Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA-
VAZİFEYE AMEL ETMEK
41- Ey benim azizlerim! Devamlı vazifenize amel etme düşüncesinde olunuz. Hangi elbisede, hangi makamda veya kimle olursanız olun ne birisine yağcılık yapın ne de başkalarından sizin hakkınızda yağcılık adına övücü şeyler söylemesini bekleyin.[1]
42- Ey benim azizlerim! Kalbinizi sağlam tutunuz. Gençliğinizin her anında, tüm detaylarında ve işlerinizde bu şekilde olunuz ki yaşlandığınızda da öyle olabilesiniz.
43- Ey benim azizlerim! Küçüklüğünüzden itibaren bunu aklınızdan çıkarmayın ki tüm kudretler Hakk’ın (Allah’ın) inayeti elindedir. Eğer Allah istemese hiç kimse bana zarar veremez. Ben vazifeme amel etmeliyim. Velev dünya bana düşman olsun. Eğer böyle olursanız bir makama veya başkanlığa ulaşırsanız veya büyük bir vazife karşınıza çıkarsa onu yerine getirmekten çekinmezsiniz.
44- Ey benim azizlerim! Beşer için bir ölüm yazılmıştır. Acaba vazife yolunda ölmek mi daha iyidir? Yoksa vazifenin aksine hareket edilen yolda mı?
MEŞVERET-İSTİŞARE
45- Ey benim azizlerim! Her konuda ehliyle istişare etmekten kaçınmayın.[2]
46- Ey benim azizlerim! Korkak ve hevâ ve heveslerine kapılmış insanlarla meşveret etmeyiniz.[3]
EVLİLİK
47- Ey benim azizlerim! Evlilik konusunda karşı tarafın asaletine bakınız. Başka yönleri fazla düşünmeyiniz. Eğer asalet, necabet (asalet) ve diğer yönlerin olduğu birini bulursanız ne güzel, eğer bulamazsanız asalet önceliklidir.[4]
48- Ey benim azizlerim! Kızlarınız evlendikten sonra kocalarına karşı vazifelerini yerine getirmelidirler. Hakeza erkekler de eşlerine karşı vazifelerini yerine getirmelidirler. Çiftin, karı-koca ilişkisi gibi birbirlerine karşı binlerce vazifeleri vardır. Bu konu hakkında yazılan kitaplara müracaat edip bu konuları öğreniniz.

İSTİKRAR VE AZİM
49- Ey benim azizlerim! İşlerinizde istikrar ve devamlılığı bir binek olarak karar kılınız. Bu bineğe bindiğiniz sürece menzile yetişirsiniz ve eğer böyle olmazsa topal ayakla uhrevi ve dünyevi işlerinizde nasıl menzile yetişebilirsiniz ki?
50- Ey benim azizlerim! Her ne kadar iş ve gaye büyük ve şerif olursa istikrar ve azim de o oranda daha çok olmalıdır.
51- Ey benim azizlerim! Dünyevi, uhrevi ve manevi işlerde başarılı olduğunuz zaman biliniz ki Allah sizi başarılı kılmıştır. Çünkü istikamet etmiş ve Allah da size yardım etmiştir. Eğer istikamet etmeseniz amelde Allah’a şöyle demiş olursunuz: “Bana verdiğin şeyleri ben istemiyorum.”
52- Ey benim azizlerim! Elbette unutmamak gerekir ki istikamet, istikrar ve azimli olduğunuzda karşınıza birçok zorluklar, engeller, sıkıntılar ve yanıp tutuşmalar çıkacaktır. Fakat istikrarınızdan taviz vermez ve hedefinize ulaşırsanız hepsi size tatlı gelecek ve hepsini unutacaksınız.
53-Ey benim azizlerim! Her işinizde sabırlı ve tahammüllü olunuz. Allah sabredenlerle beraberdir. Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz? Yani; Allah herkesle birliktedir ama sizinle (sabırlılarla) daha farklı birliktedir.
54- Ey benim azizlerim! Sabırlı ve istikrarlı insanlarla oturup kalkmanızın size çok faydası vardır. Aynı şekilde sabırsız ve istikrarsız kimselerle oturup kalkmanızın size çok zararı vardır.

MURAKABE VE MUHASEBE
55- Ey benim azizlerim! Eğer yapabilirseniz her gün kendiniz için bir saat veya en azından beş dakika vakit ayırınız. Böylelikle ne olduğunuz, ne için olduğunuz ve nereye gideceğiniz ortaya çıkmış olsun. Böylece ömrünüzü gaflet içinde geçirmeyesiniz.
