19 Mayıs 2014 - 10:56
Eğer insanlar Ali'nin ne zaman Emirü'l-Mü'minîn olarak adlandırıldığını…

Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Eğer insanlar Ali'nin ne zaman Emirü'l-Mü'minîn olarak adlandırıldığını bilselerdi, onun faziletini inkâr etmezlerdi. Henüz Âdem ruh ve ceset arasındayken Ali, Emirü'l-Mü'minîn olarak adlandırıldı"

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Resûlullah (s.a.a) buyurdu ki: "Ali Mü'minlerin Emiridir." (İhkâkü'l-Hak, c.15, s.222). 

Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Eğer insanlar Ali'nin ne zaman Emirü'l-Müminin olarak adlandırıldığını bilselerdi, onun faziletini inkâr etmezlerdi. Henüz Âdem ruh ve ceset arasındayken Ali, Emirü'l-Müminin olarak adlandırıldı. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 'Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Ademoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.' (A'râf, 172). Bunun üzerine melekler 'evet' dediler.' Allah-u Teâlâ da şöyle buyurdu: 'Ben sizin Rabb'inizim, Muhammed sizin peygamberiniz ve Ali de sizin veliniz ve emirinizdir.'" (Gâyetü'l-Merâm, s.87; Bihârü'l-Envâr, c.40, s.77; İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.291; İhkâkü'l-Hâk, c.4, s.275). 

Senetli bir hadiste, Resûlullah'tan (s.a.a) şöyle rivâyet edilmiştir: "Ben geceleyin semaya çıkarıldığımda, Rabb'ime iki yay kadar veya daha yakındım. Rabb'im Bana vahyetmesi gerekeni vahyetti. Sonra şöyle buyurdu: Ey Muhammed, Ali b. Ebî Tâlib'i Emirü'l-Mü'minîn diye çağır; Ben ne ondan önce başka birisini bu isimle isimlendirmişim, ne de ondan sonra." (El-Emâlî, Şeyh Tûsî, c.1, s.30). 

İmam Ca'fer-i Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakledilmiştir: "Velâyet, (Allah tarafından) indirildiğinde ve Resûlullah (s.a.a) Gadîr-i Hum'da (Müslümanlara), 'Ali'ye Emirü'l-Mü'minîn unvanıyla selâm verin' buyurduğunda, iki kişi şöyle dediler: 'Bu söz Allah'tan mı, yoksa Allah Resulü'nden mi?' Allah Resulü cevaplarında şöyle buyurdu: 'Evet, hem Allah'tan ve hem de Resulü'nden; o, hak olarak Mü'minlerin Emiri, muttakilerin imamı ve yüzü akların önderidir; Allah onu Kıyâmet gününde Sırât'ın üzerinde oturtacak ve o, sevenlerini cennete ve düşmanlarını da (cehennem) ateşine sokacaktır.'" (Bihârü'l-Envâr, c.36, s.169). 

Büreydetü'l-Eslemî'ye dayandırılan bir rivâyete göre diyor ki: "Allah Resulü (s.a.a) ashabına, Ali'yi (a.s) Mü'minlerin Emiri unvanıyla selâmlamalarını emretti. Ömer b. Hattab, 'Ya Resûlallah, bu emir Allah'tan mıdır, yoksa Allah'ın Resulünden mi?' dedi. Allah Resulü, 'Hem Allah'tandır hem de Resulü'nden' "buyurdu." (Hasâisü'l-Eimme, s.67; Keşfü'l-Yakîn, s.207; Bihârü'l-Envâr, c.37, s.311). 

İmam Ca'fer-i Sâdık (a.s), babaları kanalıyla, Resûlullah'tan (s.a.a) nakletmiştir: "Ya Ali, sen Mü'minlerin Emiri ve muttakilerin imamısın; sen vasîlerin efendisi, peygamberlerin ilminin vârisi ve gönderilmiş elçilerin en iyisinin halifesisin. Ya Ali, sen mü'minlerin mevlâsısın. Ya Ali, sen Benden sonra, bütün insanlar üzerindeki hüccetisin." (İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.241).

y.mesaj

Ekler