31 Ocak 2017 - 10:35
Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Yüksek Şura Üyesi: Şeyh İsa Kasım aslen Bahreynli bir Arap’tır.

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Yüksek Şura Üyesi, bugün sabah tefsir dersinde yaptığı önemli konuşmalarında Bahreyn olaylarını değerlendirdi.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA - Ayetullah Hadevi Tahrani, Ayetullah İsa Kasım’ın şahsiyeti hakkında şunları söyledi: Şeyh İsa Kasım bizim otuz yıllık arkadaşımızdır. O, Seyyid Kazım Hairi’nin dersine katılıyordu; o zamandan beridir onu tanıyoruz. Bahreyn’de onun evine gitmişim ve mescidinde konuşma da yapmışım.

Bahreyn’in yaklaşık olarak 700 bin nüfusu bulunmaktadır ve onların çoğunluğu Şii’dir. Ama hükümet Ehle-i Sünnet’in elindedir ve Şiilerin hükümet makamlarında hiçbir yeri yoktur.

Bahreyn Şiileri iki gruptur: Bazıları Arap soyundandır ve bazıları da Fars soyundandır. Bahreyn İran’ın bir parçası idi ve aslen Fars soyundan olanlar genelde Fars eyaletindendir. Bahreyn’in başkenti Manama’da bir mıntıka vardır ki dünyanın hiçbir yerinde bu kadar Hüseyniye yoktur ve bu sayıda Hüseyniye Manama’ya mahsustur.

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Yüksek Şura Üyesi, Bahreyn’de Şiilerin devlet makamlarında herhangi bir yeri olmadığını belirterek şöyle konuştu: Bahreyn rejimi meclis seçimlerinde de kullandığı yöntem sayesinde Şii bölgelerden çıkacak milletvekili sayısını en aza indirdi ve çoğunluğu Sünni bölgelere verdi. Neticede seçimlerin Ehle-i Sünnet azınlığın çok milletvekili çıkarmasıyla sonuçlanması ilk baştan belliydi.

Tüm dünyada vekil sayısı nüfus yoğunluğuna göre belirlenmektedir; ama Bahreyn’de seçimden önce yaptıkları plan sayesinde Şii çoğunluğun bulunduğu yoğun nüfuslu bölgelerde milletvekili sayısını en aza indirdiler.

Ben oradayken İngiltere’de yapılan bir plan ortaya çıktı; o plana göre yabancılara Bahreyn vatandaşlığı verilerek Bahreyn’in nüfus coğrafyası değiştirilecekti ve bu plan şiddetle uygulandı. Bahreyn şuanda çok sayıda yabancı vatandaşlığa kabul etmiştir ki bunların sayısı bazen 600 bin olarak söyleniyor ve onların tamamı Ehl-i Sünnet’tendir. Bu siyaset sonucu çoğunluğu Şii olan nüfus coğrafyası değişerek Sünni çoğunluğa döndü. Böylece devletin kendisi çatışma ortamını yarattı.

Bahreyn’de iki Şii hareketi mevcuttur: bu hareketlerden biri Şeyh İsa Kasım’a bağlıdır ve azınlık olan diğer grup “nizam devrilmelidir” sloganıyla ortay çıktı; bunlar Bahreyn rejiminin yıkılarak yerine yeni bir nizamın kurulmasını istiyorlar. Ama asli hareketin önderliği Şeyh İsa Kasım’dadır.

Şeyh İsa Kasım yıllar önce diğer bir grup şahsiyetler ile birlikte idama mahkûm edilmişti. O şahsiyetlerden çoğu İran’a geldi. Daha sonra genel af ilan edildi ve onların çoğu Şeyh İsa Kasım ile birlikte Bahreyn’e geri döndüler. Bahreyn’de birçok âlim vardır; ama onlardan hiçbirisi Şeyh İsa Kasım kadar halk arasında mahbup değildir.

Bahreyn’de birçoklarının vatandaşlığı ellerinden alındı. Sadece aslen Fars olanların değil aslen Arap olanların da vatandaşlıkları ellerinden alındı.

Dünyada sığınmacı olup da daha sonra vatandaşlık alanların vatandaşlıkları ellerinden alınabiliyor ve bunun bir sorunu yoktur. Ama dünyanın hiçbir yerinde asaleten bir ülkeye bağlılığı olanların vatandaşlığı alınamaz. Bahreyn diye bir ülke var olduğundan beri orada bulunan ataları orada yaşamış olan insanların vatandaşlıkları ellerinden alınıyor.

Şeyh İsa Kasım Bahreyn devletinin tüm mantıksız hareketlerine karşılık hep oldukça dengeli ve mantıklı davrandı; Şeyh Ali Salman’da uzun müddettir hapiste olmasına rağmen aynı şekilde davranmıştır. Bu iki şahsiyetin tüm mantıklı ve makul davranışlarına rağmen Bahreyn rejimi sürekli mantıksız davranışlarına devam etti. Al-i Suud ve diğer güçler ve batı basınının desteğiyle öyle bir tasvir oluşturuldu ki sanki Bahreyn’de Şii azınlık Sünni çoğunluğun karşısındadır ve İran İslam Cumhuriyeti müdahale ediyor. Hâlbuki bunların tümü yalandır. Bahreyn’de mezhep savaşı yoktur ve istekler tamamen medenidir. Ne Şii azınlıktadır ve ne de İran İslam Cumhuriyeti müdahale etmektedir.

Bahreyn Şiileri hiçbir yeri tahrip etmediler ve silahlı eylem düzenlemediler. Tamamen barışçıl bir hareket başlattılar ve bu hareket toplumun içinden çıktı ve dışarı ile hiçbir ilgisi yoktu. Aynı şekilde İran’dan hiçbir yardım almadılar ve İran’ın herhangi bir müdahalesi olmadı. Demokratik bir yöntemle demokrasi istediler. Ama en acımasız haşin yöntemlerle bastırılmaya çalıştılar. Bahreyn haberleri batı basınında çarpıtıldı ve hatta bazıları Bahreyn’de iç savaş olduğunu sanıyor. Orada asla çatışma olmadı ve İran kesinlikle müdahale etmedi; sadece manevi destekte bulundu.

ABNA24.COM

Ekler