56- Ey benim azizlerim! Murakabe, muhasebeyi tüm amel, söz ve davranışlarınızda gözetiniz. Yılda veya ayda bir kere değil, tam tersi her gün bir defa -eğer her saatte bir defa muhasebe ve her an murakabe demiyorsak da- gereklidir. Aslına bakacak olursanız insanın her saat ve her an murakabe ve muhasebe yapması gerekir.[5]
57- Ey benim azizlerim! Eğer nefsinizi özgür bırakır, ona dikkat etmezseniz, amellerinizi hesaba çekmez ve ömrünüzü gaflet içinde geçirirseniz kötü akıbetten korkmanız gerekir.
MAKAM SAHİPLERİNE NASİHATLERİ
58- Ey benim azizlerim! Bir topluma başkan veya yönetici olduğunuz zaman kendinizi onların hizmetçisi biliniz efendisi değil…[6]
59- Ey benim azizlerim! Bir şehrin alimi olduğunuzda bulunduğunuz makamın vazifelerini yerine getirmeniz gerekir. Nasıl olursa olsun insanların ihtiyaçlarını karşılamanız ve sorunlarını gidermeniz gerekir.
60- Ey benim azizlerim! Eğer konuşmacı ve hatip iseniz topluluğun yüzüne bakınız ve topluluğun gerektirdiği şekilde hakikatleri söyleyiniz. Sakın ola minbere giderek ilminizle maddiyatınızı temin etmek peşinde olmayınız. Bulunduğunuz makamda çok büyük vazife ve sorumluluk sahibi olduğunuzu unutmayınız.
61- Ey benim azizlerim! Eğer talebe ve öğrenciyseniz dersinizin peşinde olun. Aynı zamanda islami ahlaktan faydalananın. Sadece okuma fikrinde olmayınız öğrendiklerinizi amele dökmeye çalışınız.
62- Ey benim azizlerim! Eğer esnaf ve işadamıysanız ticari vazifelerinizi öğreniniz. Ondan sonra vacip ve müstehap hak ve hukuklara amel ediniz.
63- Ey benim azizlerim! Eğer iş sahibi veya işçiyseniz çalıştığınız işin hakkını vermeye çalışınız ve elinizin altında çalışanların hak ve hukukuna riayet ediniz.
64- Ey benim azizlerim! Eğer gençliğinizde[7] nefisle cihat ve ahlakınızın ıslah ve tezkiyesiyle uğraşıp mal, makam, para ve diğer kötü ahlaki sıfatları kendinizden uzaklaştırmışsanız, yukarıda söylenenler sizin için geçerli değildir.
65- Ey benim azizlerim! İnsanın bulunduğu makam ve mevkinin Allah tarafından kendisine verildiğini bilmesi gerekir. Öyleyse Allah’ın razı olmadığı şeyleri yapmayınız.

ALLAH’A TEVECCÜH ETMEK
66- Ey benim azizlerim! Üstü kapalı diyorum ki güzel ve kötü davranış ve ahlak muvahhit olup olmamaktan kaynaklanmaktadır. Eğer kendinizde çirkinlik ve ahlakdışı davranış görürseniz iyi bilin ki tevhit ve Allah’a tapma sizde yoktur. Sadece dille söylemişsiniz.
67- Ey benim azizlerim! Dünya gafletlerinden kurtulmak istiyorsanız her zaman ölümü hatırlayınız[8] ve eğer yüce Melekutî makamlara ulaşmak istiyorsanız Allah’ı hiçbir zaman unutmayınız. Ya Allah’ın sizin amellerinizi gördüğünü veya sizin Allah’ı gördüğünüz gibi amel ediniz.[9]
68- Ey benim azizlerim! Bilahare bir gün bizi bu bağlılıklarımızdan ve gönül verdiğimiz şeylerden ayıracaklar ve götüreceklerdir. Ve şairin dediği gibi:
‘Allah’ı görecek gözü perdeleyen bir ömür
Başka bir ömür gelmeli ki bu perdeleri yırtmak için’
Bizler her gün gaflet perdesinin üstüne yeni bir perde örtmekte ve durmadan bir önceki bağlılıklarımıza başka yeni bağlılıklar kazandırmaktayız. Mal, makam ve başka şeylerin her biri ruhumuzu bağladığımız zincirlerdir. Ölüm meleği geldiğinde 60 veya 70 yılda boynumuza bağladığımız şeyleri bir anda kesip atacak. Bu bizim için çok zordur. Açmak istemediğimiz bu şeyleri bağlamasak daha iyidir. Veya ayrılmanın zor olmayacağı şekilde bunlara bağlanalım.
