini fark ettiğini, ancak İran’ın bu alanda yıllardır çalıştığını belirtti. “Bir 30 bin dolarlık İHA, 300 milyon dolarlık bir S-300 sistemini yok edebilir,” diyerek İHA’ların etkisini vurguladı. Ayetullah Hamaney’in bu alandaki öngörüsü, İran’ı İHA teknolojisinde dünyanın ilk beş ülkesi arasına taşıdı.

Hacızade, Ayetullah Hamaney ile yaptığı görüşmelerden unutulmaz anılar da paylaştı. Rehber’in toplantılara titizlikle hazırlandığını, raporları detaylı bir şekilde incelediğini ve geçmiş kararları hatırlatarak stratejik bir vizyon sunduğunu anlattı. Bir keresinde, “Hava-Uzay Kuvvetleri’nden memnun musunuz?” diye sorduğunda, Rehber, “Tüm Devrim Muhafızları’ndan memnunum, ama Hava-Uzay Kuvvetleri’nden özellikle memnunum,” yanıtını vermişti. Bu, Hacızade için en tatlı anılardan biriydi.

Söyleşinin sonunda Hacızade, Ayetullah Hamaney’in liderliğinin İran’ı bir bölgesel güçten küresel bir aktöre dönüştürdüğünü vurguladı. Rehber’in askeri, ekonomik ve kültürel alanlardaki vizyonunun, tüm yöneticiler tarafından dikkate alınması gerektiğini belirtti. “Eğer bu vizyonu uygularsak, ülkemiz bir gül bahçesine döner,” diyerek sözlerini tamamladı. Hacızade’ye göre, füze endüstrisindeki başarının sırrı, hedefe sadakat, ekip çalışması ve gençlere güvenmekti. “Hareket bireysel değil, kolektif olmalı. Komutanlar, ekibiyle konuşarak, fikir alışverişinde bulunarak başarıyı sürdürülebilir kılar,” dedi.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha