Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Batı medyası ve diplomatik çevrelerde uzun süredir üretilen “İran tehdidi” söylemi, yeni bir coğrafyaya taşınıyor. Özellikle Latin Amerika’da son dönemde artan propaganda faaliyetleri, Washington’un küresel algı mühendisliğinde yeni bir safhaya geçtiğini gösteriyor.
Siyasi analistler, bu yaklaşımın amacının yalnızca İran’ı izole etmek olmadığını, aynı zamanda ABD’nin etkisinden uzaklaşan Latin Amerika ülkelerini de hizaya çekmek olduğunu belirtiyor. Venezuela, Nikaragua ve Bolivya gibi bağımsız dış politika izleyen ülkelerin İran’la geliştirdiği ilişkiler, Batı medyasında “güvenlik tehdidi” olarak sunuluyor.
Lübnanlı analist Hasan el-Mukaddem’e göre, “Batı’nın İran karşıtı dili, artık Ortadoğu’daki çatışma eksenini aşmış, dünyanın her yerinde direniş çizgisini hedef alır hale gelmiştir.” El-Mukaddem, bu durumun yalnızca bir söylem değil, yeni bir psikolojik savaş biçimi olduğuna dikkat çekiyor.
Latin Amerika’daki direniş yanlısı çevreler ise bu girişimlerin, halkların bağımsızlık talebini bastırmaya dönük bir bilgi operasyonu olduğunu savunuyor. Özellikle Küba ve Venezuela’da kamuoyu, Batı medyasının İran merkezli haberlerinde kullanılan “güvenlik tehdidi” kavramının, gerçekte bölgesel dayanışmayı kırmayı hedeflediğini dile getiriyor.
Uzmanlar, Batı’nın bu stratejisiyle “direniş hattını küresel ölçekte kuşatma” planı yürüttüğünü, ancak Latin Amerika’da artan bilinçlenme ve karşı söylem üretimiyle bu planın kolay başarıya ulaşamayacağı görüşünde birleşiyor.
yorumunuz