Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Bir de tartışmalı olan teröristler var.
Kendi ülke sınırları için de 'özgürlük, demokrasi ve farklı haklar için silahlı mücadele verdiğini söyleyen' grup ya da örgütler.
Örneğin İrlanda'da IRA, İspanya'da ETA ve Türkiye'de PKK.
Durum böyle olunca terör kavramı hep tartışmalı olmuştur. Çünkü bu ve benzeri örgütler 'Devletler haklarımızı vermeyince biz de zorunlu olarak silahlı mücadeleye başvurduk' diyorlar.
Bir de din ve iman adına yapılan terör var.
Örneğin Haçlı Seferleri.
Örneğin Yahudi Siyonist çetelerin İsrail'in kuruluş aşamasında Filistin halkına yaptıkları.
Bugün bile İsrail yöneticileri 'Herkes bizi saf Yahudi devleti olarak tanımalı' diyor..
Yani her şeyi Yahudilik adına yaptıklarını söylüyorlar.
Bir de CIA'nin Suudi Arabistan parası ile kurduğu Kaide ve türevleri var.
Onlar işi daha da büyüterek Arap ve Müslüman ülkeleri orta çağa geri götürmek ve şeriatı uygulamak için her tarafta silaha başvuruyorlar.
Kendilerine karşı duran herkes onlar için düşman ve yok edilmelidir.
Suriye'de olduğu gibi.
Dünyanın dört bir yanından gelen Kaide kökenli on binlerce ruh hastası Suriye'de 'Kafir Alevi' Esad'a karşı savaşmaya başladı. Onlar gibi düşünen bölgesel ülkeler de bu ruh hastalarına yardım etmek için kendi aralarında yarışmaya başladı.
Ama olmadı. Çünkü Esad tarihte benzeri olmayan bir saldırıya direndi ve Suriye halkı ve ordusu bazılarının beklediği gibi Esad'a karşı ayaklanmadı.
Özetle onlar ve onlara destek veren dış ülke ve güçler çuvalladı. Çuvallayınca da önce ABD yan çizdi. Aralık 2012'de Nusra ve IŞİD'i terör listesine aldı.
Suriyeli muhalifler ve Ankara buna çok kızdı. Sonra da ÖSO ve diğer gruplar Nusra ile ittifaka zorlandı. Ankara bunlara 'ılımlı silahlı gruplar' adını taktı ve Batı'nın desteğini sağlamaya çalıştı. Ama yine olmadı.
Olmadı çünkü 3 Temmuz 2013'te Mısır'da Müslüman Kardeş Mursi devrildi ve Suriye'de önemli rol oynayan Suudi Kral, Sisi'nin yolunda giderek 7 Mart 2014'te Müslüman Kardeşler, IŞİD, Kaide ve Nusra'yı terör listesine aldı. Oysa Aralık 2013'te Nusra, ÖSO ve diğer gruplara birleşip IŞİD'e karşı savaşmaya başlamıştı. Bu savaşta şimdiye kadar 6 bin kişi öldürüldü. Hem de çoğu karşılıklı intihar eylemleri ile. Anlayacağınız 'hakiki Müslümanlar' cennete gitmek için kendi aralarında en kısa olan bu yolu seçmişti.
Ama esas sürpriz önceki gün yaşandı.
Önce AB Nusra'yı terör listesine aldı. Hemen peşinden yani önceki gün Ankara.
Bu ise inanılacak gibi değildi. Çünkü Nusra'nın kuruluşu, dünyanın dört bir yanından gelen ruh hastaları ile beslenmesi ve üç yıl süre ile silahlandırılıp desteklenmesinde AKP Hükümeti Katar, Suudi Arabistan ve benzeri ülkelerin yönetimleri ile birlikte baş rol oynamıştı.
Hatta bir ara Nusra Suriyeli Kürtlere karşı kullanılmıştı.
Hep söylüyorum :
Burası Ortadoğu ve kimin eli kimin cebinde belli olmaz.
Yine başından beri söylüyorum :
AKP Hükümeti'nin Suriye politikası toptan ve başından beri yanlış ve çok tehlikeli.
Bunları söylediğim için de 'Alo Fatih' kurbanı oldum.
Oysa hep doğruları söyledim, söylüyorum.
AKP Hükümeti yalancıları değil, beni dinlemiş olsaydı bugün Türkiye çok daha farklı ve onurlu bir konumda olurdu.
Çağdaş bir Türkiye geri kalmış, bağnaz, ilkel ve karanlık kral, emir ve şeyhlerin yönetimindeki Suudi Arabistan, Katar ve benzeri körfez ülkelerinin yanında olmamalı.
Hele kafa kesen, kurşuna dizen, intihar saldırılarında bulunan, bomba yüklü araçlarla suçsuz insanları öldüren, insanları kaçıran, yol keserek insanları soyan ve her türlü pislik ve rezilliği yapan Kaide, IŞİD, Nusra, ÖSO ve benzeri terör örgütlerinin yanında asla.
Hiçbirinin diğerinden farkı yok. Hepsi ruh hastası. Onlara terör örgütü demek iltifat olur.
Hepsinin öldürmek ve çalmaktan başka düşüncesi yok.
Ama işin ilginç ve bir o kadar garip olan tarafı Ankara üç yıldır sınırsız destek verdiği Nusra'yı artık terörist örgüt olarak tanımlıyor.
Ankara bunun gereğini yapar mı yapmaz mı bilinmez ama bu karar AKP Hükümeti'nin ne denli zor ve çıkmazda olduğunu kanıtlıyor.
Karar ABD ve AB'nin telkin ve baskısı ile alındı ise o zaman durum daha da ilginçleşiyor.
Anlaşılan Batı ve bölgesel yandaşları Suriye'de iflas ettiklerini kabul ediyorlar.
Bir de bakarsınız üç yıldır Esad'ı devirmek için her yola başvuran bu ülkeler bu kez Esad'a gidip 'Gel bundan böyle Nusra, IŞİD, Müslüman Kardeşler ve benzeri terörist gruplara karşı birlikte savaşalım' derler.
Neden olmasın?
Rezil olmaktan daha iyi değil mi?
yurt