ABD başkanı Joe Biden, Hiroşima gezisi sırasında ülkesinin 2. Dünya Savaşı'nda Hiroşima ve Nakazaki'ye karşı atom silahları kullanması ve bu iki şehrin tamamen yıkılması ve yüzbinlerce insanın katledilmesi nedeniyle özür dilemedi. Hiroşima'yı ziyaret eden ilk Amerikan başkanı olan eski Amerikan Başkanı Barack Obama gibi, Joe Biden da ülkesinin Hiroşima ve Nakazaki'ye karşı nükleer bomba kullanması nedeniyle özür dilemedi ve üstüne üstün bir de küresel barış çağrısı yaptı, ABD'nin demokrasi yalanlarını tekrarladı.
Bu anormal davranış Amerikan terörizmi ve suçu çerçevesinde değerlendirilmelidir, aksi halde bir ülkenin başkanı, ülkesi tarafından işlenmiş insanlık tarihinin en iğrenç suçlarından birinin mahallini ziyaret edip de kurbanların ailelerinden özür dilememesi nasıl yorumlanmalıdır. Acaba bu iğrenç eylem Japon ulusuna, kurbanların ailelerine ve tüm insanlığa bir hakaret değil mi? Burada komik olan şu ki, Biden nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya da diledi halbuki, ülkesi binlerce nükleer savaş başlığı biriktirdi ve daha da kötüsü bu silahları nükleer silahları olmayan insanlara karşı kullanmaktan da çekinmedi. ABD bir yandan da diğer ülkelerin işlerine karışıyor, kaynaklarını yağmalıyor, nükleer bomba içeren stratejik bombardıman uçakları ve nükleer füzelerle donatılmış denizaltıları dünyanın farklı bölgelerine gönderiyor ve üslerinde nükleer başlıklı füzeler konuşlandırıyor.
Dünyada nükleer silah kullanan ve bu silahlarla hegemonyasına, açgözlülüğe ve teröre karşı çıkanları tehdit eden tek ülke olan Amerika, bugün sözde ulusların koruyucusu konumuna gelmiştir. Bu sicili kabarık ülke kendine karşı çıkanları, muhaliflerini insanlığa karşı suç işlemekle itham ediyor ve kitle imha silahları olduğu bahanesiyle ülkeleri aç bırakmak ve boyun eğdirmek amacıyla yaptırımlar uyguluyor ve bu politika dünyada milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor. Bazı insanlar, Amerika'dan Hiroşima ve Nakazaki'ye yapılan nükleer bombalama nedeniyle özür dilemesini istemenin yanlış olduğuna inanıyor, çünkü bu tür suçlar özür dileyerek affedilemez ve insanlığın gelecekte bu tür suçlara tanık olmaması için sorumluların savaş suçlusu olarak yargılanması gerekir. Kimilerine göre bu bekleme süresinin üzerinden ne kadar geçerse geçsin er ya da geç, öyle bir gün gelecek ki bu cinayeti işleyenler suçlu olarak tanınacaktır. Bu arada bu tür olaylarda Amerika'nın nasıl bir çifte standartlı duruş sergilediği de ortaya çıkıyor. Amerika birçok kez insan haklarını sadece kendi perspektifinden ele aldığını insan haklarının Amerika için bir araç olduğunu öyle ya da böyle milyonlarca insanın hayatının pahasına bile hegemonik emperyalizmini sürdürmek istediğini göstermiştir.
342/