Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Zirvenin Detayları ve İlk Tepkiler
Avrupa Yahudi Rabbilerinin 70. yıldönümü zirvesi, 3–6 Kasım 2025 tarihleri arasında Baku’da gerçekleşecek. Zirveye Avrupa’nın dört bir yanından 500’den fazla Yahudi rabbi ve muhtemelen İsrail’den temsilciler katılacak. Konferans başkanı Rabbi Pinchas Goldschmidt, Baku’yu “uygun ve onurlu bir yer” olarak nitelendirirken, Azerbaycan ile Yahudi toplumu arasındaki tarihi dostluk bağlarına vurgu yaptı.
Azerbaycan-İsrail ilişkileri son yıllarda benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Azerbaycan Havayolları AZAL, Tel Aviv’e haftada 14 uçuş gerçekleştiriyor ve Arik Israeli şirketi Ekim’den itibaren haftada üç uçuşla faaliyet göstermeye başladı. Azerbaycan, İsrail’in petrol ihtiyacının yarısını sağlıyor ve 5 milyar doları aşan savunma ekipmanı (özellikle insansız hava araçları) satın alarak İsrail’in Kafkasya’daki stratejik ortağı konumuna geldi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı temsilcisi Elchin Amirbeyov, zirveyi “Azerbaycan’da güvenlik ve barış işareti” olarak tanımladı.
İran’dan sert tepkiler geldi. İran liderinin uluslararası danışmanı Ali Ekber Velayeti, zirveyi “İslama ve Şii itibarına karşı” olarak nitelendirdi ve Azerbaycan’ın Abraham Anlaşması’na katılımının habercisi olabileceğini belirtti. İran medyası ise bunu “İslam dünyasında Siyonizm’in nüfuz projesi” olarak yorumladı.
İsrail’in Kafkasya’daki Nüfuzu: Ekonomiden Güvenliğe
1990’lardan bu yana İsrail, Azerbaycan’ı “Orta Asya’ya kapı” ve “İran’ı izleme üssü” olarak görüyor. Bu nüfuz, Ben Gurion doktrini temelinde ekonomik, askeri ve kültürel boyutlar taşıyor. Azerbaycan, İsrail’e petrol ihracatında Rusya’dan sonra ikinci sırada ve İsrail silahlarının yüzde 70’ini alan en büyük müşteri konumunda. 2020 Karabağ Savaşı’nda İsrail dronları Azerbaycan’ın zaferinde kritik rol oynadı.
Kafkasya’daki bu etkinin stratejik amacı, Filistin krizini kuzeye taşımak. Rabbiler zirvesi, “yumuşak nüfuz” aracı olarak, Azerbaycan’ın Şii kimliğini zayıflatıyor ve İsrail ile ilişkilerin normalleşmesini kolaylaştırıyor. Uzmanlar, zirvenin Baku’yu Tel Aviv’in doğrudan nüfuz alanına çevirebileceğini ve Ermenistan-Azerbaycan çatışmalarının İran’a karşı baskı aracı olarak kullanılabileceğini uyarıyor.
Bölgesel Sonuçlar: İran İçin Tehdit, İsrail İçin Fırsat
Zirve, Azerbaycan’ı diğer Müslüman ülkeler için örnek teşkil eden bir model haline getirebilir ve Baku-Ankara-Tel Aviv eksenini İran karşısında güçlendirebilir. İran için, 650 km sınır komşusu olan Azerbaycan’daki İsrail nüfuzu istihbarat ve askeri tehditler doğurabilir, özellikle insansız hava araçları ile nükleer tesislerin izlenmesi açısından. 2025 Haziran’ındaki 12 günlük İran-İsrail çatışması bu kaygıları artırdı.
Toplumsal olarak, çoğunluğu Şii olan Azerbaycan halkının yüzde 90’ı ilişkilerin normalleşmesine karşı ve zirveyi “İslami kimliğe karşı” olarak görüyor. Bu durum, iç protestolar ve İran’a göç riskini artırıyor. İsrail açısından, zirvenin başarılı olması, İran çevresinde kuşatma halkasını Basra Körfezi’nden Orta Asya’ya genişletebilir.
Gelecek Perspektifi: İslam Birliği ve Kafkasya’da İstikrar için Alarm
Baku’daki Rabbiler zirvesi, bir dini etkinliğin ötesinde, Azerbaycan’ın Kafkasya’da “yıkıcı bir dönüşüm” sürecinin simgesi olarak değerlendiriliyor. ABD ve Türkiye desteğiyle gerçekleşen bu adım, bölgesel istikrarı tehdit edebilir ve İran’ı Rusya ve Çin ile doğu ittifaklarına yönlendirebilir. İslam toplumu kararlı tepki göstermezse, Abraham Anlaşması Kafkasya’ya taşınabilir ve Filistin davası zayıflayabilir. Kasım ayındaki gelişmeler, İran diplomasisi ve Şii birliği için ciddi bir sınav olacak.
yorumunuz