Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Hak Ali’yle birliktedir, Ali de hak ile, o nereye dönerse o da o tarafa döner.” (Eş-Şebâb, s.33; Ebû’l-Futûh Tefsiri, c.1, s.616; Keşfü’l-Yakin, s.234).
İbn Abbâs, Resûlullah’tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir: “Ali hak ile birliktedir, hak da onunla, Benden sonra imam ve halife odur; kim ona sarılırsa, hedefe ulaşır ve kurtulur. Kim de ondan ayrılırsa, yolunu kaybeder ve şaşkın kalır. O benim gusül ve kefenleme işimi üstlenir, borcumu eda eder, o iki torunum Hasan ve Hüseyin’in babasıdır.” (İsbâtü’l-Hüdât, c.1, s.573).
Ebûzer-i Gıfârî, Ümmü’l-Müminin Ümmü Seleme’den nakletmiştir: “Resûlullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum: Hiç şüphesiz Ali hak ile beraberdir, hak da onunla; onların bu birlikteliği havuz başında Bana varıncaya kadar asla bozulmaz.” (Bihârü’l-Envâr, c.38, s.32).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Ali, hakla birliktedir, hak da Ali’yle.” (İhkâkü’l-Hak, c.5, s.637).
Resûlullah (s.a.a), Hz. Ali’ye (a.s) hitaben buyurdu ki: “Sen, hakla berabersin; hak da nereye dönerse seninle beraber olacaktır” (İhkâkü’l-Hak, c.5, s.624).
Resûlullah (s.a.a) yine Hz. Ali’ye (a.s.) hitaben buyurdu ki: “Sen, hakla berabersin, hak da seninle beraber.” (İhkâkü’l-Hak, c.5, s.633; İsbâtü’l-Hüdât, c.2, s.209).
Ammâr b. Yâsir, Resûlullah’ın (s.a.a) Hz. Ali’ye hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Ya Ali, sen hak üzere olduğun hâlde, çok geçmeden azgın çete seninle savaşacaktır; kim o gün sana yardım etmezse, Benden değildir.” (İhkâkü’l-Hak, c.5, s.635).
Bir hadiste râvi Ebûzer-i Gıfârî’den şöyle nakletmiştir: “Resûlullah’tan (s.a.a) duydum ki şöyle buyuruyordu: Ali, hakla birliktedir, hak da onunla birliktedir; onun dilindedir. Ali nereye dönerse, hak da onunla birlikte döner.” (Bihârü’l-Envâr, c.38, s.28).
Selmân, Ebûzer ve Mikdâd, Resûlullah’tan (s.a.a) şöyle nakletmişlerdir: “Şüphe yok ki Ali hakla beraberdir, hak da her halükarda Ali’yle beraberdir. O Bana ilk iman eden ve Kıyâmet günü Benimle ilk müsafaha edecek kimsedir; odur en büyük sıddık ve hakkı bâtıldan ayıracak en yüce Faruk. O, Benim vasîm, vezirim ve Benden sonra ümmetim arasındaki halifemdir.” (İsbâtü’l-Hüdât, c.2, s.46; Bihârü’l-Envâr, c.38, s.30).
y.mesaj