69- Ey benim azizlerim! Hiçbir işe etraflıca fazla düşünüp meşveret etmeden başlamayınız. İşin büyüklüğü, onu etraflıca fazla düşünmeyi gerektirir.
70- Ey benim azizlerim! Bir iş, kişi veya kendiniz için adım attığınızda niyetiniz bireysel, toplumsal veya amelî vazifeyi yerine getirmek olmalıdır.
71- Ey benim azizlerim! Herkesin hayat ve yaşamının sermayesi Allah’tır öyleyse bu paha biçilmez sermayeyi elden vermeyiniz. Aksi takdirde yolda kalırsınız.[10]
HAK VE HAKİKATİ TANIMAK VE İŞLERDE DÜŞÜNMEK
72- Ey benim azizlerim! Bugün toplumda alevlenen yangın yaşı da kurunun yanında birlikte yakmaktadır. Bu ateşin bir parçası ve kıvılcımı olmaktan uzak durunuz. Her zaman hak ve hakikatin yanında ve onun yardımcısı olunuz. İyiliği emredip kötülükten alıkoymak esasının uygulayıcısı olunuz. Kendiniz de onlardan ve günahkârlardan olmayınız.[11]
73- Ey benim azizlerim! Allah, sizlerin doğru ve yanlışı ayırt edebilmeniz için sizlere akıl vermiş ve böylelikle diğerlerinden ayrıcalıklı kılmıştır. Öyleyse aklınızın nefsi isteklerinizin ayakları altında kalarak ezilmesine izin vermeyiniz ki bir daha ondan faydalanamazsınız.[12]
74- Ey benim azizlerim! Yüce Allah, akıllarınız hevâ ve hevesleriniz karşısında yenildiğinden dolayı sizlere lütufta bulunarak Peygamberler gönderdi. Peygamberler, insanları fıtrata hidayet etmenin yanında akla aykırı işlerden sakındırmak için gönderildi.[13]
75- Ey benim azizlerim! Yüce Allah beşere, iyiden kötüyü, hayırdan şerri, yaşamla meadını (ölümden sonra dirilmek) ve fıtratına aykırı yanlış yola gitmemesi için akıl lütfetmiştir.
76- Ey benim azizlerim! İnsan aklıyla Allah’ı tanıyabilir ama arif olamaz. Bundan dolayı batıni ve zahiri hüccete sarılarak hayırla şerri birbirinden ayırıp kulluk vazifelerini yerine getirmek gerekir. İnsan ancak bu şekilde fıtrata doğru hidayet olur ve ona yol bulur.
77- Ey benim azizlerim! Aklı sadece haram yiyecek ve içecekler azaltamaz. Makam, mal, çocuk sevgisi ve diğer bağlılıklar aklın etkisini azaltmak için çok etkilidir.[14]
DÜNYADAN FAYDALANMAK VE ALLAH’I HATIRLAMAK
78- Ey benim azizlerim! Dünya devamlılık yurdu değildir, bir geçiş yeridir. İhtiyaçlarınızı karşılayacak bir geçiş yeridir öyleyse bu güzergâha kalbinizi bağlayın.[15]
79- Ey benim azizlerim! Dünya ve ahiret seni Allah’ı anmandan gaflete sürüklerse bu manada ikisi de aynı sınıftadır. Ancak Allah’ı anmayı sana hatırlatırsa, Allah’ı hatırlayan ve zikreden için dünya ile ahiretin hiçbir farkı yoktur.
80- Ey benim azizlerim! Her dünya işinde Allah’ı yâd etmenin yolu vardır. Bu yol Melekûti insanlar için de aynıdır fakat fazlasıyla.
Devam edecek…
ABNA24.COM
.....................................................................................................
İLGİLİ MAKALELER
Allah’ın Veli Kullarından Büyük Arif Ayetullah Saâdetperver’den Öğütler
Ariflerin Sonuncusu Ayetullah Ali Saadet Perver’in hayatı (1)
Ayetullah Saadet Perver'in tarikat ehli dostlarından birine irfani mektubu
[1]-Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dalkavukluk-yağcılık yapmaktan sakının. Çünkü dalkavukluk imanın özelliklerinden değildir.” Mizanu’l-Hikmet, c.12, s.5586, h.18955.
[2]-Peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İleri görüşlülük, görüş sahibiyle meşveret edip görüşüne göre amel etmektir.” Mizanu’l-Hikmet, c.6, s.2900, h.9854.
