Uluslararası Ehlibeyt (a.s)Haber Ajansı -ABNA- İmam Hâdî aleyhisselamın ilahî şahsiyeti, ahlaki otoritesi ve toplum içindeki derin etkisi, Abbasi yönetimi açısından hiçbir zaman tolere edilebilir olmadı. Halifelerle işbirliğini reddeden, zulmü meşrulaştıracak hiçbir adım atmayan bu duruş, saray çevrelerinde giderek büyüyen bir korkuya dönüştü. İmam’ın sessiz ama kararlı mücadelesi, Abbasi iktidarının dayandığı sahte meşruiyeti sarsıyordu.
Özellikle âlim kimliğiyle öne çıkan yönetici elitler, İmam Hâdî’nin halk nezdindeki güvenilirliğini ve manevi liderliğini ciddi bir tehdit olarak gördü. Baskı, gözetim ve tecrit politikalarıyla sonuç alamayan rejim, her zaman başvurduğu yönteme yöneldi: suikast. Abbasi halifesi Mu’tezz döneminde alınan kararla, İmam Hâdî aleyhisselam hicri 254 yılında, Receb ayının üçüncü gününde zehirlenerek şehit edildi.
Bu cinayet, yalnızca bir şahsın ortadan kaldırılması değil; adalet, hakikat ve direniş çizgisinin susturulma girişimiydi. Ancak tarih bir kez daha gösterdi ki, zulümle işlenen cinayetler ilahî mesajı yok edemez. İmam Hâdî aleyhisselam, Samerra’da kendi evinde toprağa verilse de, bıraktığı miras bugün hâlâ zalim iktidarların korkulu rüyası olmaya devam ediyor.
Abbasi zulmü, bir bedeni ortadan kaldırabildi; fakat direniş çizgisini, ahlaki otoriteyi ve hakikatin sesini susturmayı başaramadı.
--------------
Adı :ALİ
Künyesi: Ebu`l Hasan
Lakabı :Hadi
Baba adı : Muhammed
Anne adı: Semane
Doğum yeri: Medine
Doğum tarihi: 15 Z.Kade 212 hk.
Peygamber’e (s.a.a) olan yakınlığı: Torunu
Şehadet yılı :3 Recep 254 hk.
Şehadet yeri : Samirra (Irak)
Şehadet sebebi : Abbasi halifelerinden Mutazz’ın zehirlemesi
Çocukluk dönemi
İmam Hadi (as) kendi hayatı boyunca Abbasi halifelerinden yedi tanesini gördü. Onlar, Me’mun, Mu’tasım, el- Vasık, Mütevekkil, Muntasir, Mustain ve Mu’tazz’dırlar. 220. yılında Mu’tasım’ın zamanında değerli babası Bağdat’ta zehirlenip şehit edildiğinde, İmam sekiz yaşında ve Medine’de idi ve Allah’ın tayini ve mübarek önceki İmamların tanıtması üzerine imamet makamına ulaştı. Mütevekkil’in zamanına kadar dini eğitimlerle meşgul idi.
İmamet dönemi
Mütevekkil’in hükumeti döneminde İmam Hâdî aleyhisselam’ı o zalimin emriyle Medine’den o dönemde Abbasilerin hükumet merkezi olan Samerra’ya götürdüler ve İmam aleyhisselam hayatının sonuna kadar orada kaldı. İmam, Mütevekkilin ve diğer Abbasi halifelerinin çeşitli işkence ve saygısızlıklarına maruz kaldı.
Mu’tasım hicretin 227’sinde Samerra’da ölünce yerine oğlu Vasık geçti; o da babası Mu’tasım ve amcası Me’mun’un düşüncelerini sürdürdü. Vasık da İslam adına(!!!) hilafet süren diğerleri gibi ayyaş ve sarhoş biriydi; bu işte aşırı giderek daha fazla lezzet almak için özel ilaçlar bile alıyordu; nihayet aldığı o ilaçlar hicretin 232’sinde Samerra’da ölümüne neden oldu.Vasık’ın Aleviler’e karşı davranışı sert değildi. Bu nedenle onun zamanında Aleviler ve Ebutaliboğulları onun zamanında Samerra’da toplandılar ve nisbî bir rahatlı yüzü gördüler. Fakat Mütevekkil’in döneminde dağıldılar.
Vasık’tan sonra Abbasilerin en çirkin ve en cani çehrelerinden olan kardeşi Mütevekkil hilafete geçti. İmam Hâdî aleyhisselam’ın diğer Mütevekkil’le Abbasî halifelerinden daha çok aynı asırda yaşamıştır; İmam aleyhisselam onunla dört küsur yıl aynı asırda yaşamıştır. Bu süre İmam aleyhisselam ve takipcilerinin hayatının en zor dönemi sayılmaktadır; çünkü Mütevekkil Abbasi halifelerinin en kafiri, en kötüsü ve en reziliydi. Müminlerin Emiri Hz. Ali aleyhisselam , ailesi ve takipçilerine karşı büyük bir kin besliyordu; onun hükumeti döneminde Alevilerden bir grup zehirlenmiş, öldürülmüş veya avare edilmiştir.
Şehadeti
İmam’ın ilahî şahsiyeti, toplumsal konumu ve yine menfi mücadelesi ve halifelerle işbirliği yapmaması alim yöneticiler için endişelendirici ve korkutucuydu. Abbasiler bundan sürekli rahatsızlık duyuyorlardı ve sonunda tek çareyi Allah’ın nurunu söndürmek ve o hazreti öldürmek olarak gördüler. Böylece, İmam Hâdî aleyhisselam da değerli babaları gibi kendi eceliyle ölmedi; Abbasi halifesi Mu’tezz’in hilafeti döneminde hicretin 254. yılında, Receb ayının üçüncü günü zehirlenerek öldürüldü ve Samerra’da, kendi evinde toprağa verildi.
yorumunuz