Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- İranlı Batı Asya uzmanı Alireza Kebiri, son günlerde Avustralya’da bir Yahudi dini törenini hedef alan silahlı saldırıya ilişkin dikkat çekici bir analiz paylaştı. Kebiri, çeşitli istihbarat kaynakları, olayın zamanlaması ve kullanılan söylemler birlikte okunduğunda, “İsrail güvenlik servislerinin klasik provokasyon şablonuna” çok benzeyen bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu vurguladı.
Kebiri, “Bu tür saldırılar ilk bakışta antisemit nefret suçu gibi sunuluyor; hemen ardından medya topyekûn devreye giriyor, tüm oklar Filistin direnişine ve Müslümanlara çevriliyor. Ancak operasyonların taktik yapısı, hedef seçimi ve sonrasındaki propaganda dili, İsrail istihbaratının geçmiş dosyalarıyla neredeyse örtüşüyor” diyerek siyonist rejimi işaret etti. Ona göre amaç, Gazze ve Batı Şeria’da işlenen savaş suçlarına yönelik yükselen küresel tepkiyi bastırmak, Batı kamuoyunu yeniden “mağdur İsrail” çizgisine çekmek.
Uzman, saldırının, Avrupa ve Avustralya’da Filistin’le dayanışma eylemlerinin büyüdüğü, üniversite kampüslerinde boykot çağrılarının güçlendiği bir döneme denk gelmesine de dikkat çekti. “Her seferinde aynı senaryo: Direniş yükselir, sokaklar Filistin bayraklarıyla dolar, sonra bir yerde ‘şok edici’ bir saldırı ve anında söylem değişimi. Bunu tesadüfle açıklamak saflık olur” diyen Kebiri, Batılı hükümetlerin de bu oyunlara isteyerek göz yumduğunu söyledi.
Kebiri’ye göre, İsrail güvenlik aygıtı bu tür eylemlerle iki hedefi aynı anda kovalıyor: Hem kendi iç kamuoyuna “dünya bize karşı, daha sert vurmamız meşru” mesajı veriyor hem de dışarıda Filistin’e destek veren sesleri baskılamak için yeni güvenlik yasalarının önünü açıyor. “Bu saldırının arka planı şeffaf biçimde soruşturulmadıkça, deliller uluslararası ve bağımsız heyetlerce incelenmedikçe gerçek failler ortaya çıkmaz” uyarısında bulunan uzman, dünya medyasını da “İsrail anlatısını sorgusuz sualsiz tekrar etmekten” vazgeçmeye çağırdı.
Kebiri, son olarak, “Filistin direnişi bu kirli senaryolarla lekelenecek bir hareket değildir. Gazze’de çocuklar ölürken, Avustralya’da ‘güvenlik’ bahanesiyle direnişi şeytanlaştırmak, işgalcinin ekmeğine yağ sürmektir. Bölge halkları bu oyunları artık görüyor” diyerek sözlerini tamamladı.
yorumunuz