[3]-Peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ey Ali! Korkak kimseyle meşveret etme. Zira o, zorluktan kurtuluş yolunu sana daraltır.” Mizanu’l-Hikmet, c.6, s.2902, h.9867.
[4]- İmam Hasan (a.s), kızını evlendirmek için huzuruna gelip bu konu hakkında soru soran kimseye şöyle buyurdu: “Kızını takvalı birisiyle evlendir. Çünkü o kızını sevdiğinde ona ihtiram gösterir ve kızına incindiğinde ona zulmetmez.” Mizanu’l-Hikmet, c.5, s.2256, h.7839.
[5]-Murakabe ve muhasebe İslam irfanının temel esaslarındandır. Bu konu hakkın da birçok hadis nakledilmiştir. Emirilmüminin Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Nefsini hesaba çeken kimse kusurlarını bilir, günahlarını anlar ve dolayısıyla günahlarını azaltır ve kusurlarını düzeltir.” Mizanu’l-Hikmet, c.3, s.1166, h.3850.
[6]-Peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Toplumun önderi o toplumun hizmetçisidir.” Men la Yehzuruhul’l-Fakih, c.4, s.378. Çağımız ariflerin efendisi İmam Humeyni (r.a) de devamlı şöyle buyururdu: “Bana hizmetçi demeniz rehber demenizden daha iyidir.”
[7]-Peygamber efendimiz (s.a.a) gençliğin önemi ve değeri hakkında şöyle buyurmuştur:“Allah, gençlik yıllarını kendisine ibadet ve itaatle geçiren genci sever.” Mizanu’l-Hikmet, c.6, s.2652, h.9098.
[8]-İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ölümü hatırlamak, nefsanî şehvetleri (arzuları) öldürür, gafletin köklerini kurutur, Allah Teâla'nın verdiği vaatleri (insana hatırlatarak) kalbi güçlendirir, mizacı yumuşatır, hevâ ve heves nişanelerini kırar, ihtiras ve tamah ateşini söndürür ve dünyayı (insanın gözünde) küçültür-değersizleştirir.” Mizanu’l-Hikmet, c.12, s.5680, h.19048.
[9]-Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ey peygamber, biz seni şâhid…olarak gönderdik.”Ahzâb, 45.
Peygamber efendimiz (s.a.a), Ebuzer’e şöyle nasihatte bulunmuştur: “Ey Ebuzer! Allah’a öyle ibadet et ki, sanki O’nu görüyormuşçasına; çünkü sen onu görmesen bile o seni görüyor.”
[10]-İmam Zeynelabidin (a.s) ‘Sığınanların Münacatı’nda Allah’a şöyle yalvarıyor: “Ey fakirlerin hazinesi” Mefatihu’l-Cinân. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar, siz Allah'a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız.” Fâtır, 15. İnsan yaratılış olarak Mümkünu’l-Vücud’dur. Dolayısıyla var olabilmesi için her an hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Vacibu’l-Vücud’a ihtiyacı vardır. Mütercim.
[11]-Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” Âl-i İmrân, 104. Yüce Allah başka bir ayette ise şöyle buyuruyor: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz.” Âl-i İmrân, 110.
[12]-Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Heva ve hevesinin emri altında esir olan nice akıllar vardır.” Nehcü’l-Belağa, Hikmetli Sözler 219.
[13]-Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Seçtiği peygamberlerinin dilinden gönderdiği hüccetleri ve-silesiyle birbiri ardınca her dönemde mesajlarını insanlara ulaştırmış ve insanlarla ahitleşmiştir. Peygamberimiz Muhammed (s.a.a) vesilesiyle de hüccet tamam olmuş ve hiçbir mazeret yeri kalmamıştır, günahkârlar hakkındaki tehdidi sona ermiştir.” Nehcü’l-Belağa, hutbe 1.
[14]-Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya sevgisi aklı bozar, kalbi karartır ve hikmetli sözü duymaya engel olur.” Gureru’l-Hikem, c.3, s.397. Başka bir hadiste Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya akılların sürçtüğü yerdir.” a.g.e., c.1, s.230.
[15]-Hz Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya geçici ahiret ebedidir.” Gureru’l-Hikem, c.1, s.10. Başka bir yerde şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Dünyaya zahitlerin ve ondan yüz çevirenlerin gözüyle bakın. Vallahi dünya az bir zaman sonra kendisine yurt edinenleri yok edip gider.” Nehcü’l-Belağa, s.146, h.103. Mütercim.