Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cuma günü bir araya geldi. Bu görüşme, dünya basınında ve siyasi çevrelerde geniş yankı buldu ve birçok kişi tarafından küresel güç dengelerindeki değişimin işareti ve Washington’un rolünün sınandığı bir dönüm noktası olarak yorumlandı.
Ancak görüşme herhangi bir somut sonuç vermedi. Bu durum, Ukrayna savaşının mevcut durumu ve Trump’ın yaklaşımı hakkında yeni analizleri gündeme getirdi.
Bu bağlamda, Chicago Üniversitesi’nde görev yapan ve realizm ekolünün tanınmış teorisyeni Prof. John Mearsheimer, Alaska’daki görüşmenin detaylarını ve Ukrayna savaşını değerlendirerek şunları söyledi:“Bu savaş Rusya için bir varoluş savaşıdır ve Amerika, yanlış kararlarıyla kendini İran gibi ülkelerle maliyetli savaşların içinde buldu.”
Mearsheimer, Putin’in Avrupa ve ABD’nin Ukrayna’da geçici ateşkes talebine karşı çıkmasına atıfla şöyle dedi:“Putin, Alaska’daki zirvede olağanüstü bir duruş sergiledi. Tek yapması gereken buydu: toplantıya katılmak ve Trump’a karşı diplomatik, akıllıca ve profesyonel bir tutum takınmak.”
Mearsheimer, Putin’in açıkça ateşkese karşı çıkmasından sonra Trump’ın da geri adım attığını belirterek, “Artık Trump da barış istiyor. Ruslar Batı’nın amacını tamamen biliyor ve Ukrayna’ya yeniden silahlanma ve toparlanma fırsatı tanımak istemiyor. Onlar için Ukrayna’nın NATO üyeliği varoluşsal bir tehdittir” dedi.
Rusya’nın şartlarını şöyle sıraladı:
1. Rusya'nın kontrol ettiği dört Ukrayna eyaleti ve Kırım'ın resmen tanınması,
2. Ukrayna’nın tarafsız bir ülke haline gelmesi,
3. Ukrayna ordusunun saldırı kapasitesinin ortadan kaldırılması.
Mearsheimer bu koşulların Batı için "kabul edilemez" olduğunu ve bu nedenle barış anlaşmasının “imkânsız” olduğunu vurguladı.
Trump’ın pozisyonundan geri adım attığını ve Ukrayna’nın kendi kararını vermesine izin verdiğini söyleyen Mearsheimer şöyle devam etti:“Trump artık bu savaşı sona erdiremeyeceğini fark etti. Ayrıca Rusya’ya yönelik ikincil yaptırımlar fikrinden de geri adım attı.”
Ukrayna’nın doğu ve güneyindeki dört bölgenin Rusya’nın kontrolünde kalmasının “Ukrayna topraklarının %20’sinin kaybı anlamına geldiğini” ve bu durumun Kiev için bir trajedi olduğunu belirtti.
Mearsheimer şöyle ekledi:“Ukrayna'nın kaderi mühürlenmiş gibi görünüyor. Zelenski muhtemelen Rusya’nın şartlarını kabul etmek zorunda kalacak. Akıllıca bir adım, bu yenilgiyi kabul etmektir. Ancak sadece Ukrayna değil, Batı da bu yenilgiyi kabul etmeye hazır değil. Bu da çatışmayı daha büyük bir savaşa dönüştürebilir.”
Amerikalı profesör ayrıca İsrail’in İran’a karşı yürüttüğü savaşa Amerika’nın katılımına da değinerek şunları söyledi:“İsrail’in İran’a karşı savaşında ABD’nin birçok hava savunma füzesi stoğu tükendi. Tel Aviv, Biden döneminde iki kez ABD’yi savaşa sürüklemeye çalıştı ama Biden bu savaşa girmedi ve bu akıllıca bir karardı. Ancak Trump, tamamen aptalca bir şekilde İran’a karşı savaşa girdi ve şimdi ABD’yi bu batakta bırakmış durumda.”
Mearsheimer son olarak şöyle dedi:“ABD şu anda kriz içinde. Bir yandan Gazze’deki soykırımda doğrudan ortak, diğer yandan bu gerçeği kabul etmeyenler bile büyük bir katliamın yaşandığını itiraf ediyor. Bu nedenle, stratejik ve ahlaki olarak, Trump yönetiminin eylemleri birçok insanı hayal kırıklığına uğrattı ve endişelendirdi.”
yorumunuz