9 Eylül 2014 - 10:02
ABD ve İran IŞİD'e karşı ortak mı?

İran, IŞİD'in Musul'u işgaliyle başlayan süreçte bazı şaşırtan hamleler yaptı:

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- İran, IŞİD'in Musul'u işgaliyle başlayan süreçte bazı şaşırtan hamleler yaptı:

İRAN PERMERGEYE SİLAH VERDİ

Erbil'de Mesud Barzani'yle görüşen İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, "IŞİD, sadece Irak için değil,tüm Ortadoğu bölgesi için tehdittir. Bütün ülkeler, diyalog halinde IŞİD terörüne karşı mücadele etmelidir" dedi.

Daha ilginci, ortak basın toplantısında Barzani'nin IŞİD'e karşı savaşan peşmergeye silah yardımı yapan ilk ülkenin İran olduğunu ilan etmesiydi! (hurriyet.com.tr, 26 Ağustos 2014)

İkinci iddiaya göre ise İran'ın lideri Ayetullah Hamaney, Devrim Muhafızları'nın sınır ötesi operasyonlardan sorumlu kolu olan Kudüs Güçleri'nin komutanı Kasım Süleymani'ye, IŞİD'e karşı savaşan güçlerle işbirliği yapması için izin vermişti!

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf, "İran'la askeri eylem koordine etmeyeceğiz ya da istihbarat paylaşmayacağız. Böyle bir planımız yok" dedi. Ancak Harf, tehditle ilgili diğer bölgesel oyuncularla olduğu gibi İranlılarla da diyaloga açık olduklarını, bu kapsamda ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns'un İranlı muhataplarıyla görüştüğünü belirtti! (yenisafak.com.tr, 6 Eylül 2014)

Aynı şekilde İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Arakçı da IŞİD'e karşı ABD ile işbirliği yaptıkları iddiasını yalanladı ancak "Tahran ile Washington'un Irak'ta ortak çıkarları olduğunu" da ekledi! (hurriyet.com.tr, 6 Eylül 2014)

Öte yandan Hamaney'in görevlendirdiği iddia edilen Kudüs Güçleri komutanı Kasım Süleymani'nin IŞİD'den kurtarılan Amerli kasabasında çekilmiş bi fotoğrafı yayımlandı ve yalanlanmadı. (hurriyet.com.tr, 4 Eylül 2014)

'BARZANİ İRAN BASKISINA BOYUN EĞDİ'

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? İran ABD ile IŞİD'e karşı ortak mı? Kürt devletine karşı çıkan Tahran yönetimi nasıl olur da peşmergeyi silahlandırır?

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in şu sözleri, Tahran'ın izlediği taktiklerin hareket noktasına işaret etmektedir: "Irak'ın emniyetini, kendi ülkemizin güvenliği olarak görüyoruz." (hurriyet.com.tr, 26 Ağustos 2014)

Yani Tahran, IŞİD saldırısı sonrası Irak'ın üçe bölünme ihtimalinin belirmiş olmasını doğrudan kendi güvenliğine tehdit olarak algılamakta ve Irak'ın birliği için konumlanmaktadır.

Bu noktada peşmergeye silah vermesi, artıları ve eksileri olan bir taktiktir ama Tahran'ın ulusal çıkarları dikkate alındığında artılar ağır basmaktadır:

Silah verenin silah alan üzerinde bir ölçüde denetim gücü olacaktır. KYB'yi Irak'ın birliği içinde tutabilen Tahran'ın KDP'ye etkide bulunabilmesi önemlidir.

Örneğin Erbil Selahaddin Üniversitesi'nden Prof. Dr. Osman Ali, şu önemli bilgiyi paylaşmaktadır: "Ayrıca Barzani en sonunda ya çaresizlik ya da KDP içindeki bir kanadın baskısı yüzünden İran baskısına boyun eğmiş görünmektedir. Erbil'in 30 mil uzağında bulunan bir kasaba olan Mahmur'dan IŞİD kuvvetlerini çıkarabilmek için İran Devrim Muhafızları'nın doğrudan katılımını talep etmekte ve almaktadır." (ORSAM Bölgesel Gelişmeler Değerlendirmesi, No:10, 1 Eylül 2014)

İÇERDE OLMANIN AVANTAJI

Öte yandan yine İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in şu açıklamasına bakılırsa, İran gelişmeler karşısında dışarda kalmaktansa içeri girip sınırlı da olsa bir etkide bulunmak, ABD'nin çıkarlarını dizginlemek istemektedir: "IŞİD'i Suriye'de uzun süre çeşitli şekillerde destekleyen ABD, şimdi ne yapacağına karar veremiyor. IŞİD önce Irak'ta, sonra Suriye'de, daha sonra tekrar Irak'ta faaliyet gösterdi. Yarın başka bir bölge ülkesine, belki de tüm bölgeye yönelecek. Tehlikenin ciddiyetinin anlaşılmadığını düşünüyorum. Uluslararası işbirliği şart." (yenisafak.com.tr, 7 Eylül 2014)

Mehmet Ali Güller

Ekler